Şampiy10
Magazin
Gündem

"Bir gün ölürsem öldüğüm gün değil; doğduğum günü hatırlayın..."

.

ABONE OL
Vatan Haber

"Bir gün ölürsem, öldüğüm günü değil, doğduğum günü hatırlayın" der Cemal Süreya...

Ne ki; bugün doğum günü değil; ölüm yıldönümü usta şairin...

1990 yılının 9 Ocak günü, tam yirmibeş yıl önce bugün ölüyor Cemal Süreya...

***

Adı Cemal Süreyya...

Süreyya isminde iki y harfi bulunuyor...

Cemal Süreyya Süreyya'daki y'lerden birini arkadaşıyla bir iddiayı kaybetmesi sonucu, isminden çıkardığını söylüyor... Oysa çok kabul gören bir görüşe göre, Cemal Süreya'nın soyadındaki y'nin gitmesi, bir kadın meselesi yüzünden meydana geliyor...

***

Cemal Süreya ve Sezai Karakoç üniversitede sınıf arkadaşılar...

Sınıflarında Muazzez Akkaya isminde bir kız var...

İki arkadaş da Muazzez Akkaya'ya aşıklar...

Sınıfta gün boyu, Muazzez'e duydukları sevgiyi anlatan şiirlerini birbirlerine okuyorlar...

***

Zamanla iki genç şairin; sınıf arkadaşları Muazzez'e duydukları aşk kızışıyor ve iki genç "kim Muazzez'le çıkacak?.." diye bir iddiaya tutuşuyorlar...

İddiaya göre, kaybeden taraf büyük bir bedel ödemeye razı oluyor...

Bu bedel, ikisine de bedensel ve fiziksel bir zararı dokunmayacak, ancak ömür boyu üzerlerinde kalacak bir bedel olacak...

***

İddiayı Cemal Süreyya kazanır ve kızla çıkarsa; Sezai Karakoç'un ismi Sezai Karkoç olarak değişecek...

Kızla Sezai Karakoç çıkacak olursa, Cemal Süreyya'nın ismi, Cemal Süreya olarak değişecek...

İddiayı Sezai Karakoç kazanıyor...

Cemal Süreyya'nın soyadındaki y'lerden biri atılıyor...

Cemal Süreyya o günden sonra artık Cemal Süreya olarak geçiyor...

***

Hayatıma damgasını vuran en önemli şairlerden birisi Cemal Süreya...

Tomris Uyar'a duyduğu aşkın dizeleri, Türk edebiyatının "ölümsüz hazinesi" olarak tarihe geçiyor...

Birkaç Cemal Süreya sözünü nakletmek istiyorum ustanın yirmibeşinci ölüm yıldönümü nedeniyle...

Gönüllerimizde biriken paslar silinir ümidiyle...

"KEŞKE HEP ÇOCUK KALSAYDIK... EN BÜYÜK YARAMIZ DİZİMİZDEKİ YARA OLSAYDI..."

Keşke hep çocuk kalsaydık...

En büyük yaramız dizimizdeki yara olsaydı...

***

Sonra gülüşün geldi aklıma...

Ve içimden dedim ki; Yine gelsen, yine severim seni...

***

Bazı şeyleri sana yazdığımı düşünüyorsan yanılıyorsun; hepsini sana yazıyorum...

***

Ve ne kadar yazarsan yaz...

Hiçbir dokunuşun yerini tutamayacak...

***

Senin çelme taktığın yerden başlıyorum hayata...

***

Aynı şehirde sen varsın...

Ben varım...

Biz yokuz...

BİR KADIN AĞZI İLE DEĞİL, GÖZLERİ İLE GÜLER...

Unutmayın; bir kadın ağzı ile gülmez...

Gözlerinin içi gülüyorsa; gülüyordur...

***

Bir mutluluk hastalığıdır şiir...

Kırılan dalın türküsüdür...

***

Seni sevmekten değil... Bunu sana söylemekten vazgeçtim...

***

Dokunulmasa da görülmese de kalpte yer verilir bazısına nedensiz...

DIŞARIYA YAĞMUR, YÜREĞİME HASRET...

Dışarıya yağmur, yüreğime hasret, fikrime sen...

Nasıl yağıyorsunuz üçünüz birden; bir bilsen...

***

Belki biraz geç rastladım sana...

Ama her şey geç gelmiyor mu yurdumuza?..

***

Aşktın sen... Gidişinden bildim seni...

***

Çektiğin acı kadar olgunlaşırsın diyorlar...

Olgunlaşa olgunlaşa çürüdük... Bilmiyorlar...

***

Meğer ne çok yanarmış canı insanın...

Baktığı yerde göremeyince görmek istediğini...

***

Daha nen olayım isterdin?..

Onursuzunum senin...

***

Ne ikna edici bir intihar biçimidir...

Şimdi seninle göz göze gelmek...

***

Hasret kalmışız yüreği güzel insanlara...

***

Üzecekler seni; çok üzecekler...

Aklına o zaman geleceğim işte...

"KİLOMETRELERCE GURUR VAR ARAMIZDA..."

Çocuk; güzel anılar gibi hüzünlü...

Hüzünlü şarkılar gibi güzel...

***

Rastgele yürürken aklına geliyim...

Sızlasın için...

***

Birbirimize birkaç adımlık mesafelerdeyiz aslında...

Ama aramızda kilometrelerce gurur var...

***

Ben ki, uzak bir istasyonda durmuş bir gar saati gibiyim...

Rüzgarlar üşüşmüş içime...

***

Bana sağır olanlara; dilsizim bundan sonra...

***

Ne zaman bu şehirden kaçıp gitme isteği gelse, köşeye oturup geçip gitmesini bekliyorum...

Gidersem dönmem çünkü biliyorum...

***

Biz gözyaşımızı gizleyen insanlarız...

Biz kahkahamızı da gizleriz...

Biz koşuyu kaybettikten sonra; koşan atlarız...

***

Ölüm geliyor aklıma birden ölüm...

Bir ağacın gövdesine sarılıyorum...

***

Gitmekle gidilmiyor ki...

Gitmekle gitmiş olmazsın...

Gönlün kalır,aklın kalır, anıların kalır...

***

Okyanusta ölmez de insan...

Gider bir kaşık sevdada boğulur...

SABAHATTİN ALİ VE AHMET KAYA'NIN BESTESİ...

İki gün önce; henüz kırk bir yaşında "hala tam olarak ortaya çıkartılamayan bir cinayete kurban giden" Sabahattin Ali'nin ünlü şarkılara ve yorumculara güfte olan unutulmaz parçalardan bir potburi sunuyorum...

"Hayatı Katlanabilir Kılan Şarkılar" başlığıyla yayınladığım yazıda, ölümsüz hale gelen parçalardan bir demet var...

Ruhi Su'nun, Sezen Aksu'nun, Ahmet Kaya'nın, Edip Akbayram'ın, Zülfü Livaneli'nin, Nükhet Duru'nun yorumlarıyla ölümsüzleşen eserleri, yorumcuları ve bestecileri ile aktarıyorum...

***

Dün Ahmet Kaya'nın şarkılarının prodüksiyonunu yapan Gam Production yöneticisi Ömer Ovacık'tan bir mail alıyorum...

Sabahattin Ali'nin sözlerini yazdığı; Ahmet Kaya'nın yorumladığı "Geçmiyor Günler" adlı eserin bestecisinin "Kerem Güney" olduğunu yazdığımı söylüyor;

"Oysa Geçmiyor Günler" parçasının bestecisi de Ahmet Kaya'ydı...

"Düzeltmeniz talebiyle..." diyor...

***

Sabahattin Ali'nin Geçmiyor Günler parçasının yorumlayıcısının yanısıra bestecisinin de Ahmet Kaya olduğunu öğreniyoruz; Google'daki yanlış bilgilere karşın...

***

Türkiye'deki faili meçhullerin ilk örneği olarak bilinen ve hayattayken; "İçimde yarım kalmış bir konuşmanın üzüntüsü vardı" diyen Sabahattin Ali'nin; Ahmet Kaya tarafından yorumlanan bir parçası daha var...

"Kara Yazı..."

O parça ve sözleri de şöyle:

"Geçmedi yare sözümüz

Yollarda kaldı gözümüz

Yere sürüldü yüzümüz

Böyleymiş kara yazımız

Çiçekler açılmaz oldu

Pınarlar içilmez oldu

Yar bize gülmez oldu

Böyleymiş kara yazımız

Yalnız ona yar demiştik

Onda bir şeyler var demiştik

O bizi anlar demiştik

Böyleymiş kara yazımız

Hey gönül gene bu gece

Kederim geceden yüce

Gel susalım beraberce

Böyleymiş kara yazımız"

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Beethoven; çocukluk aşkıyla...
  2. Altın Kelebek ödülündeki Diriliş Ertuğrul dizisi olayının derin kodları...
  3. Aydın Doğan ve Altın Kelebek ödül töreni...
  4. 12 yaşındaki çocukla bakıcısının aşkından çıkan sanat...
  5. ‘Erkek bedeninin yükünü arzulayan kadın...’
  6. Leonard Cohen; anlarız ki bir gün herkes yeniliyordur...
  7. Hollywood’daki ‘Proje’ sanatçıların; Trump’a hakaret kampanyalarındaki gizli misyon...
  8. Kadın tacizlerinden medet uman Amerikan medyasının rezil olduğu seçim...
  9. Mandela’nın hayatı ve efsane sözleri...
  10. Amerikan derin devletinden seçime saatler kala gelen kritik mesaj...“Hillary temiz...”

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.