Şarık Tara seçim sonuçlarını üç gün önce bire bir nasıl bildi?
.
Perşembe günü öğleden sonra saatlerinde uzun yıllardır görmediğim Şarık Tara’yla bir vesileyle uzun bir sohbet yapıyorum...
Bana; bugünlerde en çok sorulan soruyu soruyor:
-“Nasıl görüyorsun seçimleri?..” diyor...
İki ay önce ta Nisan ayında köşemde yazdığım tahminimi söylüyorum...
-“Yüzde 42-43 AKP...
Yüzde 26 CHP...
Yüzde 16-17 MHP...
Yüzde 11 HDP...”
***
-“Benim edindiğim ve doğru olduğuna inandığım rakamlar şöyle...” diyor:
-“Yüzde 41 AKP...
Yüzde 24-25 CHP...
Yüzde 17 MHP...
Yüzde 13 HDP...”
Şarık Tara’nın verdiği oy oranlarındaki “kesinlik ve objektiflik” ilgimi çekiyor...
***
Birkaç aydır, seçimlerle ilgili “kim tahminde bulunsa”, objektif tahminden çok Amerika’lıların wishfull thinking dediği, “temenni” tahminlerin öne çıktığı görüyorum...
Şarık Tara’nın; “bunların doğru olduğunu düşünüyorum” dediği tahminlerini dinlerken, ünlü işadamının temenni dediğim wishfull thinking’den ziyade; objektif olmaya çalıştığı izlenimini ediniyorum...
***
CHP ve MHP’nin oylarının yaklaşık oranlarla bilinmesi beni çok etkilemiyor... Seçim öncesi tahminlerde en belirgin fark; AKP ve HDP’nin oy oranları tahminlerinde görülüyor...
AKP için Yüzde 47-49’lardan; yüzde 37’lere kadar her oranı duyuyorum...
HDP için; yüzde 7’den; yüzde 25’e kadar her oranı duyduğum gibi...
***
Şarık Tara’nın yüzde 41 ve yüzde 13 oranlarını söylemesini önemsiyorum...
Fark ediyorum... Şarık Tara; gönlünden geçen bir tahmin söylemiyor... Titiz araştırıldığı belli, nokta atışı tahmin yapıyor...
*****
ŞARIK TARA’DAKİ RAKAMLARIN SIRRI VE DÜNKÜ TELEFON...
Seçim gecesi biterken, bütün partiler için söylediği rakamlar bire bir çıkınca; ünlü işadamının bana tahminlerini söylerken; “Bu rakamların doğru olduğunu zannediyorum” yollu endikasyonunu hatırlıyorum...
***
Dün öğleden sonra Tara’yı bir daha telefonla arama ihtiyacı hissediyorum...
telefonda;
-‘Perşembe günü söyledikleriniz bire bir çıktı... Söylerken; ‘Bu rakamların doğru olduğunu tahmin ediyorum’ demiştiniz...
Nereden aldığınızı söylemek ister misiniz?..” diyorum...
-“Yok söylemeyiyim onu...” diyor...
Israr etmiyorum...
Ancak bir işadamının “seçimlere yaklaşımındaki, objektif öngörüye bakarak, iyi işadamlığı denilen şeyin, hayatta duygularla hareket etmemekten geçtiğini” anlıyorum...
*****
"ERKEN SEÇİM OLURSA AKP OYUNU ARTIRIR...”
-“Erken seçim olursa; AKP oyunu arttırır...” diyor Şarık Tara...
Daha önceki tahminlerinin objektifliğini bildiğimden hiç ses çıkarmıyorum...
Sadece;
-“Neden” diye soruyorum...
-“Öyle olur... Sıradan vatandaşa erken seçimde daha somut mesaj verir...”
***
Koalisyonu şart görüyor...
Ancak nasıl bir koalisyonu uygun gördüğünü iznini almadığım için yazmıyorum...
Şarık Tara’yla konuşurken, geçmişe uzanıyorum...
27 yıl öncesine gidiyorum...
Onu Atina’da ilk gördüğüm güne...
*****
TURGUT ÖZAL’IN YAKIN ARKADAŞI; ŞARIK TARA...
Onu Atina’daki Türkiye Büyükelçiliği’nde gördüğümde, Turgut Özal’ın yakın arkadaşı çok ünlü bir işadamıydı...
Yunanlı işadamlarıyla iş konseyi toplantısı için Atina’ya gelmişlerdi...
O günlerde Türkiye 12 Eylül günlerinin içinden geçmekte olduğundan, Yunanistan’ın “demokratik ve sosyalist iktidarı” için, “uzak durulması gereken” bir ülkeydi...
***
Yunan Başbakanı Andreas Papandreu’nun, “Yunanistan olarak; Türkiye ile konuşacak, diyalog yapacak bir şeyimiz yok...” dediği günlerdi...
Şarık Tara’yı, Nazmi Akıman’ın verdiği resepsiyonda tanımıştım...
Türkiye’ye küçümser bir tavır takınan Yunanistan’ın sosyalist hükümetine ve işadamlarına, “tepeden tepeden” bakıyordu...
***
Onları o kadar snobize etmişti ki; Yunanlı politikacı ve işadamları aralarında “Kim bu adam?..” diye konuşuyorlardı...
Özal’ın çok yakın arkadaşıydı...
Turgut Özal; Papandreu’ya iletmek istediklerini; çok güvendiği Şarık Tara üzerinden “sağlamlaştırıyordu...” Tara; Yunan Başbakanı Andreas Papandreu’yla da görüşmüştü...
Ona; “Türkiye’ye karşı böyle düşmanca tavırlar alırsan, seçimleri ve hükümeti kaybedersin...” türü sözler söylemişti...
***
Yunanlı diplomatlar ve işadamları Şarık Tara’dan tırsıyorlardı...
Özal’ın yakın arkadaşı, Papandreu’yla görüşen bir işadamı olduğundan, ona açıktan cephe alamıyorlar; sözlerinden ise muzdarip; lafın altında kalmanın rahatsızlığını yaşıyorlardı...
ATTİKA BÖLGESİNİ ZİYARET EDEN OSMANLI VALİSİ GİBİ...
O günlerde Şarık Tara için; “Tam Yunan’lıları çözecek adam” demiştim...
Yunanlılar kendilerine, tepeden bakan adamlara “önce kıl olurlar” sonra yavaş yavaş cellatlarına aşık bir portre çizmeye başlarlardı...
Bu kişi hele bir Türk’se, “siyasi olarak en çok karşı çıktıkları Osmanlı tavırlarına, ilk başlarda ifrit olurlar, sonra o tavırları gösteren kişiyi önemsemeye başlarlardı...
***
Şarık Tara tam da böyle yapıyordu...
Burnundan kıl aldırmıyor; Türkiye’yi snobize eden Atina’ya “Burası da şehir mi gibisinden” bakıyor; sanki mazideki gibi Osmanlı İmparatorlu’ğunun merkezi İstanbul’dan; Attika bölgesini ziyarete gelen “vali” gibi bir tavırla yaklaşıyordu onlara...
Politikası bir süre sonra etkili olmuş; Şarık Tara en çok “saygı” duydukları işadamı haline gelmişti...
***
O günlerde dikkatimi Yunanlılara karşı snobize tavırlarıyla çeken işadamı, 27 yıl sonra; “seçim tahminlerini önyargısız bire bir bilen işadamı olarak” karşıma çıkıyordu...
85 yaşındaydı o şimdi...