Milano kadınları sonbahara hazır
Bir tarafta sokak stilinin yıldızları, bir tarafta podyumun en çok tanınanları derken Milano dopdolu bir moda haftasına ev sahipliği yapıyor.
Moda dünyasının nabzını tutmak için Milano’dayım. Bir defile biterken diğeri başlıyor, moda severler, ünlü modeller ve stiliyle öne çıkan yüzler şehrin farklı noktaları arasında mekik dokuyor. Bakalım İtalyan moda devleri, 2017 sonbaharında kadınlara neler sunuyor?
Yatak odası sohbetleri
Başlığı okuyunca aldanmayın, hala Milano moda haftasından bahsediyorum. Prada’nın her sezon başka bir dünyaya dönüşen defile alanı, bu defa kocaman bir yatak odasını anımsatıyordu. Tüylü yastıklar, rengarenk yataklar, bu yatakların hemen yanındaki duvarlara asılmış poster ve haritalar derken 70’lerden fırlamış bu yatak odası bizi sanki bir pijama partisine çağırıyor gibiydi.Yalnız bir not düşeyim; bu hiç de öyle kız kıza eğlenilen, toz pembe bir pijama partisi değildi. Toplumdaki kadın algısını yeniden tartışmaya açmak isteyen, kadının gelişen dünyadaki payını bir kere daha gözler önüne sermeyi hedefleyen bir denemeydi.
Defile alanının tasarımı, bütün davetlilerin en ön sırada oturmasını sağlayacak şekildeydi. Herkesin en iyi açılarda fotoğraflar çekeceği, en yaratıcı videoları paylaşacağından emin olunduktan birkaç dakika sonra başlayan defile, odadaki rahatlığı ve bin bir farklı fikri podyuma taşımak konusunda da iddialıydı. Aksesuar meraklılarını çıldırtabilecek detaylarla süslenmiş topuklu ayakkabılar, yerlerini kocaman kürklü botlara bırakırken renklerin göz alıcı bir şekilde akışına şahit olduk. Rengarenk örgülerin katman katman giyilmesiyle ortaya çıkan rahat ve havalı görüntü, Prada’nın dönemin nabzını tutmayı başardığını bir kere daha kanıtladı.
Modellerin podyumdaki görevleri sona erip de sıra Miuccia Prada’nın tebrikleri toplama anına geldiğinde, çok uzun zamandır bir Prada defilesinde duymadığım kadar yüksek bir alkış ve tezahüratla karşılaştım. Sadece bu alkış bile Prada Sonbahar/Kış 2017 koleksiyonunun ne kadar başarılı bulunduğunu anlamak için yeterliydi.
Kırmızı cazibe
2017 ilkbaharına ışıltılı bir şekilde giren FENDI, sonbahara doğru biraz daha ağır başlı bir üslup takınmayı tercih etmişti. Bella ve Gigi Hadid kardeşler, Kendall Jenner gibi dönemin tüm popüler isimlerini podyumda buluşturmayı başaran Karl Lagerfeld, bu ağır başlı kadınları biraz olsun hareketlendirebilmek için kırmızının cazibesini tercih etmişti.
Eski zamanlarda özel yazışmaları mühürlemekte kullanılan mumun rengi olan bu kırmızı, podyumdaki FENDI kadınının kıyafetlerine mühürlediği anılarını sembolize etmek için en doğru seçimdi. Defile notlarında “O geceden sonraki sabah...” olarak tanımlanmıştı koleksiyon. Yani gün doğumunda Roma sokaklarında dolaşan ve bir önceki gecenin hatıralarını tekrar tekrar zihninde oynatan bir kadının gardırobu anlatılmıştı.
Karl Lagerfeld’in ‘couture’ dokunuşunu eksik etmediği parçalar birbiri ardına sıralanırken şunu düşünmeden edemedim: “Acaba FENDI bizi her sezon şaşırtmayı ve ayakta alkışlanmayı nasıl başarıyordu?”
Çifte tehlike
Milano’nun en yaramaz ve sıra dışı tasarımcıları olan Dean ve Dan Caten kardeşlerle uzun süredir tanışıyoruz. Ancak bu ikilinin sunacaklarının sınırını henüz keşfedebilmiş değiliz. Pek çok marka gibi kadın ve erkek koleksiyonlarını tek bir defilede sunmaya başlayan DSQUARED2, 2017 Sonbahar koleksiyonunu geçtiğimiz ay sunmuştu. Ancak ben, koleksiyona yakından bakma fırsatını kaçırmadım ve soluğu markanın merkez ofisinde aldım. Podyumda ışıklar arasında gözden kaçırabileceğim yüzlerce detayı keşfetmemi sağlayan bu deneyim sayesinde, Dean ve Dan’in aslında ne kadar iddialı bir yola girdiğini anladım. Erkek ve kadın silüetleri arasındaki çizgiyi bulanıklaştıran, bu sayede daha yaratıcı sonuçlar alan DSQUARED2, adeta ‘couture’ bir dokunuşla yenilenmiş. Çiçeklerle bezeli el işlemesi elbiseler, tahmin edileceği gibi şeker pembesi bir dünyada sunulmamıştı. Bunun yerine kat kat giyilen oduncu gömlekler, desenli trikolar ve hantal görünümlü botlarla eşleştirilmişti. Grunge akımına ışıltı katan bu koleksiyon, tasarımcı ikiz kardeşlerin son dönemdeki en heyecan verici çalışması olarak kayıtlara geçmeyi başardı.
Milano’dan kısa kısa
- Santoni, baş tasarımcısı Marco Zanini’nin etkisiyle hazırlanan dış giyim ve aksesuar koleksiyonunu keyifli bir davette tanıttı. ‘Edited’ adlı koleksiyonu duvarlarda ve cam bölmelerde sunan marka, koleksiyona eşlik eden fotoğrafların yer aldığı bir kitabı da ilk kez moda severlerle buluşturdu.
- Lüks spor ayakkabı markası HOGAN, gündüz diskosu şeklinde hazırlanan, bol eğlenceli geçen sunumlarına bir yenisini daha ekledi. Dev ekranlara yansıtılmış videolarda dans eden modeller, davetlilerin de müziğe eşlik etmesiyle birlikte adeta alanda hayat buldu.