Davutoğlu ilk sınavından geçti
.
Ahmet Davutoğlu’nu geçen yıl Diyarbakır gezisini takip edip, üniversitede yaptığı konuşmayı dinledim. 30 Mart seçimlerde Tayyip Erdoğan’ın sesinin kısıldığı Konya mitingini canlı izledim. Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Konya meydanında takip ettim. Dünkü kongre konuşması en başarılı konuşmaydı.
Doğrusunu söylemek lazımsa Davutoğlu’nun böylesine başarılı bir konuşma yapabileceğini sanmıyordum. Çünkü uzun zamandır Erdoğan mitinglerini izleyenler olarak her konuşmayı Erdoğan’la mukayese ediyoruz. Davutoğlu, heyecanlı başladığı konuşmasına zamanla açıldı. Tayyip Erdoğan’dan sonra konuşmanın başlı başına bir handikap oluşturduğu bir ortamda Davutoğlu, ilk sınavdan geçti.
Emanetçi olmayacağını gösterdi
Davutoğlu, irticalen yaptığı konuşmasında bir kez olsun dil sürçmesi yaşamadı. Salona hakimdi. Özgüvenli hali vardı. Akıcı bir Türkçe ve kısa cümlelerle hitap etti. Beden dili, üslubu ve mesajlarıyla ‘emanetçi olmayacağını’ gösterdi. Zaman zaman akademik bir dil kullansa da eskiyle mukayese edildiğinde politikacı gibi konuştu. Özellikle epistemoloji kavramını kullandığı bölümde salonda bir yabancılaşma rüzgarı eserken ‘Davutoğlu Dersine’ gülüşmeleri yapıldı. Ahmet Davutoğlu, Tayyip Erdoğan gibi kökten yetişmiş bir politikacı değil. Uzun süre Tayyip Erdoğan’la kıyas edilecek. Ancak Davutoğlu ‘taç giyen baş akıllanır’ sözünde olduğu gibi ilk buluşmada tam not aldı. Erdoğan’ın konuşma metninde yer alan ‘Yeni Türkiye’nin yeni siyaseti vardır. Yeni Türkiye çok güçlü bir temele dayanmaktadır. Bu temel Türkiye’nin sosyolojisidir. Yaşadığımız büyük değişimin esas mimarı bu yeni sosyolojidir. Dayatmacılığın sonunu getiren, çoğulculuğun hak ve özgürlüklerin önünü açan yeni sosyolojik dinamikleri herkesin iyi okuması gerekir’ ifadelerinin altını çizmek gerekiyor.
AK Parti kurmay kadrosunun doğru bir çözümleme yaptığını gösteriyor. Yeni sosyoloji terimi kripto bir sözcük ve yeni dönemin şifreleri bu terimde saklı. Davutoğlu ‘Demokrasi ve hukuk olmazsa ekonomik gelişme olmaz’ sözünün ve ‘tarihdaşlık-vatandaşlık’ kavramlarını önümüzdeki dönemde daha sık duyacağız.