Giyilebilir sanat
.
Geçtiğimiz hafta şehri saran moda rüzgarları, bizi hala etkisi altında tutmaya devam ediyor. Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul kapsamında nefes kesici bir sunum gerçekleştiren Başak Cankeş, moda haftasının sadece bir ‘giy-geç’ deneyimden ibaret olmadığını ispatlıyor.
Bergamot, karanfil ve vetiver kokuları eşliğinde, sislerin içerisinde giriyorum BASHAQUES sunumunun yapılacağı salona. Koleksiyon, sürrealist Salvador Dali ile geleneksel Türk kültürünü buluşturuyor: Gala’nın Hareme Girişi. Duvarlara asılmış el işlemesi yorganların üzerinde sunulan tablolar, bir sanat galerisinde olduğumu düşündürüyor. Sonra, odacıklara dağılmış modellerin üzerindeki ‘giyilebilir sanat’ olarak adlandırabileceğim parçalar takılıyor gözüme. Dali’nin ‘eriyen saatler’ fikri, tasarımların upuzun kollarında hayat buluyor.
Bir oda, bir oda daha derken sergi alanın ortasında, çatlamak üzere olan kocaman bir yumurta kesiyor yolumu. Işıklar kapanıyor ve yumurta, içindekini açığa çıkartıyor. Bir modern dans performansı birkaç dakikalığına bizi odacıklardan alıp sürrealizmin hüküm sürdüğü topraklara götürüyor.
Gözümü açtığımda, bütün bunların gerçekliğini sorguladığım bir anda buluyorum kendimi. İstanbul’da, bizim moda haftamızda, sadece moda değil, tasarım, canlı performans ve sanatı buluşturan böylesi bir çalışmayla karşılaşmanın hazzı, Başak Cankeş’i ayakta alkışlama isteğiyle buluşuyor.
Bir cinayet hikayesi
Moda dünyası göz alıcı tasarımlar, hiç bitmeyen partiler veya her zaman kusursuz görünen kadın ve erkeklerden ibaret sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Hafızalarınızı zorlarsanız, Alexander McQueen’in trajik intiharı veya Vittorio Missoni’nin uçağının kayıplara karışması gibi haberleri hatırlayabilirsiniz. Bütün bu haberler arasında bir tanesi var ki, üzerinden 20 yıla yakın zaman geçse de güncelliğini kaybetmiyor: Gianni Versace cinayeti. Bunca zaman sonra bu korkunç cinayeti yeniden dünya gündemine oturtansa, bu cinayeti konu alacak bir dizinin yolda olması. ‘American Crime Story’ adlı dizinin 2018’de yayınlanacak üçüncü sezonunda, ikonik İtalyan moda evi Versace’nin efsanevi ismi Gianni Versace ve o meşhur cinayet başrolde olacakmış. Bir grup modasever Donatella Versace rolü için son dönemde marka kampanyalarında gördüğümüz Lady Gaga’yı biçilmiş kaftan olarak görüyor. Bir diğer grupsa oyunu yıllardır gerçekleştirdiği başarılı Donatella Versace taklitleriyle bizi güldüren Maya Rudolph’tan yana kullanıyor. Kim hangi rolü oynarsa oynasın, moda tarihinin en gizemli hikayelerinden birisinin kapağını yeniden açmak kulağa çok çekici geliyor.
Sahneye blogger dokunuşu
İngiltere’nin en iyi giyinen erkekleri listelerinde hep üst sıralarda gördüğümüz, pek çok blog yazarına ilham veren Matthew Zorpas, Türkiye’de de bir hayli ilgi gören isimlerden. O kadar ki Tuba Ünsal’ın yapımcılığını ve başrolünü üstlendiği ‘İsimsiz Yıldız’ adlı oyunda kostüm danışmanlığı görevi Zorpas’a verilmiş. Hatrı sayılır basılı yayınların bloggerlara yeniden savaş açtığı şu günlerde İngiliz bir bloggerın Türkiye’de başarılı bir işe imza atması bir hayli cesaretlendirici.