Standartsız demokrasi...
.
İlaç gibi geliyor bana; “okulların tatilinin uzayacağı haberi” ilk başta...
“Turizmciler böyle istiyor” deseler de esas neden; seçim atmosferinin mümkün olduğunca geç başlaması...
Tatil beldelerinde bulunanların terörün olumsuz etkilerini daha az üzerlerinde hissetmesi...
Tatil rehavetinin iki hafta daha sürmesi olsa gerek...
***
Kasım’da seçimler var...
Farkındayım ki; seçimlere uygun stratejiler, her yerde, her biçimde yürürlüğe girecekler...
Türkiye gibi ülkelerde “her şey gibi, eğitim de siyasi durumlara ve konjonktüre göre eğilir bükülür bir hal alabiliyor...”
***
Süleyman Demirel’in on yıl önce “hükümet kurma görevini Erbakan’la anlaşan; Tansu Çiller’e değil, Mesut Yılmaz’a vermesi, tercihini farklı yönde kullanarak siyasi olayları manipüle ettiği iddiası; 28 Şubat post modern darbe ya da müdahalesinin en temel kanıtıydı...”
Bir hükümet “eğer cebren düşürülmüşse”, bunun somut kanıtı Cumhurbaşkanı’nın farklı tercihinde aranmalıydı...
***
AKP iktidarı beş yıl boyunca 28 Şubat sürecinin ‘darbe’ niteliği üzerinde durdu... Bunu meydanlarda sonsuz kere haykırdı...
“28 Şubat’ta darbe yaptılar” gerekçesiyle generaller içeri alındı...
“Darbe”nin -varsa eğer- en görünen delili, Cumhurbaşkanı’nın “hükümet kurmak için anlaşan Doğru Yol-Refah ittifakı yerine; ANAP’a görev vermesiydi...”
***
Oysa şimdi de Cumhurbaşkanı; CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na hükümeti kurma görevi vermiyor...
Kimse bu konunun üzerinde durmuyor...
Doğrusu ben de durmuyorum...
Türkiye’de, hukuk, adalet, siyaset, eğitim gibi temel konuların “siyasi konjonktüre göre, herkes tarafından rahatlıkla eğilip bükülebildiğini biliyorum...”
Türkiye’nin dört bir yandan yazıldığı söylenen tarih bile ‘gerçek’ yazılmıyor...
Standardize olmuyor...
Bizim bir standardımız yok...
Hiçbir konuda...
Hiçbirimizin hiçbir konuda, hiçbir standardı olmayınca;
Demokrasimizin de hiçbir standardı olamıyor...
*****
“BİZİM OKUL; 4 EYLÜL’DE AÇILIYOR...
Arkadaşımla dün telefonda konuşurken; Başbakan’ın “verdiği müjde”ye göre, Bodrum’daki kalış süremi uzatacağımı söylüyorum...
Çocukların anneleri arıyor telefonla...
Onun da dizi çekimleri var, Marmaris’te Köyceğiz’de...
Bir süre daha, ‘bölgede’ kalmaya karar veriyoruz önceki gece...
***
Ancak arkadaşım;
-“Son haberlere bir daha bak... Geç başladığı için yeni eğitim yılının nasıl düzenleneceği açıklanıyor...” diyor...
Bakıyorum haberlere...
Haziran’daki öğretim yılının bir hafta geç sona ereceği söyleniyor...
O sırada şeytan!; -ya da bence melek- beni dürtüyor...
-“Şu okulu arayayım da okulun ne yapacağını tam olarak onlardan öğreneyim...” diyorum...
-“Okul 28 Eylül’de açılıyor...Formalar ne zaman hazır olacak...” diye soruyorum...
Kolej’den hiç ummadığım bir cevap alıyorum:
-“Biz 4 Eylül Cuma günü açılıyoruz...” diyorlar...
***
Şaşırıyorum...
-“Hiçbir değişikliğe gitmiyoruz... Özel okul olduğumuzdan bu hakkımız var... Sistemimizi değiştirmek istemiyoruz...” diyorlar...
İçimde tarif edemediğim bir mutluluk rüzgarı esiyor...
Bir taşkınlık hissi kaplıyor içimi...
Yaşamım boyunca; elli yıl okulun erken başlamasından mutlu olduğum tek olayın bu olay olduğunu fark ediyorum...
***
Arkadaşımla konuşuyorum...
-“Bizim Kolej 4 Eylül’de ders başı yapıyor... Kendi sistemini devam ettiriyor...” diyorum...
Mutlu olduğumu fark ediyor arkadaşım;
-“Tabi...” diyor...
-“Çocuklarla sabahtan akşama bir arada olmak zor geldi... Okul başlayacak kendine zaman ayıracaksın... Onun için mutlusun...”
***
Oysa durum söylediğinin tam tersi...
Tatil beldesinde otelin sağladığı huzur ve konfor, bana ilaç gibi geliyor...
Elimden gelse, burada çocuklara özel eğitim verdirip, liseden mezun ederim... Veliye zor gelen, tatil süreci değil, başlayacak okul süreci... Yapılması gereken bir sürü iş var...”
*****
SORBONNE, OXFORD, HARVARD’IN EĞİTİM TARİHLERİ DEĞİŞİYOR MU?..
Bana uymamasına rağmen, TED Koleji’nin 4 Eylül’de ders başı yapacak olmasının içimde yarattığı mutluluk ve heyecanı anlamaya çalışıyorum...
Bunun gizli nedenini biliyorum...
Arkadaşıma söylüyorum...
***
-“Seçim konjonktürüne göre, okulların ders başı yapma tarihlerinin değişmesi, hayatın siyasete göre şekil değiştirmesi, hiçbir şeyde olmadığı gibi eğitimde de gerçek bir standardın olmaması, beni duygusal olarak rahatsız ediyor...
Bu ülkenin, demokrasi, hukuk, adalet, eğitim, siyaset ve basın standartları olmayan; Ortadoğu coğrafyası bir örnek olması, bana nerede yaşadığım sorusunu sorduruyor...”
***
-“TED Koleji, bana okulların eğitim yıllarının; siyasete veya turizm arayışlarına göre değil, eğitimin kendi standartlarına ve kalitesine göre, sahici nedenlerle şekillendiğini gösterdiği için mutluyum...
Eğitim yılını 4 Eylül’de açma kararında bir değişikliğe gitmediği için TED Koleji’ni alkışlıyorum...
Bana, 28 Eylül tarihi çok daha iyi geldiği halde, 24 gün önceden başlatılan eğitim yılı kararına sonsuz derecede saygı duyuyorum...”
***
-“Amerika’daki Harvard Üniversitesi Birleşik Devletleri’ndeki Başkanlık seçimlerinden nasıl etkilenmiyorsa...
Oxford Üniversitesi; İngiliz seçimlerine göre nasıl eğitim yılının başlama tarihini değiştirmiyorsa...
Sorbonne; nasıl François Holland’ın siyasi ajandasına göre, eğitimini belirlemiyorsa; bizim mütevazı Kolej’imiz de, kendi eğitim yılını kendi eğitim gerçeklerine göre seçmeli...
Bütün siyasi partilere ve liderlere başarılar...
Bizim okul; 4 Eylül’de açılıyor arkadaş...”