2016'nın ilk fırtına gibi esen filmi... Londra düştü...
.
İngiltere Başbakanı hiç beklenmedik şekilde ölüyor...
Londra’daki cenaze törenine dünyanın en etkin liderleri katılıyorlar...
***
Amerikan Başkanı, Fransız, Japon, Alman liderleri; teker teker cenaze töreni için İngiltere’nin başkenti Londra’ya doğru yola çıkıyorlar...
***
İngiliz gizli servisi MI-6 “zirveye katılacak dünya liderlerinin güvenliğini sağlamak için” toplantı üstüne toplantı yapıyor...
Amerikan Başkanı kendisini koruyan özel ajanı ve şefiyle Londra’ya hareket ediyor...
Özel ajanın bir önceki filmden kalan bir özelliğini biliyoruz...
AMERİKAN BAŞKANIYLA KARISI ARASINDA TERCİH... (2)
Ajan Mike Banning bir önceki filmde Başkan ile karısı arasında sadece birini kurtarabilmesinin söz konusu olduğu durumda, tercihini Başkan’dan yana kullanarak Amerikan Başkanı’nın hayatta kalmasını sağlıyor...
Amerikan Başkanı’nı; eşine tercih ediyor...
Bu kararı meslektaşları arasında doğru bir karar olarak benimsense de Banning bir dönem için masa başı göreve atanıyor...
***
Sonra Başkan’ı mucizevi bir operasyonla kurtarıyor...
Başkan’ın en yakın ve en güvendiği adam haline geliyor Banning...
***
Onlar Başkan’la Londra’da cenaze törenine katılmak üzere giderlerken, “Batı’lı başkentleri mahveden dünyanın yeni terör saldırıları görülmemiş bir şiddetle” Londra’yı cehenneme çeviriyor...
***
Bütün liderlerin cenazeye gidiş güzergahlarında, son derece profesyonelce patlayan bombalar, saldırılar; Londra’ya bir cehenneme çeviriyor...
Amerikan Başkanı’na da, hangisinden kurtulursa bir diğerinin devreye gireceği zincirleme bir suikast planı uygulanıyor...
***
Banning’in amacı, Amerikan Başkanı’nı kurtarmak... Teröristlerin amacı ise ne pahasına olursa olsun Amerikan Başkanı’nı dünyanın gözleri önünde öldürmek...
PARİS’TEN ÇOK DAHA BÜYÜK BİR SALDIRI LONDRA’DA OLURSA... (3)
LLondra Düştü (Kod Adı Londra) İstanbul’da birkaç gün önce vizyona giriyor...
2016 yılının filmi olarak vizyona giren filmde; Gerard Buttler, Aaron Eckhart, Morgan Freeman oynuyorlar...
Morgan Freeman, suikaste uğrayan Amerikan Başkanı’nın Yardımcısı rolünü oynuyor...
***
Bir saniye bile rahat oturmaya fırsatı vermeyen, yüksek temposu, olağanüstü görsel efektleriyle, heyecanı sürekli zirvede tutan bir film Londra Düştü filmi...
Ne zaman ara olduğunu, filmin sonuna nasıl gelindiğini anlayamıyor insan...
Ancak filmin bundan çok daha önemli bir rolü ve vizyonu var...
***
Amerikan sineması inanılmaz bir hızla “Paris, Londra, Brüksel gibi Batılı merkezlere planlanmış ya da planlanacağı iddia edilen terörist saldırılar öncesi” psikolojik inisiyatif alıyor...
Londra Düştü filmini izledikten sonra oluşacak, olası bir terörist saldırının kitleler üzerindeki psikolojik imha etkisi azaltılıyor...
***
Filmin bir yerinde Suriye’ye referans yapılarak; İngiltere’de İslamcı unsurların geniş biçimde yaşadığı, örgütlendiği ve bunun önüne geçilemeyeceği anlatılıyor...
***
Filmi izleyen milyonlarca seyircinin, “Londra” filminden”, uluslararası terörizme lanet, kendi hayat tarzına aidiyet duyarak çıkması planlanıyor...
***
Film; uluslararası terörizm ne kadar uğraşırsa uğraşsın, Batı başkentlerini nasıl tehdit ederse etsin, yaşam tarzını nasıl cehenneme çevirmeye çalışırsa çalışsın, bu mücadeleden nihai noktada başarılı çıkamayacağını, mağlup olacağını bütün dünyaya ilan etmeye çalışıyor...
AMERİKA’DA DEVLET SİNEMA İLİŞKİSİ... (4)
Son yıllarda Amerikan devlet sistematiğiyle, Hollywood arasındaki bağlantılar daha net, açık ve güçlü bir şekilde gözüküyor...
2013 Oscar’ını, İran’daki Amerikan rehinelerinin kurtarılması operasyonunu işleyen ARGO alıyor... Filme ödülünü Beyaz Saray’dan canlı yayında Barack Obama’nın eşi Michelle Obama veriyor...
***
2016 Oscar törenine Amerikan Başkan Yardımcısı Joe Biden bizzat katılıyor ve sahneye çıkıyor...
Sahnede yaptığı konuşmayla, “Amerikan Başkanlık makamının ülkenin sinema endüstrisi Hollywood’un hamisi” rolünü üstlendiğini anlatmak istercesine, dünya çapındaki yıldızlara, “kadınlara taciz, tecavüz” gibi olaylara karşı ayağa kalkmaları mesajını veriyor...
***
2015 en iyi film Oscar’ı ise, büyük bir gazetecilik başarısının anlatıldığı Spotlight filmine veriliyor... Amerikan yönetimi ile dışişleri bakanlığı, son yıllarda “dünya ülkelerinde basın özgürlüğü konusunu” artan bir şekilde işlemeye koyuluyorlar...
***
“Kilisede; din adamlarının çocuk tacizlerini ele alan,” toplumsal açıdan çok hassas bir konuyu işleyen Spotlight’a birincilik ödülü verilerek; “Basın özgürlüğü konusunun Amerika’nın ‘in’ meselesi olduğuna özel vurgu yapılıyor...”
***
Hollywood tüm bunlardan sonra, şimdi de; dünyayı olası bir terör saldırısına kaşı hazırlama görevini üstlenmiş görünüyor...
Saldırı olmadan, saldırının filmini yaparak...
Ölümler meydana gelmeden ölümleri göstererek...
Suikastler olmadan, suikastleri çekerek...
Londra düşmeden, Londra’yı düşürerek...
Yaşam seyrinde devam ederken, cehennemi göstererek... “Cehennemle” mücadeleyi vizyona sokarak...
***
Londra Düştü filmini ya da Türkçe versiyonuyla “Kod Adı Londra” filmini kaçırmayın...
Bir filmden çok daha fazlası var o sinema filminde...