Trump’ın güvencesi yetecek mi?
.
Cumhurbaşkanı Erdoğan dün ABD Başkanı Donald Trump’la yüz yüze ilk görüşmesini yaptı.
Bilindiği gibi görüşmede asıl mesele Trump’ın “Erdoğan görüşmesini bile beklemeden, PKK’nın Suriye uzantısı olan PYD/YPG’ye ağır silah yardımı yapma kararını imzalaması” idi.
Türk istihbaratı kısa süre önce; YPG’ye ilk sevkiyatın önce Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin başkenti Erbil’e, oradan da Suriye’ye gönderildiğini bildirdi.
Her ne kadar Türk Hükümeti “Barzani ve yönetimini dost kabul etse de” ABD daha önce de IKBY üzerinden YPG’ye silah desteği göndermiş ve bu dostluğun hiç de güvenilir olmadığı birçok örnekle anlaşılmıştı.
Müttefik kim?
Türk yetkililer, PYD-YPG’ye verilecek silah ve tankların sınırlarda “ek önlemler almayı gerektirmediğini, her önlemin zaten alınmış olduğunu, Türkiye tarafına bir saldırı olduğunda buna misliyle karşılık verileceğini herkesin bildiğini” söylüyorlar.
Oysa tek sorun “dışardan saldırı” değil, yıllar önce açıklanan “sınırları değiştirme” projeleri! ABD Savunma Bakanı Jim Mattis “PKK’ya silah vermedik, vermeyeceğiz” demişti ama bunu söylerken de yıllardır yaptıkları gibi “PKK ile PYD’nin farklı örgütler olduğunu” ima etmekteydi.
Mattis aynı konuşmada “ABD’nin, NATO müttefiki Türkiye’yi korumaya devam edeceğini” de belirttiğine göre acaba bugüne kadar sınırımız boyunca PYD/PKK’ya verdikleri destekler “Türkiye’yi korumak için” miydi? Buna inanacağımızı mı düşünüyorlar?
ABD söylemleriyle Türkiye’yi oyalarken, eylemleriyle; Suriye’de müttefikinin PYD/YPG, Irak’ta ise Barzani ve IKBY olduğunu hiç çekinmeden ortaya koydu. Bunun geri dönüşü olmadığını “Erdoğan gelmeden önce PYD’ye ağır silah ve tanklar göndereceğine ilişkin kararı imzalayarak” gösterdi.
Trump-Erdoğan konuşmaları
Şimdi bazı uzmanlar “Acaba Trump ve Erdoğan anlaşamasalar bile ‘bu krizi derinleştirmeyecek bir düzeyde’ tutamazlar mı” diyor. Bazıları “Türkiye PKK ile PYD’nin aynı örgüt olmadığını kabul edemez mi” diyor. Bunlar irrasyonel görüşlerdir.
Konu artık bir veya birkaç terör örgütü ile savaş olmaktan çıkmış, doğrudan Türkiye sınır boyu ve toprakları için bir tehdit haline gelmiştir. Dün Trump ve Erdoğan ilk kısa görüşmenin ardından basına açıklama yaptılar.
Trump’ın sözleri daha önce ABD’nin devamlı tekrarladığı “PKK ve DAEŞ’le mücadelesini destekliyoruz. Türkiye ile işbirliğimiz önemlidir, ilişkimizi kimse bozamaz” türü açıklamalardan farklı değildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğanın “Trump’ın seçim zaferinin bölgede yeni umutları, beklentileri yeşerttiğive bu umudun boşa çıkmamasını umduğu” gibi diplomatik cümleleri arasında ise:
“Terör örgütleriyle ilkeli mücadele konusunda geçmişteki hataların tekrarlanmaması, Suriye-Irak-Yemen gibi ülkelerdeki kaosu fırsata çevirmek isteyenlerin sonunda hüsrana uğrayacakları” gibi net mesajlar vardı.
Bekleyelim ve görelim; bakalım Trump politikasında bu görüşmeden sonra bir değişiklik olacak mı?