Centilmenler Kulübü
.
House of Brothers, bir süredir Maçka’da konuşlanan, herkesin dilinde olan ancak isteyen herkesin giremediği bir centilmenler kulübü. Bu özel kulübü moda maceralarım arasına taşıyansa Beymen ile gerçekleştirdikleri şık iş birliği.
Erkekler için sadeliğiyle dikkat çekmeyi başaran parçalar içeren BrothersXBeymen kapsül koleksiyonu, bordo, siyah ve kahverenginin hakimiyetinde. Takım elbiseden denim gömleğe, deri bileklikten hırkaya kadar bir centilmenin ihtiyaç duyabileceği temel parçaları bir araya getiren koleksiyon, Beymen tasarım ekibi tarafından, House of Brothers’ın İskoç kültüründen ilham alan karakteristiği göz önünde bulundurularak hazırlanmış.
Koleksiyonun sunulduğu defile ve sonrasında gerçekleştirilen parti de yine bu kültüre gönderme yapar nitelikteydi. İstanbul’un en havalı erkeklerini bir araya getiren geceden ayrılırken kulağımda Orkun Bozdemir’in müzikleri ve aklımda bu koleksiyonun editöryel açıdan ne kadar kuvveti olacağı fikri vardı.
2018’in Rengi: Morötesi
Her sene açıkladığı ‘yılın rengi’ ile tasarım dünyasına yön veren Pantone, 2018’in rengini ‘morötesi’ olarak belirledi. Mistik yönüyle ön plana çıkan bu renk, Pantone Renk Enstitüsü’nün geçen yıldan beri üstlendiği ‘olumlu ve umutlu’ yaklaşımın da bir yansıması.
2018’in rengi ‘morötesi’ için enstitünün başkanı Leatrice Eiseman ‘insanın potansiyelini bir üst seviyeye taşıyan, yeni teknolojilerin keşfini sağlayan, henüz yaşanmamış pek çok olasılığı getiren’ gibi tanımlamalar kullanıyor. Bu da benim için sonunda uzay çağına girdiğimiz anlamına geliyor.
2017’nin rengi olan ‘yeşil’ bir türlü beklenen heyecanı yaratamamış, hayatımıza girememişti. Bakalım hali hazırda 2018 Yaz koleksiyonlarında kendisini gösteren ‘morötesi’ podyumlardan ve kataloglardan taşarak bizim dünyamızda kendisini gösterebilecek mi?
Uçuşa Geçiyoruz
Lüks saat tutkunlarının vazgeçilmezleri arasında olan IWC Schaffhausen, ikonik ‘Pilot’s Watches’ serisini, havacılık dünyasından ilham alan yeni barıyla taçlandırıyor. Cenevre’de, markanın butiğinin hemen yanında yer alan ‘LesAviateurs’ adlı konsept bar, stil meraklısı gurmeleri buluşturmayı amaçlıyor.
Bir yandan 1920’lere gönderme niteliğindeki dekorasyonuyla dikkat çeken mekan öte yandan havacılık öncülerinin heyecan verici hikayelerini yansıtıyor. Elbette markanın öne çıkan ürünleri, yüksek teknolojisi ve sofistike dokunuşları da bu mekanda kendisine yer ediniyor.
Daha önce pek çok moda markasında gördüğümüz bu tür bir girişimin lüks saatçilik dünyasına uzanması, bu trendin uzun süre devam edeceğini gösteriyor. Örneğin Milano’yu ziyaret edenler Cavalli’de partilemek için gün sayıyor, Paris’i ziyaret edenler Ralph’s hamburgeri için sıraya girmeyi göze alıyor. Peki sizce Rue de Rhone’da yer alan Les Aviateurs, stil dolu bir yolculuğa çıkmak isteyenler için ‘olmazsa olmazlar’ arasına girebilecek mi?