Yaprak dökümü!
.
Son zamanlarda o kadar değerli insanlarımızı kaybettik, öyle genç şehitler verdik ki hala dayanacak güç bulabilmemiz bile mucize.
Düşen son yaprak “altın renkli”ydi, bu ülkenin yetiştirdiği en değerli aktörlerden biri, gerçek bir Cumhuriyetçi, Atatürkçü, aslan yürekli bir vatansever, cengaver ruhlu, aydınlık yüzlü bir devrimci!
Sinema sanatçılarının hepsi oynadıkları rollerle gerçek hayatta özdeşleşmezler, oysa Tarık Akan filmlerinde canlandırdığı “dürüst, mert, cesur, iyi kalpli, yardımsever, zorluklardan yılmayan adam” karakterini kendi yaşamında da taşıyan bir sanatçıydı.
Bir değil, birkaç kuşak onun Türk Sinema Tarihi’ne geçen filmlerini büyük bir hayranlıkla, bazılarını onlarca kez ve aynı zevkle izledi.
Sanatçılığı yücelterek…
Ülkesinin sosyal ve siyasi sorunlarına karşı her zaman gösterdiği açık, net, dürüst duyarlılıkla dikkatlerimizi çekti, sanatçılığı yücelterek onurla taşıdı.
Türk halkı, erken kaybettiği bu çok yönlü, değerli sanatçısını hak ettiği şekilde onurlandırarak, milyonlarca insan sokaklara dökülerek, Zülfü Livaneli’nin unutulmaz “Yiğidim Aslanım” şarkısıyla, Fazıl Say’ın ve eğitimine katkı sağladığı öğrencilerin konseriyle ebediyete uğurladı.
Nur içinde yatsın!
Şiddete ödül!
İstanbul’da belediye otobüsünde 23 yaşında genç bir hemşireye “şort giydiği için” yerinden kalkarak tekme atan, çenesini boynunu yaralayan saldırgan yakalandı ve aynı hızla serbest bırakıldı.
Onun bırakıldığını öğrenen hemşire sinir krizi geçirdi, vatandaşlar tepki gösterileri yaptılar. Tepkiler üzerine suçlunun tekrar yakalandığı açıklandı ama büyük ihtimalle yine bırakılacaktır.
Düşünebiliyor musunuz; bu saldırgan üstelik bir gayrimenkul şirketinde “güvenlik görevlisi” imiş.
“Giyimini beğenmediğim insanları döverim. Açık gezen kadın karımdır” gibi kanundışı sözlerle suçunu itiraf ediyor.
Ağabeyi “O şizofren, doktorlar tedavi olmasını söylediler” demiş. Demek ki “saldırgan bir şizofren güvenlik görevlisi”…
Dünyanın hangi ülkesinde olsa derhal tutuklanır ve aynı zamanda tedavi altına alınır. Böylece toplum korunur.
Nasıl bir ülke olduk?
Türkiye’de ise serbest bırakılıyor.
Aynı gün İzmir’de yine 23 yaşındaki bir başka genç kızın yolu 2 saldırgan tarafından kesildi. “Tanışalım” teklifini reddettiği için genç kız sokak ortasında yumruklarla dövüldü.
Civarda olayı gören hiç kimsenin yardıma koşmadığını, öylece durup izlediklerini anlatırken; “Biz nasıl bir ülke olduk” dedi mağdur genç kız.
Konya’da Bayram ziyaretine gelen 5 yaşındaki kuzenine tecavüz eden 16 yaşındaki genç de serbest bırakılmış.
Tecavüz hastane raporuyla belirlenmesine, çocuğun ve ailesinin tedavi altına alınmasına rağmen…
Tam bir skandal! Biz nasıl bir ülke olduk?
Kadın ve çocuklara cinsel ve her türlü saldırı teşvik edilecek ve buna “adalet-hukuk” mu denecek?
İçişleri ve Adalet Bakanlığı toplumun can güvenliğini koruma görevini yapmalıdır.
Artvin’in cennet yöresi Cerattepe’de altın madeni çıkarılması için “Çevre Bakanlığı’nın doğa tahribatına izin vermesi” ise başlı başına ayrı bir yazı konusu!