Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak...
.
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır parlayacak!
O benimdir, o benim milletimindir ancak!
Çatma kurban olayım çehreni; ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül... Ne bu şiddet bu celal?..
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal.
Hakkıdır hakka tapan, milletimin istiklal.
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım;
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım!..
Kükremiş sel gibiyim bendimi çiğner aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmaz taşarım...
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar.
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar...
Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın;
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın.
Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın.
Baktığın yerleri toprak diyerek geçme tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehid oğlusun, incitme yazıktır atanı.
Verme dünyaları alsan da bu cennet vatanı...
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şuheda, fışkıracak toprağı sıksan şuheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsa da Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda...
Ruhumun senden ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin ma’bedimin göğsüne na-mahrem eli!
Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.
O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım.
Her cerihamdan, ilahi boşanıp kanlı yaşım;
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na’şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım!
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlal;
Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet,
Hakkıdır; Hakk’a tapan milletimin istiklal!..
Mehmed Akif Ersoy
EY TÜRK GENÇLİĞİ!
Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyeti’ni, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur.
Bu temel senin en kıymetli hazinendir.
İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici bedhahların olacaktır...
Bir gün İstiklal ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin!
Bu imkan ve şerait, çok namusüait bir mahiyette tezahür edebilir.
İstiklal ve Cumhuriyeti’ne kast edecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler... Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.
Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler.
Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet fakr-u zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı!
İşte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen; Türk İstiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır!
Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Mustafa Kemal Atatürk
AĞLAMA ANNE (ZİYNET SALİ)
Ah ne hayatlar ümidiyle
zamansız yollara düştük
ilk yenilen biz değildik elbet
gün oldu dünyaya küstük
Ağlama anne benim için ağlama
Ben de herkes kadar aldım acılardan
Ağlama anne benim için ağlama
Ben de herkes kadar yandım
Sen ne olur çocukluğumu sakla
Tek kalan bu elimde avcumda
Ağlama anne benim için ağlama
Her birimiz başka bir hikaye
Anne bu ayrılıklar niye
Sen yine bir ninni söyle bana
Yavrum uyusun da büyüsün diye...
Ağlama anne benim için ağlama
Ben de herkes kadar aldım acılardan
Ağlama anne benim için ağlama
Ben de herkes kadar yandım
Sen ne olur çocukluğumu sakla
Tek kalan bu elimde avcumda
Ağlama anne benim için ağlama...
Sezen Aksu