Türkiye’nin gündemi!
.
Tunceli’de Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ait helikopter düştü ve 12 kişi şehit oldu.
İşsizlik, yoksulluk, terör, dış politika, çocuk ve kadın tecavüzleri, bireysel şiddetin artması ve birçok sorun çözüm bekliyor. Ancak… Türkiye gündeminin ilk sırasında; referandumdan hemen sonra başlayan “mühürsüz oyların son dakikada geçerli sayılması” tartışması var.
MHP’li muhaliflerin ve CHP’nin, Yüksek Seçim Kurulu’nun referandum öncesi kendisinin ısrarla vurguladığı, yurt dışı oylamada uygulanan ve yasayla belirtilmiş “sandık kurulu mühürü olmayan oy geçersizdir” kuralının sandıklar açıldıktan sonra yine YSK tarafından değiştirilmesine yaptıkları itirazlar bitmiyor.
CHP Sözcüsü Selin Sayek Böke “16 Nisan’da yapılan mühürsüz seçim yok hükmündedir, hukuka aykırıdır” dedikten sonra “gerekirse Meclis’ten çekileceklerini” de söyledi. Bu konuşmanın arkasından CHP Grup Başkanvekili Levent Gök “MYK’da sine-i millete dönmenin benimsenmediğini, CHP’nin Meclis’te kalacağını” bildirdi.
AYM ve AİHM
Çok sayıda vatandaşın ve hukukçuların adliyelerin ve YSK’nın önünde itiraz için uzun kuyruklar oluşturduğunu medyadan izledik.
YSK dün öğleden sonra “yapılan itirazları değerlendirmeye başlayacağını” açıkladı.
Bu sözlerden bir gün önce ise gerekçesinde “Mühürleme işleminin yapılmaması tek başına ‘seçmenin oyunun geçersiz sayılması için’ yeterli değildir. Seçmenin kusuru yokken hakkın özünü ortadan kaldırır. Hatası tespit edilen sandık kurullarına suç duyurusunda bulunulabilir” açıklaması yapmıştı.
Oysa, eğer “mühürleme işleminin yapılmaması seçmene haksızlık” ise YSK’nın bunu sandıklar açıldıktan sonra değil, referandumdan önce belirtmesi gerekirdi.
Ayrıca Yüksek Seçim Kurulu da her kurum gibi “yasalara bağlı” olarak karar alabilir. Yasaya aykırı bir karar, “bunu alan herkesi” suçlu durumuna düşürür.
Yasalar öncelikle temel hakları güvenceye almak üzere yapılır, seçimlerle ilgili yasalar da bugün yaşanılana benzer olayları, şüpheleri önlemek için çıkarılmıştır.
Şimdi, yurt dışı oylarında “mühürsüz pusulaları geçersiz sayan” ama Türkiye’de bunun aksini yapan YSK itirazları değerlendirecek.
Bununla birlikte, hukukçular YSK’nın vereceği karardan sonra siyasi partiler dışında “vatandaşların da Anayasa Mahkemesi ve AİHM’ye bireysel başvuru yapabileceklerini” söylüyorlar.
Usulsüzlüğün ispatı
Televizyon tartışmalarında da “Vatandaşın kusuru yoksa iradesini nasıl yok sayabiliriz” veya “İtiraz edenlerin YSK’daki usulsüzlüğü ispatlaması lazım” diyenler oldu.
Hatta “YSK kararından önce sandık kurulları, CHP ve diğerleri zaten bu kararı almıştı” diyenler vardı.
Bu konunun partilerle hiçbir ilgisi yoktur, hiçbir parti veya kişi de yasa dışı bir karar alamaz.
Referandum “bıçak sırtı” bir sonuçla bittiğine göre, itiraz eden partilerin yerinde “itiraz etmeyen” parti de olabilirdi. Bu nedenle…
Seçimler “tüm itirazlar sonuca bağlanınca biter” kuralı demokratik olarak işlemeli, sonuç sabırla beklenmelidir.