Şampiy10
Magazin
Gündem

Türkiye hatadan dönebilir!

.

ABONE OL
Vatan Haber

Dün yine Diyarbakır’da polis servis aracına terör saldırısı yapıldı, 15 polis yaralandı, yaralanan siviller de var.

Güvenlik Uzmanı Mete Yarar patlama sonucunda ortaya çıkan tabloyu değerlendirirken buna “300-400 kiloluk bir bombanın sebep olacağını” söyledi ki bombanın yine “yola döşenmiş olduğu” anlaşılıyor.

Aynı gün Tunceli’de PKK’lıların “karayoluna bomba tuzakladığı” ihbarı üzerine alarma geçildi. Üç gün önce Güneydoğu ilçelerinde ağırlığı 10-500 kilo arasında 5 bin patlayıcı bulundu.

Açıkça ortada olduğu gibi; PKK dünyaya Türkiye’nin Güneydoğu’sunda da Suriye’dekine benzer bir iç savaş havasının sürdüğü duygusunu yaratmaya çalışıyor.

Terör örgütünün bu niyeti zaten uzun süredir bilinmektedir. Ancak…

Önlem nerede?

Ağırlığı 500 kilo hatta tonlarca olan bu bombaları saklamayı terör örgütü nasıl başarmaktadır?

Cumhurbaşkanı Erdoğan “PKK çözüm sürecini kendileri için silah stoklama süreci olarak değerlendirdi, ciddi stok yaptı” demiş, “valilere o süreçte operasyon yapmamalarını söylediklerini” belirtmişti.

Daha sonra süreç sonlandırıldığına göre “stoklanan bu bombalar, silahlar bunca operasyona rağmen nasıl oluyor da hala bulunamıyor”? Yüzlerce kiloluk bombalar nasıl gizlice taşınıyor ve asker-polis araçlarının geçeceği yollara döşenebiliyor?

Bu güzergahlar önceden belli olduğuna göre o yolların önceden denetlenmesi neden yapılamıyor?

Çözüm süreci içinde valiler, Emniyet müdürlükleri, askeri birlikler “operasyon yapmasalar bile” tonlarca bombanın saklanmasına engel olmaları gerekmez miydi?

Her patlamadan sonra “helikopterler, ambulanslar gitti, yollar kesildi” gibi haberler yanında o ilin güvenliğinden sorumlu amirlerin “hangi önlemleri aldılar ve buna rağmen oldu” açıklamaları da verilmelidir.

Bm’nin saçma önerisi

Bu arada Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği anlamsız, çelişkili bir açıklama yaptı. Önce “PKK ve uzantıları tarafından yapılan eylemleri kınıyoruz” diyor, arkasından “Türkiye’nin, halkının güvenliğini korurken terörle mücadele operasyonlarında insan haklarına saygı duyması gerektiğini” söylüyor.

BM Mülteci Komiserliği, teröre aralıksız kayıplar veren Türkiye’ye yaptığı “insan hakkı” önerisini; “AB’den topluca Türkiye’ye sürülmeye çalışılan sığınmacılar” için AB’ye saklamalıdır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan “AB’nin söz verdiği 3 milyar Avro’nun gelmediğini, vize konusunda da ayak sürüdüklerini” söylüyor. Avrupa Birliği Türkiye’nin plan değiştirmesi halinde, bize hala vermediği 3 milyar yerine Yunanistan’a 6 milyar Euro’yu vermeye hazırlanıyor.

Avrupa Komisyonu Eski Başkanı Prodi ise Türkiye’nin AB’den giderek uzaklaştığını söyledi ve “Böyle giderse Türkiye sonsuza dek AB dışında kalacak” dedi.

Nüfusu 75 milyon olan bir ülke, aldığı mültecilerle 80 milyona dayandığında kaos, terör, ekonomik sıkıntı, sağlık sorunları azalmaz, hızla ve katlanarak artar.

Bu konuyu tekrar düşünmek, hatadan dönmek zorundayız. AB, Türkiye’deki mültecilerin en az yarısını ülkelerine dağıtsın, önerilerini sonra duyalım!

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Yazarımız, yıllık izne çıktığı için bir süre yazılarına ara vermiştir.
  2. CHP’de seçim ve yerel seçim!
  3. Yeni sistemde denetim nasıl?
  4. Yeni bir erken seçim mi?
  5. Mülteciler ve Merkel!
  6. Siyasette şiddet!
  7. Farklı bir demokrasi!
  8. Değişim hemen başlamalı!
  9. Türkiye’nin yeni dönemi!
  10. Heyecanla Beklenen Pazar!

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.