Etki ajanlarına ilahi adalet...
.
Siz birisinin üzerine attığınız iftiralara;
İftira demezsiniz; mesleki olarak... Operasyon dersiniz...
Etki ajanı olarak görevlendirildiğinizden;
Bu görevin “gereğini” yapmakta olduğunuzu düşünürsünüz...
Birini fiziki veya manevi olarak yok ettiğinizde de buna “ölüm değil, infaz” dediğiniz gibi...
Oysa “evrende ve ilahi düzende” meslekler ve mesleklerin olmazsa olmaz “tanımlamaları” yok...
Evrende ve ilahi düzende;
İnfaz dediğiniz şeyin adı “bedensel"dir.
Fiziki olarak bir can almaya tekabül eder...
Psikolojik operasyon ise “manevi işkence”dir
Sizi “etki ajanlığı dalında mesleki olarak ileri götürse de” hayat karşısında ilerki yıllarda çaresizleştirir...
Her canlı yaptıklarının bedelini, kendisi veya yakınlarının üzerinden öder...
“Karma yasası”dır bunun adı...
***
Kelimelerin şehvetiyle...
Operasyon yaparken;
İnsanları taamüden yok etmeyi, katil olmayı, linç etmeyi “etki ajanlığının zorunlu bir mesleki ritüeli” olarak görürken;
Yaptıklarınızın sonuçlarını “ilahi düzende, sizlerin ve yakınlarınızın çekeceğini” bilmeniz ve ona göre davranmanızdır...
Evren ve ilahi düzen “bunu mağdurlara ya da yakınlarına yaptırtmaz...”
O “kan davası”dır...
Ve o kesinlikle kabul görmez...
Ancak “evren yaptıklarınızın bedelini; hiç beklemediğiniz bir yerde, hiç beklemediğiniz bir ilişkiler ağında, hiç beklemediğiniz bir şekilde” sizden çıkartır...
Bazen başınıza gelen şeyin; “geçmişte yaptığınız” o davranış olduğunu bile bilmezsiniz...
- “Ne yaptım da ben, bu kadar acı çekiyorum...” dersiniz...
Karma borcunu fark etmeden ödeyenler vardır...
Fark ederek ödeyenler de...
***
Bugün kendinizi mesleki olarak etkili, güçlü ve muktedir görebilirsiniz...
İstediğiniz gibi hayata ve insanlara ayar vereceğinizi düşünebilirsiniz...
Arkanızda; “Yap bunları... Gerekli bunlar...” diye sırtınızı sıvazlayanlar ve bunu bir mesleki misyon olduğunu söyleyenler var biliyorum...
***
Oysa siz de bilmelisiniz ki;
Yaptıklarınızın bedelini “İlahi Adalet” size ödetirken, “Arkanızı o sırada sıvazlayanlar, bunu bir mesleki misyonerlik olarak gösterenler” o gün yanınızda olmayacaklar...
Siz yapayalnız olacaksınız...
Her canlı gibi “yalnızlığı” tadacaksınız...
Mesleki görev, misyon gibi “sanal kavramlar” olmayacak...
İlahi adalette hesaplar yalnız verilecek...
En yakınlarınız bile yanınızda olmayacak...
“Tek” olacaksınız...
Kimsecikler olmayacak sizden başka; huzurda...
Bugün çoğul yaptıklanızın hesabını yarın “yalnız” vereceksiniz...
Hem fiziksel hayatta; hem sonrasında...
Buna “hazır mısınız?..”
***
Bugün gücün sahibi olduğunuzu düşünüyorsunuz...
Gençsiniz ve doğal olarak hoyratsınız...
Oysa geçmişte; bu yoldan geçenler, hayatta sonraları hoyratlıklarının bedelini çok ağır ödediler...
Onulmaz yaralardan geçtiler...
Çok büyük acılar çektiler...
Hala çekiyorlar, hala ödüyorlar...
Hayat hala; herkese bedelleri ödete ödete devam edip gidiyor...
***
Onlar da bir zamanlar bu işleri, “vatan adına, millet adına, insanlık adına, özgürlükler adına, basın özgürlüğü adına, medya gücü hesabına” yaptılar...
Yaparken “egosunun esiri olan her canlı gibi”, sizin şimdi düşündüğünüz şekilde düşünüyor; kendilerini sonuna kadar bunu yapmakta haklı görüyorlardı...
***
Kendini “basın” etiketi ve kisvesi altında, bütün güçlerin, grupların ve insanların üzerinde görüp; “herkese ayar çekecek” günah işleyenler; sonraki yıllarda hayatın en acımasız sillelerini yediler...
Bir dönem yaptıkları “günah almanın” bedelini hayat onlara çok acı tecrübelerle ödetti...
Büyük bedeller ödediler...
Ne gariptir ki;
Bu bedellerin hiçbirisini “ahını ve günahını aldıkları, günahsız muhatapları” ödetmedi onlara...
***
Evren ve ilahi adalet kendi yasasını, kendi bildiği şekilde işletti...
O insanlara ilahi adaleti çok başka yerlerde, çok başka şekillerde tecelli ettirdi...
Bunların hepsini otuzbeş yıldır görüyorum yaşıyorum...
İlahi adaletin değişmeyeceğini; bizlerin olmazsa en yakınlarımız üzerinden işlemeye devam edeceğini çok iyi biliyorum...
Onun için ürküyorum...
Sizlerin “mesleki deformasyon”un şehvetiyle, evrenin ilahi yasalarına; karşı 'egounuzun esiri olmanızın' ilerde nelere mal olacağını biliyor ve üzülüyorum...
***
- “Bazen bu borçların ödenmesinde çok büyük acılar çekilir...” diyor Deepak Chopra;
- “Fakat Karma Yasası 'Evrende hiçbir borç ödenmeden bitmez” der...
Bu sözlerin ışığında sizlere yeni ışıklar saçılmasını diliyorum...
Yaradan'ın ilhamı üzerinizde olsun...
ONLAR IŞIKTA MI KARANLIKTA OLANLAR MI?
"Onları meyvelerinden tanıyacaksınız...
Onlar Ben'i sevenler mi, yoksa Bana karşı olanlar mı, ışıkta mı yoksa karanlıkta olanlar mı?..
Gözlerini aç;
Böylece hiç kuşku duymadan bileceksin...
İçine dön, yüreğin sana söyleyecektir...
Kendi değerlendirmeni kendin yap ve dışarıdan gelen hiçbir şeye kulak verme...
Çünkü eğer dışarıdan gelen söylentileri ve fısıldaşmaları dinlersen, kendini neyin gerçek neyin gerçek olmadığını bilmeyeceğin bir tereddüt ve şüphe karmaşası içinde bulursun...
***
Yolunu kaybedersin...
Her ruh gerçeği kendi içinde bulabilir...
Ancak bunun için kendi içine dönmeye zaman ayırması gerekmektedir...
Herkes kendi düşünce tarzını oluşturmak ve kendi yolunu bulmak zorundadır...
Oysa pek çok ruh bunun için tembeldir...
Başkalarının ne dediğini dinlemek; ve onların dediklerini kabul etmek onlara kendi içlerine bakmaktan çok daha kolay gelir...
Sükunet içinde ol...
Gerçeği bulacaksın...
Bu gerçektir seni özgürleştirecek olan..."
Eileen Caddy...