‘Gazeteci’ye hatalı ameliyat yapan doktorun ihmali; Mehmet Barlas’ın bütün vücuduna iltihap sardırdı...
.
Yıllar önce, grubun bankalara el konduğu gün; “Gazeteci”yi telefonla arayarak eve çağıran; Kolej’li Abi, iki gün önce yine Gazeteci’yi arıyor telefonla...
-“Bodrum’da Sağlık Merkezi’nde anti-aging kampındayım... Akşamları burada, şampanya tadında, şampanya olmayan alkolsüz içki...
Hamburger tadında, et ihtiva etmeyen hamburger...
Kahve tadında kahve olmayan kahve, alkali su ve değişik anti-aging yemekleri yiyorum... Seni özledim... Gel burada sağlıklı bir akşam yemeği yiyelim beraber... Sohbet ederiz...” diyor...
***
Gazeteci; Kolej’li Abi’siyle buluşuyor...
Sohbetin sonlarına doğru Kolej’li Abi;
-“Mehmet Barlas aylardır hasta, hala iyileşemedi... Bel ameliyatı olmuştu... İltihaplanmış, komplikasyon yapmış... Hala düzelmemiş... Eşi Canan apar topar Bodrum’dan İstanbul’a dönmüş...” diye haber veriyor...
***
“Gazeteci” iki ay kadar önce, bir ara yazılarını göremediği Mehmet Barlas’ın “hastalığından” haberdar oluyor...
***
Arayıp, kızıyla bir telefon konuşması yapıyor... “Barlas’ın bel ameliyatı” olduğunu öğreniyor; “geçmiş olsun” dileklerini ilettikten sonra telefonu kapatıyor...
***
Gazetesinde, yazılarının yeniden yayınlandığını görünce; ameliyat sürecinin bittiğine kani olup, iki buçuk aydır bir daha iletişime geçemiyor kendisiyle...
***
Kolej’li Abi; “Mehmet Barlas’ın bel ameliyatından iltihap kaptığını, iltihabın bir süre sonra bütün vücudu kapladığını anlatıyor...
“Gazeteci” şaşırıyor; hemen ertesi sabah, “aile”yi arıyor...
***
Öki; Barlas “birinci bel ameliyatı esnasında veya hemen sonrasında iltihap kapıyor... Ameliyat sonrası çekilen MR’da iltihap gözüküyor... Ancak doktor; görmüyor ve es geçiyor...
***
Bir süre sonra; iltihap Barlas’ın bütün vücuduna sirayet ediyor...
Mehmet Barlas hızla kilo kaybetmeye başlıyor...
***
Aile; Barlas’ın hızlı kilo kaybının nedenini bir türlü anlayamıyor...
Sonunda -ilginç bir benzerlik- yıllar önce Gazeteci”nin yaptığı gibi doktor Azmi Hamzaoğlu’na gidiyor Barlas...
***
Azmi Hamzaoğlu; iltihaptan dumura uğrayan; organlara takviye amacıyla, yeniden ağır bir ameliyat yapıyor Mehmet Barlas’ı...
***
“Gazeteci” hikayeyi dinlerken; kafasında aniden bir düşünce patlıyor;
-“Yoksa ilk bel ameliyatını yapan doktor Prof. Fahir Özer miydi?..” diye soruyor...
-“Evet...” diyor Aile...
-“Ben size kendi ameliyatımı anlatmamış mıydım?..” diye haykırıyor...
-“Anlatmıştın ama...” diyorlar;
-“Doktorun adını hatırlamıyorduk...”
BAZIN KONSEYİ VE ACIKLI BİR GAZETECİLİK ÖYKÜSÜ!
“Gazeteci”nin o an aklına birkaç yıl önce yazdığı ve “sakat kalacağını anlattığı başarısız bel ameliyatı” yazısı geliyor...
İlginç bir olay gerçekleşiyor o yazıdan sonra...
***
Basın Konseyi; birkaç hafta sonra yazıyla ilgili “Gazeteci”ye bir “uyarı cezası” gönderiyor...
Yazıda “Gazeteci”nin etik davranmadığını ileri sürüyor Basın Konseyi ve “uyarı” cezasını önerenin “Başkanlığını...” olduğu belirtiliyor...
***
Bak bir hayretle karşılıyor “Basın Konseyi”nin “Uyarı” cezasını “Gazeteci...”
Hayretinin bir nedeni var...
***
Basın Konseyi’nin Gazeteci’ye “uyarı” verilmesini isteyen Başkanlığında yılların gazetecisi hanım meslektaş ve eşi; “Gazeteci”yle aynı gazetede aynı televizyonda beraber çalışmış 38 yıllık arkadaşları ve meslektaşları olan kişiler
***
“Gazeteci”yi mesleğe girdiği günden bu yana tanıyorlar...
Kocası Yazı İşleri Müdür’lüğünü yapıyor, Basın Konseyi Başkanıyla on yıl birlikte muhabirlik yapıyor “Gazeteci...”, Milliyet Gazetesi’nde ve Show TV’de...
***
“Gazeteci”nin mesleki eğitimini aldığı; ve 10 yıl çalıştığı Abdi İpekçi ekolünün geçerli olduğu Milliyet Gazetesi’nde, nasıl bir Gazeteci olduğunu o karı koca çok iyi biliyorlar...
***
Elli yaşında değil; 20 yaşındayken bile bir gün meslek etiğine aykırı yazı yazmadığını yazmayacağını en iyi onlar biliyor diye düşünüyor “Gazeteci...”
***
Minik çocukları doğduğunda, eşinin yakını olan “çiftin erkeğinin” hastane odasında ilk ziyaretçi olduğunu da hatırlıyor “Gazeteci...”
***
Kendisini “sakat” bırakan doktoru anlattyazısına Basın Konseyi’nin kendisinden savunma bile almadan “uyarı” cezası verilebilmesi için, “çok derinde bir şeyler olduğunu” seziyor ama tam anlamlandıramıyor Gazeteci...
BASIN KONSEYİ’NİN GAZETECİLİĞİ!!! YARGILANIYOR...
Basın Konseyi “doktorun yaptıklarını anlattığı yazısından dolayı Gazeteci’ye “Uyarı cezası” veriyor...
Doktor hiçbir şey olmamışcasına görev yapmaya devam ediyor...
***
İki yıl sonra; ameliyat ettiği gazeteci Mehmet Barlas’ın ameliyat yerinde oluşan iltihabı MR’da görmve iltihap Barlas’ın bütün vücudu sarıveriyor...
***
“Gazeteci” durumu yazdığı yazısına “uyarı cezası veren” meslektaşlarını düşünüyor ve acı acı gülümsüyor...
***
Sonra; aklına herkesin söylediği bir laf geliyor...
-”O doktora kimse bir şey yapmaz...” diyorlar;
-”güçlü o doktor...”
***
Neden acaba diye düşünüyor Gazeteci...
Gözüne bir anda “doktor”un; “mensuplarının birbirlerini koruma, kollama, gözetme” duygularının çok ağır bastığı yasal ama özel bir yapılanmanın üyesi olduğu çarpıyor...
***
“Gazeteci”, “hayatta yalnız ve tek olduğu”ndan; tuttuğu kulübün dışında hiçbir yapılanmaya üye olmadığı gibi; bu örgütlenmeye de mensup değil...
***
Bu örgütlenmeye karşı bir pozisyonu ya da politikası da mevcut değil...
Birçok tanıdığı, dostu, arkadaşı bu örgütlenmenin parçası ve bu durum yıllar içinde “Gazeteci”nin arkadaşlıklarını dostluklarını hiç etkilemiyor...
***
Yakın çevresinden biliyor ki; “Konsey’deki” çiftin dünyaları da bu dünyalara pek uzak değil...
O zaman “38 yıllık tertemiz “Gazetecilik” hayatında 40 yıllık dostlarından!!! aniden aldığı “uyarı cezasının anlamını” kavramaya başlıyor Gazeteci...
***
“Masum çocuklarını”, “40 yıllık arkadaşına, dostuna, meslektaşına haksız uyarı cezası kesen, bu “çakma ilişkilerin” etkisinden kurtarmak için Tanrı’ya dua ediyor dün Gazeteci...
***
Basın Konseyi’nin “Uyarı Cezası”; acıklı bir gazetecilik öyküsünün, ibretlik vesikası olarak orada öylesine duruyor...
***
Mehmet Barlas bütün vücudu iltihap kaplamış bir halde, yeniden hastaneye kaldırılıyor...
“Gazetecilik” yargılanıyor!!!
Gazeteci’ninki değil;
“Basın Konseyi”nin gazeteciliği!!!