Büyük Birader’den Azınlık Raporu’na doğru
.
George Orwell’ın romanındaki Big Brother gerçek olmak üzere. Yani Büyük Birader her yerde bizi izliyor...
George Orwell ’ın 1949 yılında yayımlanan ve kısa sürede kült mertebesine erişen 1984 (Bin Dokuz Yüz Seksen Dört) isimli romanındaki Büyük Birader gerçek olmak üzere. ‘Big Brother is watching you’ yani Büyük Birader sizi izliyor.
Londra’da geçen romanda duvarlara asılı posterlerde Büyük Birader’in gözü vardır ve herkesi izlemektedir. Sadece posterlerden bakan o göz değil. Her evdeki tele-ekranlar görüntü ve sesleri kayda alır. Tele-ekranın görüş açısına giren herkes kayıt altındadır. Romanın esas oğlanı Winston Smith’in Büyük Birader’den kaçışı mümkün değildir.
1949 yılındaki teknolojileri düşündüğünüzde bu ifadeler bilim kurgu olarak adlandırılıyordu. Günümüzde teknolojinin geldiği noktada Büyük Birader’in gözü gerçeğe dönüşmek üzere. Uzaydaki casus uydular dışında evden adım attığımız an itibariyle çok yakından izlenmeye başlıyoruz. Hatta evimizin içinde bile bizi izlemesi mümkün olan kameralarla iç içe yaşıyoruz.
Her yerde bizi izleyen kameralar var; Asansörde, otoparkta, alışverişte… Bunda ne var, tüm bu kameralar güvenliğimiz için diyebilirsiniz ama aynanın karanlık tarafında olanlar güvenliğin çok ötesinde.
Gözetleme ağları şehirleri sarıyor
Bugün dünyanın tüm şehirlerini kamera ağlar sarmış durumda. Suç oranının yüksek olduğu şehirler dışında terör tehditi altındaki şehirlerde güvenlik kamera sayısı hızla artıyor.
Dünyada en fazla güvenlik kamerasına sahip şehirlerin başında Londra geliyor. Londra’da bir kişinin günde ortalama 300 kez görüntülendiği devasa bir kamera ağı mevcut.
Yapılan araştırmalarda şehirde 420 bin kamera ile şehrin yüzde 41 ’inin izlendiği ortaya çıktı.
Pekin, Şikago ve New York ise Londra’dan sonra en çok güvenlik kamerasının olduğu şehirler olarak sıralanıyor.
Kaset yerine buluta kayıt
Kaset, hard disk kaydı tutan güvenlik kameralarının yerini artık bulut depolama sistemini kullanan sistemler alıyor. Yüksek hızlı internet bağlantısına sahip kameralar görüntüleri bulut depolama sunucularına gönderiyor. Eskisine göre daha güvenli şekilde saklanan kayıtların imha edilmesi de mümkün değil.
4K çözünürlükte kayıt
Karanlık, karıncalı güvenlik kamerası görüntüleri de tarihe karıştı. Artık gece görüş özelliğine sahip ve 4K çözünürlük sunan kameraların gözünden bir şey kaçması artık imkansız. Hareket sensörlü ve takip özelliğiyle en küçük detayları bile kayıt altına alan kameraların görüş açısı da eskisine göre katbekat arttı.
Yapay zeka ile yüz tanıma
Otomatik yüz tanıma (AFR - Automatic Face Recognition ) teknolojisinin günümüzde geldiği nokta ise bilim kurgu filmlerini aratmayacak seviyede. Yüz tanıma algoritmaları yüksek hızlı işlemciler ve yapay zekanın da yardımıyla sizi anında tanıyor ve asla unutmuyor. Yüz tanıma sistemleri güneş gözlüğü taksanız bile sizi tanıyor. Artık yapay zekanın kullanıldığı algoritmalar sadece yüzünüzü tanımakla yetinmiyor. Ne hissettiğinizi ve nasıl bir ruh haline sahip olduğunuzu hatta yorgun ya da hasta olup olmadığınızı anlayabiliyor.
Şüpheli hareketten niyet okumaya
Yüz tanıma ve yapay zeka konusuna odaklanan Londra Merkezli WeeSee şirketi, duygu tespiti konusunda insanların başarı oranı olan yüzde 60-70 doğruluğa ulaştıklarını açıkladı. WeeSee CEO’su David Fulton, yapay zeka kullanan algoritmalarının şu anda insanların niyetlerini değil ama şüpheli hareketlerini tespit ettiğini ama niyetlerini de tespit edebilecek noktaya doğru ilerlediklerini söylüyor. Fulton, kötü olayların önlenmesine katkı sağlamak istediklerini söylüyor. Polis ile birlikte çalışan WeeSee, ifadesi alınan kişileri analiz ederek algoritmasını geliştiriyor. İngiltere’de konser ve maç günlerinde yüz tanıma teknolojisiyle donatılan polis araçlarının da yardımıyla hakkında yakalama kararı bulunan kişiler tespit edilip gözaltına alınıyor. İnsan hakları örgütü Liberty, geçen sene Cardiff’te düzenlenen Şampiyonlar Ligi Finali’nde yüz tanıma teknolojisi kullanılarak yapılan taramada yanlış kişilerin gözaltına alındığı iddiasında bulundu. Uzmanlar yüz tanıma teknolojisinin geldiği noktada yüzde 90 civarında bir doğrulukla çalıştığını ve hata payının halen olduğunu vurguluyorlar.
Azınlık Raporu filmi gerçek mi olacak?
Steven Spielberg imzalı Azınlık Raporu (Minority Report) filmi 2054 yılında geçiyordu. Efsane bilim kurgu yazarlarından Philip K. Dick’in kaleme aldığı kısa öyküden beyaz perdeye uyarlanan Azınlık Raporu’nda teknoloji yardımıyla insanların suç işleyeceği önceden tespit edilip potansiyel suçlu görülen insanlar gözaltına alınıyordu. George Orwell’ın Büyük Birader’in adım adım gerçekleştiğine şahitlik ediyoruz. Azınlık Raporu’ndaki 2054 yılına daha 36 sene var ama yapay zekanın ve yüz tanıma teknolojisinin geldiği ve gidebileceği noktayı düşününce Azınlık Raporu’na adım adım yaklaştığımız bir gerçek.