Şampiy10
Magazin
Gündem

Basit bir idrar takibi ile kendinizin doktoru olun

.

ABONE OL
Vatan Haber

Kronik böbrek hastalığı Türkiye’de en sık görülen hastalıklardan. Hastalıkla ilgili doğru bilinen yanlışları İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’nden İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Seyit Mehmet Kayacan anlattı.

Ülkemizde ne kadar böbrek hastası var?

Kronik böbrek hastalığının görülme oranı Türkiye’de giderek artıyor. Türkiye Nefroloji Derneği’nin, Türkiye’de diyabet ve kronik böbrek hastalığı Credit Çalışması’na göre ülkemizde erişkin kronik böbrek hastası oranı yüzde 16. Bu aşağı yukarı 7.5 milyon insana tekabül ediyor. Bu kişilerin yaklaşık 2.5 milyon kadarı evre 2 veya 3 dediğimiz ilerlemiş kronik böbrek hastası. Ciddi kronik böbrek hastası olan diyabetik hastaların sayısı da yaklaşık 6 milyon civarında. Artışın en önemli nedeni ise en başta diyabet kontrolünün iyi olmaması, obezite, sigara tüketimi, kandaki lipid düzeyi yüksekliği olarak sayabiliriz. Her geçen gün çeşitli insülinler kullanıma girse de hastaların tedaviye uyum sağlayamamaları bu artışın en önemli faktörü. Obezite ve sigara geriye döndürülebilir risk faktörleri arasında öne çıkıyor. İnsanların kendi iradeleriyle kontrol altına alabilecekleri faktörler.

Obezite ameliyatları hastalıkları azaltıyor

Obezite diyabeti de beraberinde getiriyor. Peki beslenme konusundaki yanlış nedir?
Diyetle diyabet arasında çok yakın bir ilişki var. Daha doğrusu obezite ve diyabet arasında çok yakın bir ilişki var. Şişmanlıkta insülin direnci artıyor ve hastalarda hipoglisemi dediğimiz kan şekeri düşüklüğüne yol açarak daha fazla yeme ihtiyacını ortaya çıkarıyor. Bir kısır döngü söz konusu. Sebze ağırlıklı Akdeniz mutfağından uzaklaşıp karbonhidrat ve yağ içeriği fazla olan besinlerin alınması sonucu obezite oluşuyor. Sebze ağırlıklı beslenmeye önem vermek gerekiyor ama egzersiz şart. Egzersiz ve düzenli yaşam hem obezite riskini hem de kronik böbrek hastalığı riskini bertaraf ederek ortadan kaldırılmasında faydalı olabilir.
Obezite ameliyatlarından sonra diyabet, böbrek gibi kronik hastalıklarda geri dönüş oluyor mu?
Kesinlikle olur. Çünkü netice itibariyle obezitede vücuttaki yağ kütlesi fazla. Vücutta yağ ne kadar fazlaysa, insülin direnci de o derece çoktur. Dolayısıyla bu da diyabet gelişme olasılığını veya mevcut diyabet hastalığının daha da ilerlemesine yol açar. Bu da böbrek yetersizliğinin ilerlemesine neden olur. Bu kısır döngüyü kırmak amacından obezite ameliyatları faydalı olabilir diye düşünüyoruz.
Kışın elma, yazın ise karpuz yiyin
Böbrek sağlığı için mucizevi bir besin var mı?
Böbrek hastalarında potasyumu yükselten gıdalar, kalpte durmaya bile yol açabilir. Muz, üzüm kayısı gibi meyveleri yememeliler. Kronik bir böbrek hastası için en iyi meyve kışın elma, yazın karpuz. Ama karpuz sıvı yüküne yol açabilir. Kronik böbrek hastasının proteinden kaçınması gibi yanlış bir bilgi var toplumda. Bilakis, idrarında protein kaçağı olan bir kronik böbrek hastasının proteinden zengin beslenmesi lazım. Az önce söylediğimiz yüzde 30 oranını da aşmaması gerekiyor ama. Protein kaçağı olan bir hastaya bizim tercihimiz her gün bir yumurtanın beyazını yemesi. Haftanın bir günü bütün bir yumurtayı sarısıyla birlikte yiyebilir. Yumurtanın beyazının proteini çok zengin.
Böbrek nakli sonrası ilaçlara dikkat edin
Peki diyalize giren hasta sayısında bir artış var mı son yıllarda?
Türkiye’de yaklaşık 120 bin diyaliz hastası var. Bu oran giderek doğrusal orantıyla artıyor. Diyalizin yanı sıra böbrek nakilleri de sayıca artmakta Türkiye’de. Her ikisinin de avantajları ve dezavantajları var. Diyaliz tedavisi bir merkeze bağlı olması açısından veya her gün bir işleme tabii tutulduğu için hastaya külfet getirip yaşam kalitesini azaltabiliyor. Ama böbrek nakili olan hastalarda böyle bir dezavantaj yok. Ancak böbrek nakli sonrasında kullanılacak olan bazı ilaçların gerek enfeksiyonlara gerek çok nadir de olsa bazı kanser türlerine eğilim yaratması sebebiyle böyle bir dezavantajı var. Özellikle cilt kanseri veya diğer iç organlarda görülen kanserlere eğilim artmakta. Erken tanı ile bu risk ortadan kaldırılabilir. Bu kanser riskine rağmen böbrek naklini de yaşam kalitesini artırması açısından diyaliz tedavisine göre üstün olarak görüyoruz. Dolayısıyla kar-zarar olayını hesap ederek ve hastanın tercihini dikkate alarak diyaliz veya börek naklini hastalarımıza uyguluyoruz.
Eczanede satılan tuzlar tehlikeli
Sağlık için ne kadar tuz tüketilmeli?
Tuz ile böbrek arasında son derece yakın bir ilişki var. Günlük almamız gereken tuz miktarı 6 gram. Türkiye’de günlük tuz tüketimi kişi başına 15 gram. Kronik böbrek hastalığı, hipertansiyon ve diyabeti olan insanlarda ise tuz miktarını daha da düşük tutmalı. Günlük 4 gram tuz kullanmalarını öneriyoruz. Bazen tansiyon ve böbrek hastaları aşırı tuzsuz diyet uyguluyor. Bu da hastada halsiz ve bitkin duruma yol açıyor. Kronik böbrek hastaları tuzsuz yemek yesin denildiği için, hastalar normal tuz yerine eczanelerde satılan tuzları kullanıyor. Bu tuzlarda potasyum bulunuyor. Dolayısıyla potasyum, bir böbrek hastası için en tehlikeli mineral. Kalbin durmasına dahi yol açabilir. Deniz tuzu kullanımı yeterli.
Ağrı kesici tansiyon ilaçları zararlı
Ağrı kesici, antibiyotik ve hipertansiyon ilaçları böbrek yetmezliğine varan sonuçlar doğurabilir. Böbrek testi yapılmadan ağrı kesici kullanmayın.Bazı tansiyon ilaçları böbrek koruyucu dahi olsalar erken dönemde böbrek testlerini bozabiliyor.
Protein tableti kullanmak böbreğin yükünü artırıyor
Kronik hastalıklardan korunmak ve sağlıklı bir yaşam sürmek için nasıl bir beslenme programı uygulanmalı?
Genel olarak kabul edilen görüşe göre diyetin yüzde ellisi karbonhidrat, yüzde otuzu proteinlerden ve yüzde yirmisi yağlardan oluşmalı. Bu dengeli bir şekilde sağlanılırsa kilo alımı engellenebilir. Ama burada şuna da dikkat etmek gerekir; aşırı protein tüketildiğinde bunun da zararları var. Özellikle kas kütlesini arttırmak için diyetteki protein oranının artırılması, böbreğin üre yükünü artıracağından dolayı böbrek yetersizliğine de neden olabilir. Özellikle kas kütlesini artıracak protein tabletlerinin kullanımını toplumda görüyoruz. Bu da böbrek yükünü artırması açısından son derece riskli bir durum. Diyetteki protein miktarını yüzde otuzun üzerine çıkartmamak gerekir.
Özellikle spor yapanlar bu protein tabletlerinden kullanıyor. Bu tür hastalarınız oluyor mu?
Nadir de olsa rastlıyoruz. Protein tableti akut böbrek hasarı dediğimiz tabloya yol açabiliyor. Bu nedenle protein tableti kullanımını çok önermiyoruz. Mümkün olduğu kadar belli oranlarda protein alımı ilave protein alımına gerek kalmayacak şekilde yeterli olur diye düşünüyoruz.
Böbrek taşına üç haftada müdahale edilmeli
Kronik böbrek hastalıklarının önemli sebeplerinden biri böbrek taşı. Taşlı kronik böbrek hastalığında erken dönemde taşın ortadan kaldırılması gerek. Burada süre 3 haftadır. Üç haftayı geçen idrar yolunu tıkayan bir böbrek taşı varlığında alarmda olunmalı. Aksi taktirde üç haftadan fazla böbrek taşını tıkayan bir hastalık varsa böbrekte geri dönülmez bir kayıp meydana gelir. Bu da ya taş kırma yöntemiyle taşın büyüklüğüne, böbrekteki yerine ya da endoskopik yöntemle ya da açık cerrahi müdahaleyle başarılabilir.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Anne ve babalar bir adım geride durmalı!
  2. Çocuğa baskı yapmak okula uyum sürecini uzatır
  3. Güneş lekelerinden kurtulurken cildiniz de sıkılaşsın
  4. Kansere bıçak değmez efsanesi tedaviyi aksatıyor
  5. Kumsalda yediklerinizi nasıl yakarsınız?
  6. Her yıl 2 milyon çocuğu ölümden kurtaran aşı hakkında doğru bilinen yanlışlar
  7. Çocuklarınıza ödül değil sorumluluk verin
  8. Çocuklara her gün 20 dakika kitap okuyun
  9. Bu gıdaları çocuklarınıza yedirmeyin!
  10. Şezlongta yedikleriniz size bir haftada 3 kilo aldırabilir

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.