Türkiye sınırları açık mı?
.
Türkiye o kadar kritik ve tehlikeli bir sürecin içinde ki okuduğumuz, duyduğumuz her haber bizi eskisinden daha farklı etkilemeye başladı.
Mesela Almanya koalisyonla yönetiliyor ama hiçbir sıkıntısı yok. Dikkat çeken haber şöyleydi; “Berlin iyi bir yıl geçirdi. Geliri giderini 6.2 milyar Euro aşınca ‘bu parayı nereye harcayalım’ tartışması çıktı”.
İktidardaki koalisyon, muhalefet ve sivil toplum kuruluşlarından görüş istemiş. Sağcılar “vergiyi indirelim” demişler, solcular “parayı eğitim ve alt yapıya harcayalım”…
İktidarın “muhalefet ve sivil toplum kuruluşlarından” görüş istemesini mi kıskanalım yoksa ekonomik istikrarlarını, gelirin gideri milyarlarca Euro aşmasını mı?
Afganistan örneği
Sonra gözüm Afganistan kraliyet ailesinden gelen, Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Kasım Han’la yapılan güzel röportaja takılıyor. (15 Ocak 2017, Hürriyet Pazar-Ayşegül Savur Özgen)
ABD’nin bugün Ortadoğu’da ve dünyadaki terörle ilişkisi…
“Filistin meselesi, İslam dünyasının Batı tarafından mağdur edilmesinin sembolüdür. Sovyetler’in Afganistan’ı işgali, Irak Savaşı gibi olaylar da bu mağduriyet hissinin büyümesine yol açtı. Afganistan’da 1979-1989 arası 10 yıl süren savaşta, yakın zamanda Hillary Clinton’ın da itiraf ettiği gibi, ABD mücahitleri silahlandırdı, Suudi Arabistan da buna finansörlük yaptı.
Komünizme karşı Yeşil Kuşak Projesi… El Kaide’nin Afganistan’da kuruluşu da bu döneme dayanır.
Sonra Amerika bölgeden gidince ortada silahlanmış radikaller kaldı.”
Tarihin penceresi
Bu radikal grupların nasıl dünyaya, özellikle Ortadoğu’ya yayıldıklarını, onlardan yeni terörist grupların türediğini anlatan Ahmet Kasım Han şunları da söylüyor:
“İçimde ne çok keşke var bilseniz… Tarihin sana açtığı pencere, verdiği şans var ya… Kullanacaksın! Ne yazık ki Afganistan’ın penceresi uzunca bir müddet, bir sıçramaya imkan veremeyecek şekilde kapandı.
Pakistan’ın, İran’ın hikayesi de bundan farklı değil. Oysa Türkiye’nin o eşikten geçmek için her türlü kaynağı var. Demek ki iş sadece tercihe kalmış.
Türkiye, İslam coğrafyasının kalanına bakıp, durduğu yerin kıymetini bilmek mecburiyetinde.”
Buradan Irak Ankara Büyükelçisi Hişam El-Alevi’nin üç gün önce yaptığı açıklamaya geçelim.
Binlerce DEAŞ’lı…
EL Alevi, Musul operasyonu nedeniyle oradan ayrılan binlerce DEAŞ’lıdan önemli bir kısmının Türkiye’ye geçtiğini ve bir kısmının da geçmeye çalıştığını söyledi.
Irak ve ABD, bölgeye kendi istedikleri güçleri yerleştirmek için Türkiye’nin Musul operasyonuna katılmasını istemediler. Şimdi ise Irak iyi niyet gösterisi yaparak “Musul’dan gelen DEAŞ’lı teröristlerin Türkiye’ye geçtiği” uyarısı yapıyor. Afganistan’da başlatılan, Pakistan’da, Suriye ve Irak’ta sürdürülen politikaların Türkiye’ye neye mal olduğunu, dostu-düşmanı görmemiz lazım.
Bu DEAŞ’lılar neden Suriye’ye veya diğer ülkelere geçmek yerine Türkiye’yi seçiyorlar ve yüzlercesi nasıl kolayca sınırdan geçiyor, bu hayati soruların cevabı verilmelidir.