Uyuyan hücreler
.
Avrupa kıtası tarihinde az rastlanır bir sarsıntı yaşadı.
“Cihatçı militanlar” adıyla yaşamımıza dahil olan ve hızla yükselen yeni bir şiddet unsuru var önümüzde.
Bunlar güvenlik politikalarının merkezine oturtulmak zorunda.
Birinci ilişki, coğrafi konumu nedeniyle ülkemizin köprü rolü oynaması.
İkincisi.. Aynı yakınlığın sağladığı kolaylık sayesinde Türkiye’nin “uyuyan hücreler“ barındırıyor olması ihtimali.
Eski MİT Müsteşarı Yardımcısı Cevat Öneş, bu iki nedenle Türkiye’nin ciddi risk altında olduğunu ifade etti
Açıklamayı Cumhuriyet’e yaptı..
“Sizce bu cihatçıların uyuyan hücreleri var mıdır Türkiye’de?”
Cevat Öneş bu soruya “Evet vardır” diye cevap vermiş, güvenlik kuvvetleri ile siyasetin bu konu üstünde önemle durmasını tavsiye etmiştir.
Seçim yaklaşıyor.
Müsteşar Yardımcısı Öneş, oy kazanmak uğruna milliyetçi duyguları ayrıştırma duygularını arttıran söylemlerin tuzağına düşmemeyi topluca başarmak zorunda olduğumuzu önemle belirtmiş.
İlerleme için demokratik politikalarda genişleme yoluna bağlılık öneriyor.
Çevremizde olan biten her şey, sürpriz olgusunu ve etkisini arttıracaktır.
Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Fransa’daki terör kaynaklı katliamı yorumlarken Afganistan’ın Akdeniz’e geldiğini öne sürdü.
Hoş olmayan sürprizlere dünyamızın eskisinden daha hazırlıklı olması gerektiğini belirtti.
Anlaşılacağı gibi, bölünme yanlışından geri dönmek mecburiyetini başarmak zorunda olduğumuz yeni bir dönemece girdik.
Maceraya Ortadoğu’da atılmıştık.
Fazlasını istemiyoruz!
Mazlumun ahı...
AKP’deki “üç dönem kuralı”na Başbakan Bülent Arınç da takıldı.
Şimdi Haziran’daki seçime yol arkadaşlarından biri (Tayyip Erdoğan) girmeyecek; çünkü Başbakan Yardımcısı olan parti kurucularından Arınç kaderine sitem edecektir.
Sebebi malum; seçime girme hakkı “üç dönem” kuralı nedeniyle elinden alınmıştır.
Dün gazetelerde yakınıyordu;
“Daha başta Tayyip Erdoğan vardı. O Cumhurbaşkanı oldu, biz kaldık!”
Aynı tarihli gazeteler dün ÇYDD Başkanı Prof. Türkân Saylan’ın kumpasa kurban gittiğine dair yargı kararını duyuruyordu.
Arınç’ın alacağında bir de askerin kozmik odasını yol geçen hanı yapan icraatı kayıtlı duruyor.
“Alma mazlumun ahını“ deyişi şaka değil ciddi bir uyarı galiba!