Beşiktaş’ın yediği goller... Alexis’in yerine Necip’i monte edin...
.
Aylarca Beşiktaş’ın esas zaafının stoper olduğunu, devre arası takıma mutlaka uluslararası düzeyde stoper alınması gerektiğini yazıyorum...
***
Devre arasında Beşiktaş’a stoper aranıyor...
Ancak nedense, bir türlü Gomez’in santraforluğuna denk çapta uluslararası düzeyde bir stoper alımına gidilmiyor...
Üstelik Ersan’ın 7 milyon euro gibi astronomik bir rakama Çin takımına satılacağı anlaşıldığı halde...
Rodolfo iyi stoper;
Beşiktaş savunmasını ilk devre boyunca toparlıyor...
Ancak o da talihsiz bir şekilde sakatlanıyor...
***
Beşiktaş’ta bu işlerin göbeğinde olan çok yakın bir dostuma; yeni alınan iki stoperi ilk izlediğim gün;
-“Marcello iyi... Ama son dakika aldığınız Alexis iyi bir stoper değil...” diyorum...
-“Abi biz önce Alexis’i aldık... Son gün takasla gelen Marcello... Karıştırma...” diyor...
***
Şaşırıp kalıyorum...
İki stoperin oyun tarzından olsa olsa; “Beşiktaş Marcello’yu almıştır... Son dakikada da Alexis
takasla gelmiştir...” diye düşünüyorum...
O an anlıyorum ki; son dakikada takas olmasa, bu Alexis’e emanet edilecek savunma...
***
Marcello top kesiciliği, hava topları, topu oyuna sokma becerisi ve fizik yapısıyla; “aman aman olmasa da”, idare edecek bir stoper havası çiziyor...
Ancak Alexis, “el kol işaretleriyle güya savunmayı idare etmeye çalışıyor gibi görünse de; ne fizik yapısı ne kesici özellikleriyle Beşiktaş’a stoper olacak düzeyde değil...”
Nitekim önceki gün onun hatası Beşiktaş’ın ikinci golü yemesine neden oluyor... Mesele sadece bir hata değil...
Alexis savunmada hiçbir açıdan güven vermiyor...
***
Ancak bu saatten sonra bu sözün bir anlamı kalmıyor...
Beşiktaş’ın acil olarak savunmanın sağ göbeğine son maçlarda iyi performans gösteren Necip’i monte etmesi gerekiyor...
Şu anda Necip form durumuyla; Alexis’ten kat be kat daha iyi...
Stoperin iyisi iyi hücum oyuncularına karşı kendini gösterendir...
Fenerbahçe gibi güçlü bir takım karşısında; çaresiz duruma düşen Alexis’in; Beşiktaş’a stoper olamayacağı anlaşılıyor...
BAŞARININ CEZASIZ KALMADIĞI KULÜP; GALATASARAY... (2)
Hamza Hamzaoğlu görevden alındığında “başarının cezasız kalmadığı kulüp Galatasaray” diye bir yazı yazıyorum...
Aynen şöyle diyorum o yazıda:
***
“Hoca’nın; dün akşam Başkan’la yaptığı görüşmede bileti aniden kesiliyor...
Galatasaray yönetimi; kendisine bir yıl içinde 3 kupa kazandıran Hoca’sını; “bu sözleri söyledikten hemen sonra, kulüpten gönderme kararını almaktan bir an bile çekinmiyor...”
***
Futbol endüstrisinin Hoca’larla ilgili kararları nasıl aldığını, nasıl gönderdiğini, kime nasıl davrandığını iyi biliyorum...
Maalesef Galatasaray yönetimleri son yıllarda “Teknik Direktör politikasında”, futbol açısından bana hiç bir şekilde güven telkin etmiyorlar...
***
Galatasaray takımını yoktan var ederek iki yıl üst üste şampiyon yapan Teknik Direktör Fatih Terim, “Aynı anda Milli Takımı çalıştıramaz...” gerekçesiyle Galatasaray’dan gönderiliyor...
***
İki yıl üst üste şampiyon yapan Fatih Terim’den bir süre sonra, Galatasaray’ı yeniden şampiyon yapan ve dördüncü yıldızı ilk takan takım haline getiren Hamza Hamzaoğlu da aynı makus kaderi paylaşıyor...
***
Galatasaray’da başarı kesinlikle cezasız kalmıyor...
Takımı şampiyon yapan Hoca’lar, bir sonraki sezonu bitiremeden gönderiliyorlar...
HOVARDA... (3)
Galatasaray, son beş yıl içinde kendisini üç kez şampiyon yapan iki Hoca’yı bir sonraki sezonun bitimini bile beklemeden gönderiyor...
İnsanın aklına şu soru geliyor...
“Bu kadar hovardaca Hoca harcayan bir kulüp; bir daha ne zaman kendisine arka arkaya şampiyonluklar kazandıracak teknik direktörler bulabilecek?..”
***
Galatasaray gibi bir markaya teknik direktörlük; manavda satılan portakal mıdır ki, bu kadar kolay harcanabiliyor?..
***
“Umarım ilerde bu hovardalıklarını aramaz Galatasaray” diyeceğim ama, arayacağını biliyorum...
Herkesin sandığının aksine; üç büyük kulübe “Hoca bulmak” sanıldığı kadar kolay bir uğraş, değil...
Çok kişi gelmek ve kariyer yapmak istiyor bu doğru...
Ancak kaç kişi gerçekten bu görevi kaldırabilecek futbol donanımına ve güçlü bir kişiliğe ve psikolojiye sahip?..
O psikolojiye sahip olmak , hiç kolay bir iş değil...
***
Hele hele, şampiyon yapan Hoca’ların başına gelenleri gördükten sonra, “kim acaba bu formayı giymeye soyunur?..”
***
Soyunan o teknik direktör; görevi ne kadar layıkıyla yerine getirebilir, hak edebilir?..
Önümüzdeki aylar bu soruların cevabını hep birlikte yaşayacağımız aylar olacak...”
SON 15 YILDA GALATASARAY’I ŞAMPİYON YAPTIĞI SENE GÖNDERİLEN ÜÇ HOCA... LUCESCU, FATİH TERİM, HAMZA HAMZAOĞLU... (4)
O günkü yazıda yazmıyorum...
Ancak Galatasaray’da son 15 yılda tam üç Hoca; Lucescu, Fatih Terim ve Hamza Hamzaoğlu Galatasaray’ı şampiyon yaptığı sene, kulübün isteğiyle gönderiliyorlar...
***
Şimdi Mustafa Denizli olayı tartışılıyor... Bence tartışacak hiçbir şey yok... Mustafa Denizli gibi tecrübeli bir futbol adamı, “Galatasaray’ın son 15 yılda yaşadığı bu somut gerçeği” tahlil edebilirdi... Şampiyon yapan üç Hoca’ya bu şekilde davrananlar; “Mustafa Denizli’nin 30 yıllık kariyerine nasıl saygı duyacaklar ki?..” Böyle bir şey olmaz... Öyle bir yer değil orası...