Cumhuriyet...
.
“Cumhuriyet, düşünce serbestliği taraftarıdır... Samimî ve haklı olmak şartıyla her fikre hürmet ederiz...
Her görüş bizce saygıya değerdir...
Yalnız, karşı çıkanlarımızın insaflı olması gerekir...” (1923)
***
“Cumhuriyetimiz, öyle sanıldığı gibi zayıf değildir...
Cumhuriyet emeksiz de kazanılmış değildir...” (1923)
***
“Cumhuriyet, imkân demektir...
Cumhuriyet, yalnızca adıyla bile birey özgürlüğünü aşılayan sihirli bir aşıdır... Görülecektir ki, cumhuriyet imkânları olan her memleket, özgürlük davasında er geç başarılı olacaktır...
Cumhuriyet, kendisine bağlı olanları en ileri aşamalara götüren imkânları verir... Bağımsızlık ve özgürlüğüne sahip olan milletler, ilerleme yolunda imkânlara sahip demektirler...
O halde cumhuriyet, her alanda ilerlemenin de en belirgin teminatıdır... Cumhuriyeti bu anlamıyla ve bu kapsamıyla anlamak gerekir...”
“CUMHURİYET’İN MİLLETİN KALBİNDE KÖK SALDIĞINI GÖRMEK...”
“Türk milletinin karakterine ve âdetlerine en uygun olan yönetim, cumhuriyet yönetimidir... (1924)
***
Cumhuriyet, ahlaksal erdeme dayanan bir yönetimdir... Cumhuriyet erdemdir... (1925)
***
Cumhuriyet, Türk milletinin refah ve yükselmesi yolunda yüzyılların görmediği başarılara erişti...
Milletin eğilimlerini ve gereksinimlerini bularak ve öğrenerek onun refah ve gelişme gereklerini gerçekleştirmekte cumhuriyetin az zamanda elde ettiği sonuçlar, cumhuriyet yönetiminin milletimize hazırladığı geleceğin daha ne kadar parlak olduğunu tahmin ettirmeye yeterlidir...
Asla şüphe yoktur ki, cumhuriyetin gelecek evlâtları, bizden daha çok refaha erişmiş ve mutlu olacaklardır. (1927)
***
Cumhuriyetin milletin kalbinde kök saldığını görmek biricik emelimdir... (1930)
***
Cumhuriyet yolunda kararlılık ve başarı ile yürüyeceğiz...” 1930
CUMHURİYET VE DEMOKRASİ...
“Demokrasi ilkesinin en çağdaş ve mantıkî uygulamasını sağlayan hükümet şekli, cumhuriyettir... (1930)
***
Çağdaş bir cumhuriyet kurmak demek, milletin insanca yaşamasını bilmesi, insanca yaşamanın neye bağlı olduğunu öğrenmesi demektir... (1931)
***
Cumhuriyet, yeni ve sağlam esaslarıyla, Türk milletini güvenli ve sağlam bir gelecek yoluna koyduğu kadar, asıl fikirlerde ve ruhlarda yarattığı güven bakımından, büsbütün yeni bir yaşamın müjdecisi olmuştur... (1936)
***
Memnuniyetle görmekteyiz ki cumhuriyet rejimi, yurdumuzda huzur ve rahatın en iyi yerleşmesini sağlamış bulunuyor... Vatandaşlar ve bu yurtta oturanlar, cumhuriyet yasalarının eşit şartları altında kendileri için hazırlanan özgürlük, refah ve mutluluk imkânlarından en üst derecede yararlanmaktadırlar...” (1937)
“BENİM NACİZ VÜCUDUM...”
“Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır... (29 Ekim 1923)
***
Cumhuriyetimiz öyle zannolunduğu gibi zayıf değildir... Cumhuriyet bedava da kazanılmış değildir...
Bunu elde etmek için kan döktük...
Her tarafta kırmızı kanımızı akıttık...
İcabında müesseselerimizi müdafaa için lâzım olanı yapmağa hazırız... (1923)
***
Onlar, kolaylıkla anlayacaklardır ki, çürümüş bir hanedanın, halife unvanıyla başının üstünden zerre kadar uzaklaşmasına imkân kalmayacak surette muhafazasının mecburî kılan bir devlet şeklinde, cumhuriyet idaresi ilân olunsa bile, onu yaşatmak mümkün değildir... (1927)
***
Bugünkü hükûmetimiz, devlet teşkilâtımız doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet teşkilâtı ve hükûmettir ki, onun ismi Cumhuriyettir...
Artık hükûmet ile millet arasında mazideki ayrılık kalmamıştır...
Hükümet millettir ve millet hükûmettir... Artık hükûmet ve hükûmet mensupları kendilerinin milletten ayrı olmadıklarını ve milletin efendi olduğunu tamamen anlamışlardır... (1925)
***
Son senelerde milletimizin fiilen gösterdiği kabiliyet, istidat, idrak, kendi hakkında kötü fikir besleyenlerin ne kadar gafil ve ne kadar tetkikten uzak görünüşe düşkün insanlar olduğunu pek güzel ispat etti... Milletimiz haiz olduğu özelliklerini ve liyakatini hükûmetinin yeni ismiyle medeniyet dünyasına daha çok kolaylıkla göstermeğe muvaffak olacaktır... Türkiye Cumhuriyeti, cihanda işgal ettiği mevkiye lâyık olduğunu eserleriyle ispat edecektir...
***
Temeli büyük Türk milletinin ve onun kahraman evlâtlarından mürekkep büyük ordumuzun vicdanında akıl ve şuurunda kurulmuş olan Cumhuriyetimizin ve milletin ruhundan mülhem prensiplerimizin bir vücudun ortadan kaldırılması ile bozulabileceği fikrinde bulunanlar, çok zayıf dimağlı bedbahtlardır...
Bu gibi bedbahtların, Cumhuriyetin adalet ve kudret pençesinde lâyık oldukları muameleye maruz kalmaktan başka nasipleri olmaz...
Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşıyacaktır...
Ve Türk milleti emniyet ve saadetinin kefili olan prensiplerle medeniyet yolunda, tereddütsüz yürümeğe devam edecektir... (1926)
“CUMHURİYET BEDAVA KAZANILMADI”
“Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemiyle devlet şekli demektir... (1933)
***
Cumhuriyet, yüksek ahlaki değer ve niteliklere dayanan bir idaredir... Cumhuriyet fazilettir... (1925)
***
Bugünkü hükümetimizin, devlet teşkilatımızın doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet ve hükümet teşkilatıdır ki onun adı Cumhuriyettir...
Artık hükümet ile millet arasında geçmişteki ayrılık kalmamıştır. Hükümet millet ve millet hükümettir... (1925)
***
Cumhuriyet, yeni ve sağlam esaslariyle, Türk milletini emin ve sağlam bir istikbal yoluna koyduğu kadar, asıl fikirlerde ve ruhlarda yarattığı güvenlik itibariyle, büsbütün yeni bir hayatın müjdecisi olmuştur...” (1936)
CUMHURİYETİN İLAN EDİLDİĞİ GÜN...
“Gelecek nesillerin Türkiye’de Cumhuriyetin ilanı günü, ona en merhametsizce hücum edenlerin başında, cumhuriyetçiyim iddiasında bulunanların yer aldığını görerek şaşıracaklarını asla farz etmeyiniz! Bilâkis, Türkiye’nin münevver ve cumhuriyetçi çocukları, böyle cumhuriyetçi geçinmiş olanların hakikî zihniyetlerini tahlil ve tesbitte hiç de tereddüde düşmeyeceklerdir.
***
Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir. Biz Cumhuriyeti kurduk, o on yaşını doldururken demokrasinin bütün icaplarını sırası geldikçe uygulamaya koymalıdır...”(1933)
Gazi Mustafa Kemal