Yeni darbe uyarıları!
.
Henüz 15 Temmuz’daki darbe girişiminin şokunu atlatamayan Türkiye’de “yeni darbe” veya “suikast” haberleri halkın tedirginliğinin devam etmesine neden oluyor.
Televizyonlardan dün bile hala “Halkımız telaşa kapılmasın ama tehlike geçmedi” mesajları veriliyordu.
Bu kadar korkunç bir olayı yaşamış bir halk nasıl telaşa kapılmayacaksa…
Önceki gün AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik’in Twitter’dan şu açıklamayı yaparak halkı meydanlara çağırdı.
“Darbeci katiller hala milleti tehdit ediyor. Buna karşı meydanları ve sokakları hınca hınç dolduralım. Üniformasına ihanet etmiş katiller adına konuşan birileri ‘yeni bir darbe yapacağız’ diye haber yayıyor.
Herkes meydanlara! Milletine ihanet eden katiller hala tehdit peşinde, bunlara cevabı meydanlarda verelim.
Tehdit bitene kadar meydanlardayız.”
Ömer Çelik’in açıklamasında özellikle “Ordu içinde FETÖ’cü bir cunta, bir grup” gibi ifadeler geçmediği için sanki tüm TSK zan altında bırakılıyor gibi bir hata var.
Ordu değil, terör örgütü
Öncelikle buna dikkat edilmesi, darbe girişiminin “orduya değil, içindeki bir terör örgütüne ait olduğu”nun vurgulanması gerekiyor. Fethullahçı örgütlenmenin daha yurtlardan, liselerden, harp okullarından öğrencileri seçerek ve sınav soruları vererek nasıl başlatıldığı ve uzun yıllar önlem alınmadığı yakalanan FETÖ’cü subayların anlattıklarıyla da somut şekilde ortadadır.
Yeni darbe haberlerine dönersek; Cumhurbaşkanı Erdoğan da TV’lere, haber ajanslarına yaptığı konuşmalarda “Yeni bir darbe girişimi mümkün ama kolay olmaz” diyor. Dün verilen bir haber;
“Suikast girişimi şüphesi!
Hala Albay rütbesinde FETÖ’cü subayların bulunması nedeniyle darbecilerle mücadele eden üst rütbeli komutanların can güvenliğinden endişe ediliyor.”
Öyle görünüyor ki daha uzun süre bu tür uyarı ve haberler sürecek. Ortada şöyle bir çelişki var, tehlikenin devam ettiği, silahlı darbecilerin tekrar ortaya çıkabileceği, suikastlar yapabileceği belirtilirken aynı anda sivil halk ısrarla sokaklara çağrılıyor.
Terör tehlikelerinin yanında “yeni bir darbe veya suikast” tehlikesi de varsa vatandaşları sokaklara çağırmanın, mitingler yapmanın içerdiği büyük risk de ortadadır.
Anlaşılmayanlar!
Uzun yıllar TSK’da görev yapmış olan Güvenlik Uzmanı Mete Yarar “MİT’e darbe girişimi olacağı haberinin saat 15’te darbe planı içinde yer alan bir havacı albaydan geldiğini, bunun üzerine hemen saat 16’da Genelkurmay’a bildirildiğini, Hakan Fidan’ın Genelkurmay’a gittiğini ve orada toplantı yapıldığını” anlattı. Türkiye’nin yaşadıklarından sonra böyle bir durumda “iddianın teyit edilmesi için zaman kaybetmeden” İçişleri Bakanı, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın haberdar edilmesi gerekir. Oysa İçişleri Bakanı Efkan Ala saat 21.30’da Erzurum’dan uçağa binerken bile olaydan haberdar değil. Saat 23’te Ankara’ya indiğinde öğrenmiş.
Cumhurbaşkanı ve Başbakan da çok geç haberdar olmuşlar. Güvenlikleri ve görevleri nedeniyle olayı ilk duyması gereken kişilerin halktan bile sonra duyma nedenleri, ihmali yapanlar anlaşılmalıdır.