Amerika’yı 75 yaşındaki bir sosyalist mi, yoksa para dünyasının desteklediği bir kadın mı yönetecek?..
.
“Wall Street’in (Amerikan finans kuruluşları) 15 milyon dolar vererek desteklediği bir politikacı ‘ilerici’ olamaz...” diyerek kestirip atıyor Bernie Sanders... Hedef aldığı politikacı; kendisiyle Demokrat Parti’den yarışa giren Hillary Clinton...
***
-“Böyle ilerici olunmaz... Hillary; Amerikan finans kuruluşlarınca destekleniyor... 15 milyon dolarla destek oluyorlar ona... Hillary; Wall Street’in bu desteğinden sonra nasıl ilerici bir programı uygulayacak ki Amerika’ya Başkan olduğunda?..”
***
Üniversite yıllarından beri, sosyalist olan bir politikacı Bernie Sanders...
Demokrat Parti’den senatör ve başkanlık için adaylığını koyuyor; ancak Sanders “yıllarca bağımsız politika yapmış olan bir sosyalist...”
***
Üniversitede; “Genç Sosyalistler Birliği”ne katılıyor...
“Irkların eşitliği”, “Sivil Haklar Girişimi” gibi inisiyatiflerde rol alarak sosyalist rüştünü ispat etmede önemli aşamalardan geçiyor...
***
75 yaşında...
Amerikan orta sınıf aileleri tarafından “dürüst, babacan, yalanı dolanı, abartısı olmayan, bizlerden biri” olarak görülüyor...
Seçim kampanyasının sempatik ve insan yönü ağır basan karakteri olarak öne çıkıyor...
75 yaşında olması; Başkanlık seçimi için bir dezavantaj ancak, sözlerinin inandırıcılığı su götürmez bir avantaj sağlıyor kendisine...
***
75 yaşındaki sosyalist; ‘Beyaz Amerikalı egemenliğine karşı; Amerikan solcuları, ilericileri, liberalleri, siyahileri ve ‘tüm öteki’lerin; partisi olarak bilinen Demokrat’ların ‘diğer adayı Hillary’yi,’ ilerici olmamakla, dolayısıyla Demokrat Parti’yi temsil edemeyeceği iddiasıyla eleştiriyor...
-“Wall Street’in desteklediği bir politikacı, temsilcisi olduğu gruplara ve kesimlere bir şey veremez...” demeye getiriyor...
HİLLARY’NİN ALDIĞI 675 BİN DOLAR KONUŞMA PARASI... 2
Hillary Clinton bir süre önce, Wall Street’in dünyaca ünlü finans kuruluşu Goldman Sachs’ın konferansına konuşmacı olarak davet ediliyor...
Goldman Sachs, Hillary’ye; konferansta yaptığı konuşma için 675 bin dolar ödüyor...
***
Amerika’da eski Başkan’ların, Hillary gibi Dışişleri Bakanlığı yapan, üst düzey politikacıların “azımsanmayacak paralar karşılığı” özel kuruluşlara konuşmacı olarak davet edilmeleri görülen bir uygulama...
Ancak bir konuşma için önerilen rakamın 675 bin dolar olması, Hillary’nin Amerika’da Başkanlık seçim kampanyasına girmesi, “eleştiri oklarının kendisine yönlenmesine” neden oluyor...
***
Önceki gün CNN moderatörü Anderson Cooper seçmenlerin de katıldığı canlı yayında, Hillary’ye aniden bu soruyu yöneltiveriyor...
Hillary; kısa bir tereddütten sonra; “Bu rakamı önerdiler... Ben de kabul ettim...” diyor...
Sonra durumu rasyonalize etmek için;
-“Ben o günlerde Başkan adaylığımı henüz açıklamamıştım... Başkanlık seçimine girmeye karar vermemiştim... Konuşma için önerilen para benim Başkanlık kampanyamla ilgili değil...” diyor...
SKANDALLARI AŞA AŞA GELEN KADIN... 3
Hillary’nin 675 bin dolarlık konferans konuşması, eğer ön seçimleri de kazanır; Demokrat Parti adayı olursa, rakibi Cumhuriyetçiler tarafından çokça kullanılacağa ve başını ağrıtacağa benziyor...
***
Ancak onu tanıyanlar; Monica Lewinski’nin oval ofis ve oral ofis skandalından; Amerikan dışişleri bakanı ve Başkan adayı olarak çıkan Hillary’nin bu meseleyi leblebi çekirdek gibi çözeceğini düşünüyor...
***
Hillary ise; “New York finans çevrelerinin adamı” suçlamalarına karşı çıkıyor;
-“Evet; Ben New York senatörüyüm... New York’u temsil ediyorum... Ama finans çevrelerinin adamı olmam söz konusu değil...” diyerek kendini savunuyor...
MARCO; “KÜRTAJI KABUL EDERSEM; KİLİSEME VE KENDİME İHANET EDERİM...” 4
Türkiye’de “kürtaj yasaklansın” tartışmaları sürerken; kürtajın ilk üç ayda yapılmasının normal olacağını, daha sonra yapılacak “kürtajın insani” olmayacağını savunuyorum...
***
Ancak benim neyi savunduğum çok önemli değil... Önemli olan ‘herkesin kürtajla ilgili her pozisyonu serbestçe ve özgürce savunabilmesi...’
***
Türkiye’de bu pek mümkün olmuyor...
İki taraf birbirini en ağza alınmayacak ifadelerle suçluyor...
Amerikan seçim kampanyasının Iowa’daki ön seçimlerde sürpriz yapan ve öne fırlayan “bebek yüzlü Küba’lı politikacısı” Marco Rubio da bugünlerde bu konuda tartışmaların ortasında...
Marco’nun ‘kürtaj’ın serbest bırakılmasına karşı çıkan sözleri’ siyasi yorumcuların önemli bir gündemi oluyor...
***
Marco; “Kürtaj benim için siyasi bir konu değil...” diyor...
-“Bu bir insan hakları konusu... Ben kürtajın serbest bırakılması hakkını kabul edemem... Eğer kürtaj hakkını kabul edersem, ‘kilisem’e’ ters düşerim... Böyle bir şeyi yapmama inancım müsaade etmiyor... Çocuklarıma söylediğim öğretilerle çelişkiye düşmüş oluyorum... Bunu yapamam...
O zaman kendime ve değerlerime ihanet ederim... Ben anne karnındaki bebeğin hayat hakkını savunuyorum ve savunmaya devam edeceğim...”
***
Seçim kampanyasının sürpriz çocuğu Marco; Iowa eyaletinden 7 delege çıkartarak Başkanlık seçimine güçlü bir ‘el’le giriyor...
New Hempshire’deki ön seçimlerde, Iowa’nın da ötesinde kamuoyu yoklamalarında ikinci görünüyor...
MARCO KAZANIRSA AMERİKA’DA KÜRTAJ YASAKLANACAK MI?.. 5
Marco bu yakaladığı rüzgarla, ön seçimlerden zaferle çıkar ve Cumhuriyetçilerin Başkan adayı olursa ne olacak?..
-“Kürtajın serbest kalmasını savunamam... Çocuklarıma öğrettiklerime ve kilisemin inancına ters düşerim... Bu siyasi bir mesele değil... Kendimi inkar etmiş olurum...” diyor...
***
Dün gece televizyon kanallarından birinde Marco’nun kürtaj konusundaki tavrının tartışılmasını izliyorum...
Konuşmacılardan biri Marco’nun tutumuyla ilgili soruya “gülerek” cevap vermeye kalkması; diğer konuşmacıyı hareketlendiriyor...
Hemen söze giriyor:
-“Niye gülüyorsun?..” diye uyarıyor...
-“Marco’nun söylediklerinin inancı olduğunu kabul etmiyor musun yoksa?.. Niye gülüyorsun?..”
***
Bu çıkış üzerine, ironik biçimde gülmekte olan konuşmacı kendini toparlıyor... Gülmeyi kesiyor;
-“İnancı olduğunu kabul ediyorum... Fakat seçmenle arasında çok önemli sorunlar çıkacak... Bunu düşünüyorum...” diyerek düzeltmeye çalışıyor...
***
New York’a kar yağıyor... Kar yağarken New York’u hiç görmediğimi fark ediyorum... Karı ve New York’u seyrediyorum...