Türkiye nasıl kurtulur?
.
Toplum olarak dayanılmayacak kadar çok acıyı birkaç ay içinde yaşadık.
Yakın tarihimizin en büyük terör saldırısı olan Ankara felaketinden önce yaşadığımız açıklaması yapılamayan, hangi zafiyet nedeniyle olduğu, gerçek sorumlunun kim ve ne olduğu anlaşılamayan Reyhanlı, Diyarbakır, Suruç saldırıları, Savcı Kiraz suikastı ve bugün Ankara saldırısı “tek bir örgüte” ait değil.
İşin içinde “IŞİD dahil” birden fazla terör örgütü olduğu biliniyor. Bir bakıyoruz DHKP-C’nin, bir bakıyoruz IŞİD’in yaptığı açıklanıyor. Ankara saldırısında da önce Başbakan Davutoğlu “IŞİD, PKK, DHKP-C, MLKP”nin adını sayarak “Belki bu 4 örgütten birinin yaptığını” söyledi. Aynı gün iki istihbarat yetkilisinin “tüm bulgular IŞİD’i işaret ediyor. Suruç saldırısıyla benzerlikler var” açıklamasını duyduk.
Neden biz?
Toplumun bugünkü tablo karşısında sorduğu en önemli sorulardan biri “bütün bu terör örgütlerinin aynı dönemde neden Türkiye’yi hedef seçtiği ve ülkede nasıl konuşlanabildiği”dir.
İkincisi “Hepsinin nasıl olup da ülkenin istihbarat örgütü, Emniyet’i tarafından önceden fark edilmeden korkunç eylemlerini özgürce Türk halkına yöneltebildiği ve başarabildiği” sorusudur. Bunların da birden çok nedeni var. Türkiye’nin Suriye iç savaşına ABD’nin de etkisiyle ilk günden müdahil olması, Suriye yönetimi muhaliflerine destek vermesi Türkiye sınırının ötesindeki yapının değişmesinde rol oynadı.
PYD-PKK’nın dışında IŞİD ve cihatçı birçok örgüt o bölgede yer aldı. Sınırlarımızın uzun süre mültecilerle birlikte terör örgütlerinin de rahatça geçebileceği bir durumda kalması bu örgütlerin ülkemizde hücreler kurmasını kolaylaştırdı.
Kaosu seçmek…
Bu mesele Burhan Kuzu’nun “Millet kaosu seçti demiştim. Bu tespit zaman içinde beni doğruladı” sözlerinden çok daha başka ve derin bir içeriğe sahiptir. Türkiye’nin son aylarda yaşadığı çok yönlü terör saldırılarının nedeni seçim sonucuyla açıklanamaz.
Örneğin Ankara saldırısı konusunda IŞİD üzerinde durulurken Adıyaman’da Suriye için örgütlenen IŞİD bağlantılı “Dokumacılar” adlı grup gündeme geliyor. Bu grupların il ve ilçelerde örgütlenmesi, yerleri bilindiği halde zamanında önlem alınmaması istihbarat ve Emniyet’in, ilgili valiliklerin sorumluluğundadır.
Merkel ne istiyor?
Almanya Başbakanı Merkel “terör, mülteci ve Suriye konuları”nı görüşmek üzere Pazar günü Ankara’ya geliyormuş.
“Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olduğunu ve bunu Erdoğan’ın bildiğini” her fırsatta söyleyen, “güvenli ülke statüsüne” alınmasını bile AB’nin çıkarı için isteyen Merkel’in asıl amacı “Avrupa’yı mülteci akınından korumak üzere Türkiye’yi yeni mülteciler alma ve Batı’ya geçişi önleme” konusunda ikna etmek ve kendi ülkesinin güvenliğini korumaktır.
Türkiye’nin kurtuluşu ABD ve AB baskılarıyla kendi güvenliğini tehlikeye atacak yeni adımlara “hayır” demek ve seçim dahil her konudan önce ülkeden terör örgütlerini temizlemeye çalışmaktır.
Eylem yapacak fırsat bulamayacakları şekilde istihbarat ve güvenlik derhal sağlanmalıdır.
Gerçek vatansever!
Değerli sanatçı, sevgili dostum, gerçek bir vatansever olan Levent Kırca’nın vefatını derin bir üzüntüyle öğrendim. Bana göre Kırca; hayatı boyunca ülkesinin gülmesi, mutlu olması için çalışan bir sivil toplum kahramanıydı.
Onur ödülü aldığı törene hastaneden gönderdiği mektupta yazdıkları onun vazgeçmediği ilkeleriydi ve ülkesine bıraktığı son mirastır; “Dik durun. Adil olun. Daha iyi bir dünyada görüşmek ümidiyle…Atatürk ile kalın. Cumhuriyet’le kalın. Hoşçakalın”…
Güle güle sevgili dostum, seni özleyeceğiz ve unutmayacağız!