Aldırmadan gidemiyorsa; aldırmadan kalmalı insan...
.
“Adını duyunca değil, yanında başka bir ad duyunca yanar aslında canınız.
***
Aldırmadan gidemiyorsa, aldırmadan kalmayı bilmeli insan... Çünkü henüz icat edilmedi; anlamayana anlamayı öğretecek bir lisan...
***
Aşk ne kadar kısa ve unutmak ne kadar uzun...
***
Aşk tabiatımdır benim...
AŞK ACISI ÇEKEN BİRİNE AŞIK OLMAK
Asla aşk acısı çeken birine aşık olmayın...
O kişi yaralıdır...
Yara bandı olarak sizi kullanır...
KADININ GÜZEL OLDUĞUNU ANLADIĞI AN...
Aslında kadın; erkeğin beğenen bakışlarından çok, hemcinsinin kıskançlık dolu bakışlarını görünce, güzel olduğundan emin olur...
***
Bazen dudakların bitiremediği sözleri, gözler tamamlar...
***
Bir gün bir yerde tekrar karşılaşırsak eğer;
Benimle yeniden tanışırsın...
BİR KADIN SUSUYORSA...
Bir kadın, söyleyecek çok şeyi olduğu halde susuyorsa, erkek artık tüm şansını kaybetmiştir...
***
Biten bir aşkın hemen ardından bir başkasıyla başlayan şeyin adı, “İlişki değil çelişkidir...”
***
Biz şairler nefretten nefret ederiz; ve savaşa karşı savaşırız...
***
Eskiden hayallerimiz vardı, gerçekleştirmeyi umduğumuz... Şimdi bırakın gerçekleştirmeyi, umut edebilmek en büyük hayalimiz oldu...
GÖZYAŞIM KADAR DEĞERLİSİN...
Gözyaşım kadar değerlisin; ama nasıl gözyaşlarım gözümden düştüyse şimdi sen gözümden düşmektesin...
***
Hayat sana hep ekşi limonlar sunuyorsa, sen de tekila ve tuz iste...
***
Hayatta hiç bir zaman bir başkasına tüm benliğinle güvenme;
Çünkü; hiç kimse sana tüm benliğiyle görünmez...
SEVSE GİTMENE İZİN VERİR MİYDİ?
Hiç sevmediği halde neden hep değerli olur bırakıp giden ve neden hiç düşünmeden teslim olur kalbin; o seni hiç sevmemişken...
Hiçbir zaman anlayamazsın: Giden sevse gitmeyi ister miydi?..
Peki ya kalan sevse; gitmesine izin verir miydi!
***
İnsan ulaşamadığı her şeyin “delisi”, ulaştığı herseyin “nankörüdür...”
***
İnsanlar seninle konuşmayı bıraktığında, arkandan konuşmaya başlarlar...
***
İnsanlarla yüz yüze konuşarak her sorunu halledebilirsin; ama bazı insanlar gelir önüne, hangi yüzüne konuşacağını bilemezsin...
KALBİNİ KIRDIKTAN SONRA GELEN ÖZÜR
Kalbi kırdıktan sonra gelen özür, doyduktan sonra sofraya gelen tuz gibidir... “İhtiyaç” kalmamıştır...
***
Korkar olduk artık ‘seviyorum’ demeye... Kimi sahiden değiyor sevmeye, Kimi ise pişman ediyor insanı sevdiğine...
***
Ne uzundur unutuş, ah ne kısadır sevda... Seni sevdiğimi anlayacaksın, sevmediğim zaman...
***
Senin için yapraklarını kopardığım papatyalardan özür diledim dün gece...
Haklısınız dedim, ne sevdiği belli, ne sevmediği...
***
Seviyorum suskunluğunu, sanki sen yokmuşçasına burada uzakta ve hüzün dolu, sanki ölmüşsün gibi...
***
Sırf birisi iyi geceler demediği için, iyi geçmeyen geceler vardır...
TÜM ÇİÇEKLERİ KOPARTABİLİRLER AMA YİNE DE BAHARIN GELMESİNİ ENGELLEYEMEZLER...
Tüm çiçekleri kopartabilirler ama yine de baharın gelmesini asla engelleyemezler...
***
Yalnızca ateşli bir sabır ulaştırır bizi muhteşem bir mutluluğun kapısına...
***
Yalnızlığa yenilmemek için, sık sık hayaller kurulur; ama aslında neyin hayalini kurarsan kur, yalnızlık her hayalin sonudur...” (Pablo Neruda)
SİYASET DEĞİL; AŞKTIR SAHİCİ OLAN...
Gençliğimin baharında; politikadan çok önceleri edebiyatı severdim...
Edebiyattaki sözcükler; bana duygusal, sahici, kalıcı, şiirsel, müzikal ve estetik gelirdi...
***
Şili’li ünlü şair Pablo Neruda hayatında sadece aşk yazmadı...
Daha çok politik, daha çok antifaşist bir şair olarak bilindi...
***
Ne ki; ben siyaseti ve siyasetin aktörlerini “sahici” bulmuyorum...
Çünkü “sahici” değiller...
Bir tiyatro oyununun, hayat sürdükçe değişen başrol, yardımcı oyuncu, oyuncu ve figüran kadrolarında replik bulmaya çalışan; senaryosunu başkalarının çok başka yerlerde yazdığı bir oyunun parçası onlar...
***
Dün siyaset yorumcusu bir arkadaşıma şöyle söylüyordum;
-“Bugün 8 Ağustos... Genel seçimler yapılalı tam iki ay oldu...
O gün sandıktan çıkan tabloya bakıp; “Bu tablodan çıkacak en mantıklı sonuç AKP-CHP koalisyonu olur” dedim...
Sonra da bir daha siyaset yazmadım...
Üzerinden iki ay geçti...
İki binden fazla siyasetçi, yazar ve yorumcu, iki ay boyunca konuştu durdu...
***
Boşuna ve boş yere hiçbir değeri olmayan astronomik bir enerji harcandı durdu...
Hayat ve gerçekler hala iki ay önce yazdığım birkaç satırda öylece duruyorlar...
Ben bir daha hiçbir şey yazmaya gerek duymadım politikayla ilgili...
Şimdi ben mi az yazmaktayım?..
Onlar mı çok konuşmaktalar?..
***
Onun için bu sıcak yaz ayının tatil gününde; size Pablo Neruda’nın siyaset değil, aşk dolu sözlerini, hayal kırıklıklarından toplanmış kır çiçeklerinden oluşan duygusal demeti sunmayı uygun buluyorum...
İyi Pazarlar...