‘Korku’ karşısında içsel gücünüz...
.
Tüm varoluşların kaynağı saf bilinçtir...
İçsel güç; doğmayı bekleyen sınırsız gücü, dünyaya getirmenin yollarını arar...
***
Gerçek benliğinizin saf yaratıcı bir güç olduğunu anladığınızda, evrendeki her şeyi tezahür ettiren güçle birleştirirsiniz...
***
İçsel güç; sizin spiritüel temelinizdir...
‘Sonsuz ve sınırsız olmak, sonsuz coşku duymak’ anlamına gelir...
***
Gerçek doğanızı keşfettiğinizde, kim olduğunuzu bildiğinizde düşlediğiniz her şeyi gerçekleştirebilme yeteneğini keşfedeceksiniz... Çünkü siz; şu an ve gelecek için sonsuz bir güç ve sınırsız olanaklara sahipsiniz...
***
Benlik deneyimi; yani ‘iç referans’ size şunu anlatır...
İçinizdeki referans noktası; dış nesnellik değil; sizin içinizdeki ‘öz’dür...
***
İç referansın tersi olan ‘dış referansta’ysa her zaman benliğinizin dışındaki nesnellikten, yeni durumlardan, koşullardan ve başka insanlardan etkilenirsiniz...
***
Dış referansta daima başkalarının onayını beklersiniz...
Düşünce ve davranışlarımız daima başkalarının beklediği tepkiye göre şekillenir...
Yani korku temellidir...
HER ŞEYİ KONTROL ETMEK İSTEMEK ‘KORKU’ KAYNAKLIDIR...
Dış referansta her şeyi kontrol etmek istersiniz...
Dışarıdan bir güce ihtiyaç duyarsınız...
***
Onaylanma ihtiyacı, kontrol etme ihtiyacı, dış güç ihtiyacı gibi tüm ihtiyaçlar korku temellidir...
***
Korku temelli bu güçler; içsel güç, benlik gücü ve gerçek güç değildir...
***
‘Benlik Güc’üne sahip olduğunuzda, korku yok olur, kontrol etme isteği yok olur, diğerlerinin onayı ya da dış güç için mücadele yok olur...
‘EGO’ TOPLUMDAKİ MASKENİZDİR...
Dış referansta, içimizdeki referans noktası ‘ego’nuzdur...
Ama ‘ego’ demek ‘siz’ demek değilsiniz...
Ego sizin kendiniz için yarattığınız imajın adıdır...
***
Ego toplumdaki maskeniz, oynadığınız roldür...
Toplumsal maskeniz, diğerlerinden aldığınız onayla beslenir...
***
Ego; kontrol etmek ister, güç ile ayakta durur, ‘korku’ içinde yaşar...
***
Gerçek benliğiniz yani “Öz”ünüz, ruhunuz tüm bunlardan özgürdür...
***
Eleştiriye kalbi açıktır...
Herhangi bir mücadelede korkusuzdur...
Kendini kimseden aşağıda hissetmez...
***
Buna rağmen, mütevazıdır...
Kendini kimseden üstün hissetmez...
Çünkü herkesin kendi benliği ile aynı olduğunu, farklı kabukların altında aynı ‘Öz’ün olduğunu bilir...
***
Dış referans ile iç referans arasındaki temel fark budur...
İç referansta her koşulda korkusuz, herkese saygılı, kendini kimseden üstün görmeyen gerçek varlığınızı yaşarsınız...
İçinizdeki güç gerçek gücünüzdür...
ÜNVAN, PARA, İŞLE GELEN ‘GÜÇ’ VE DIŞ REFERANS...
‘Dış referans’tan kaynaklanan güç ise, aldatıcıdır...
‘Ego’ temelli güç, sadece dış referans unsuru var oldukça oradadır...
***
Eğer belli bir ünvanınız varsa, bir ülkenin başbakanı, bir şirketin yöneticisiyseniz, veya çok paranız varsa; ünvan, para ve işle gelen gücün keyfini çıkartırsınız...
***
Ego temelli güç; bunlar var oldukça sürer... Ünvan, iş para gittiğinde güç de biter...
İÇSEL GÜCÜNÜZ; İSTEDİĞİNİZ ŞEYLERİ VE İNSALARI CEZBEDER...
Buna karşın içinizdeki güç devamlıdır...
İçinizdeki ‘bilge’liğe dayanır...
***
Kişisel gücünüzün bazı değişmez özellikleri vardır...
İstediğiniz şeyleri ve insanları cezbeder...
***
Arzularınızın gerçekleşmesi için, insanları, durumları ve koşulları size çeker...
Buna; doğa yasalarının desteği de denebilir...
***
Bu ilahi erdemden gelen, ilahi bir destektir...
Bu güç, sizin insanlarla gerçek bağlar kurmanızı sağlar ve bu bağ gerçek sevgiden gelir...
BENLİĞİNİZİ HİSSETMENİN YOLU...
Saf bilincinizde yatan yaratıcılığınızı bütünüyle kullanmak istiyorsanız; öncelikle bu alana girebilmeniz gerekir...
***
Bu alana girebilmenin yollarından biri;
Her gün biraz kendi dinginliğinizle baş başa kalmak, sessizliği deneyimlemektir...
Meditasyon yapmak ve hiçbir şeyi yargılamamaya çalışmaktır...
***
Doğada geçireceğiniz belli bir zaman, bu alanda ihtiyaç duyduğunuz, içinizde var olan niteliklerinize ulaşmak için yardımcı olacaktır...
***
Bu özellikleriniz, sonsuz yaratıcılığınız, sınırsız özgürlüğünüz ve sonsuz mutluluğunuzdur...
HER GÜN İKİ SAAT KENDİNİZLE BAŞBAŞA KALIN...
Kendi dinginliğinizle yani sessizliğinizle baş başa kalabilmek, var olabilmek için belli bir zamanı kendinize adamak demek...
***
Dinginliği deneyimlemek, belli aralıklarla konuşma aktivitesinden uzaklaşmak demek...
***
Aynı zamanda belli aralıklarla, televizyon seyretme, radyo dinleme, kitap okuma gibi aktivitelerden uzaklaşma anlamına gelir...
***
Eğer kendinize dinginliğinizi yaşama fırsatı vermezseniz, iç diyaloglarınızda çalkantı olacak...
***
Arada sırada kendi dinginliğinizi sağlayabilmek için, kısa zamanlar yaratın...
Her günün belli bir bölümünü, içinizde sessiz kalmak için ayırın...
***
Bunu günde iki saat yapmaya çalışın...
İki saat çok fazla geliyorsa, en az bir saat ayırın... Ve bazen de bunun için; bir gün, iki gün, hatta bir hafta gibi daha uzun zamanlar ayırmayı deneyin...
DİNGİNLİĞE ULAŞTIĞINIZDA NELER OLUR?..
Dinginliğe ulaştığınızda neler olur; İlk zamanlar iç diyaloglarınızın yoğunluğundan doğan çalkantılar daha da artar...
***
Bir şeyler söylemek ve düşünmek için çok daha güçlü bir ihtiyaç duyarsınız...
O anlarda sizi ani bir acelecilik duygusu ve endişe sarıverir...
***
Ancak dinginliğinizde kalmaya devam ettiğinizde, o iç diyaloglar azalır, zihin sakinleşir... O an muazzam bir sessizlik olur...
***
Bunun nedeni, zihnin belli bir yerden sonra pes etmesi, aynı yere gidip gelmenin bir anlamı olmadığını fark etmesidir...
İç diyaloglar sustuğunda; içinizdeki gücün sınırsız alanında muazzam bir sessizlik başlar...
(Deepak Chopra’nın Başarının 7 spiritüel yasası kitabından derlendi...)