Annelerine benzeyen kızlar...
.
Çok uzun yıllardır tanıdığım çok sevdiğim bir kız arkadaşımdı...
Ben onu tanıdığımda, aynı semtte birbirine yakın dairelerde oturan dört kişilik bir aileydiler...
Anneannesi hayattaydı...
Annesi; anneannesiyle beraber yaşıyordu...
***
Kız arkadaşım ise, onlara yakın bir evde, “kızım” dediği, küçük köpeğiyle yaşıyordu...
Küçük köpeğin ismi “Mira”ydı...
İnanılmaz derecede sahibi olan “annesine benziyordu karakter olarak...”
Annesi tek çocuktu...
Kız arkadaşım da annesinin tek çocuğuydu...
Onu zaman zaman annesi, zaman zaman da anneannesi büyütmüştü...
Birbirlerine çok bağlı bir dört kişilik aileydiler... Ancak dördü de kadın olan ailenin bireyleri; birbirlerini eleştirmekten hiç geri durmazdı...
En çok da anne, kızının hayatını eleştirir, onu “daha akıllı davranması için” uyarırdı...
***
Eleştiri salvosunda küçük köpekleri Mira dışarıda kalır gibi gözükürdü...
Oysa onun da “huyunu bulmak”, ailenin diğer üç kadın ferdi gibi, dünya zoru bir çaba gerektiriyordu...
Dört “zor ve güzel kadın” dört kişilik aileyi oluşturuyordu...
*****
ANNENİN YARIM KALAN HAYALLERİ VE KIZLARI...
Onları yakından izlediğimde; birbirlerine olan davranış benzerlikleri karşısında hayrete düşmüştüm...
Üçü de çok güzel kadınlardı...
Üçü de, vakt-i zamanında kocalarından ayrılmıştı...
Üçü de düzgün ve kaliteliydiler...
***
Gerçekte her üçü de, erkeklerle ilişkilerinde; kendilerini erkeklerden çok daha akıllı buluyor, bunu fark ettirmemeye çalışsalar da, bu düşünce hareketlerine yön veriyordu...
***
Kız arkadaşımı önceki gün yeniden gördüm...
Anneannesini kaybetmişti...
Köpeği Mira da vefat etmişti...
Ailenin iki bireyi hayattaydı...
Kendisi ve annesi...
Yine birbirine yakın iki ayrı evde yaşıyorlardı...
-“Annem aynı evde oturmamızı istiyor... Ama ben, onunla kavga edeceğim için aynı evde oturmak istemiyorum...” dedi...
-“Şimdi niye kavga ediyorsunuz?.. diye sordum...
-“Benim davranışlarımı doğru bulmuyor...” dedi...
***
-“Annene de ki...” dedim...
-“Benim davranışlarım, senden öğrendiğim ezberle, bana senden hücre yoluyla geçen genetik hafızanın toplamından ibaret...
Beni eleştirdiğin davranışlar, aslında senin hayata bakışının davranışları...
Ben hayata bakışımda sana benziyorum, erkeklerle ilişkilerimde onlarla ilgili düşüncelerimde, bilinçaltım senin bana çocukluktan verdiğin ezberlerle dolu...
Beni eleştiriyorsun, ama aslında bendeki davranışlar “sen”sin; bunu fark etmiyorsun...”
*****
COULD I HAVE THIS KISS FOREVER?..
Kız arkadaşıma; çok yakından tanıdığım bir başka kız arkadaşımın örneğini verdim...
O kız arkadaşımın da; annesinin vakt-i zamanında hayatta yarım kalan aşklarını ve duygularını; kendi hayatında tamamladığını söyledim... Onun annesi de kızını çokça eleştiriyordu... Oysa kızının davranış kodları; annesinin çocukluktan ona verdiği ezberlerin birebir aynısıydı...
***
Anne bunun farkında değildi...
O kızının söylediklerini yapmadığını düşünüyordu... Oysa çocuklar, ebeveynlerinin söylediklerini değil, yaptıklarını yaparlardı...
Modelledikleri şey “öğütler” olmazdı; davranışlar olurdu... Söz gelimi bir anne fosur fosur sigara içiyorsa kızına;
-“Sigara içme...” demesinin pek faydası olmazdı... Çocuk annesini modelleyeceğinden, sigara içmesi pek mümkün bir ihtimaldi...
***
Dün Whitney Houston’ın kızının, kendisine benzer bir şekilde banyoda kendinden geçmiş bir halde bulunduğunu gördüğümde içim onun için daha çok cız etmişti... Elbette Whitney Houston kızına “benim gibi ol” dememişti...
Ancak anneyi modelleme; hayatı annenin benzerini yaşama sonucunu beraberinde getiriyordu...
***
Kadın arkadaşımın da modeli annesiydi...
Hayatta annesinin yarım kalan hayatını ve duygularını tamamlıyordu;
Anne kendi yaptığı davranışların devamını gördüğünde kızını eleştiriyordu...
-“Niye böyle yapıyorsun?..” diye...
***
Kadınlar; gittikçe annelerine benzerlerdi... Bunda şaşacak bir şey de yoktu... Kız çocuğu hayatta çokça ilk olarak anneyi görür, annenin davranışlarını modellerdi...
Annenin söyledikleri değil, yaptıklarını yapardı...
***
Onun duygularını, düşüncelerini, görür, yaşar ve bilinçaltı onları içselleştirirdi...
Bilinçaltında içselleştirdiğimiz davranış modelleri; büyüdüğümüzü zannettiğimiz yıllarda, ayniyle tekerrür eder ve “bizim doğalımız haline gelirdi...”
***
Arkadaşıma; diğer kadın arkadaşımın hayatındaki “büyük ve çarpıcı olaylarda annesinin izlerinden küçük bir potburi sundum” Hayretler içinde beni dinliyordu...
Hem kendisi, hem de anlattığım anne-kız örneği için...
***
Bana gelince;
Yıllardır duygu ve düşüncelerimde, çocukluğumun ve genetiğimin, aileden aldığım ezberlerin neler olduğunu teker teker ortaya çıkartıyordum...
İnanılmaz bir maceraydı yaşadığım...
İçimin derinliklerinde; ruhumun labirentlerinde her davranışımın altında, öğretilmiş ve öğrenilmiş “ezberler” vardı...
***
Çocukken en büyükten en küçüğe her renkteki kağıtları açarak oynadığım bir fal gibiydi insan hayatı... Papaz çıktı mı, kız geliyordu... Kız geldi mi valenin gelmesi gerekiyordu... İçimdeki her renk astan başlayarak rua, dam, vale diye devam ediyor ve ikiliye kadar sürüp gidiyordu...
Kızına duyduğum büyük acıyla sarsıldığım Whitney Houston’ın bir parçasını indirdim... Enrique Iglesias’la söylediği o unutulmaz parçasını...
“Could I Have This Kiss Forever?..”