Şampiy10
Magazin
Gündem

‘Toplum adalet bekliyor’

.

ABONE OL
Vatan Haber

Televizyonda tesadüfen “Birkaç İyi Adam” filmine rastladım. Amerikan Deniz Kuvvetlerinde “işkence görerek hayatını kaybeden bir asker”le ilgili mahkeme sürecini anlatan bir film…

Başrollerinde avukat olarak rol alan Tom Cruise ve Demi Moore’un oynadığı filmde tutuklu olduğu askeri cezaevinde işkence gören ve hayatını kaybeden asker için inanılmayacak kadar detaylı araştırmalar ve duruşmalar yapılıyor.

Başlangıçta “onun ölümüne neden olan askerler haklı görünürken ve aksini savunanlar için durum ümitsizken” bu detaylı araştırma sonunda cinayet ortaya çıkıveriyor.

İzlerken “tek bir can kaybı” için adaletin nasıl sabırla ve inatla arandığına büyük bir hayranlık ve özlem duydum.

Türkiye’de de bir zamanlar adalete, mahkemelere güven vardı.

Yargı iyileşmedi

Medeniyet ilerledikçe bu durumun daha da iyiye gitmesi, yargıya güvenin artması beklenirdi ama öyle olmadı.

Tam aksine, en ağır suçları işleyenlere “akıl almaz, mantık kabul etmez ceza indirimleri” yapılmaya, suçu işleyenler yerine mağdurlar suçlu çıkarılmaya başlandı.

Yargı siyasallaştı. Balyoz ve Ergenekon davaları süreci içinde “Yargıya güvenelim, dava yargıda” denirken süreç sonunda o yargının “en güvenilmeyecek hakim ve savcılardan, FETÖ mensuplarından” oluştuğu, bu davaların “FETÖ kumpası” olduğu açıklandı.

Ayrımcılık!

Devletin en önemli kurumlarına on binlerce FETÖ’cü yayılırken, o zaman dilimlerinde bu kurumların bağlı olduğu bakanlıkların veya başındaki kişilerin “ne gibi etkisi olup olmadığı” hala ortaya çıkmış değil.

Bu FETÖ yayılması sonunda yapılan 15 Temmuz Darbe Girişimi süreci de ne yazık ki Balyoz-Ergenekon’da olduğu gibi “suçsuzların suçlandığı, gerçek sorumluların ve FETÖ’ye destek vermiş olanların kurtulduğu” bir sürece dönüştü.

Arkası sağlam olanlar tutuklanmış olsa bile “adresi belli, rahatsızlığı var” gibi anlamsız ve diğer tutuklulara uygulanmayan nedenlerle göz göre göre, hiç çekinmeden serbest bırakılıyor.

Diğer tarafta örneğin Sözcü ve Cumhuriyet gazetesi çalışanları, yazarları ise “açık ve net hangi suçtan ötürü olduğu” bilinmeden, kalıplaşmış ve Balyoz sürecinde de kullanılmış olan, inandırıcılıktan uzak suçlamalarla tutuklu kalıyor.

Muhalefet şerhi

TBMM Darbe Komisyonu’nun “darbe girişimi gününün 3 kilit ismini dinleyemeden” yazdığı rapora MHP ve CHP muhalefet şerhi koydu.

Komisyonun MHP’li üyesi Mehmet Erdoğan “Yüzbinlerce insanın siyaset olmadan kamuda bu kadar yer alması mümkün değil, bunları yerleştiren siyasetçi ve bürokratlar ortaya çıkarılmalıdır” diyor.

Muhalefet partilerinin “muhalefet şerhi”ne kızmak yerine 15 Temmuz’a nasıl gelindiğini detaylarıyla araştırmak şüphesiz en çok iktidar partisinin tercihi olmalıdır.

Toplumun yargıya ve yargı bağımsızlığına güveni isteniyorsa “Anayasa’nın eşitlik maddesi”ne dayanarak, suça karışmadığı, hiçbir ilgisi olmadığı halde tutuklanan “ikametgahı belli” kişiler de tutuksuz yargılanmalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Yazarımız, yıllık izne çıktığı için bir süre yazılarına ara vermiştir.
  2. CHP’de seçim ve yerel seçim!
  3. Yeni sistemde denetim nasıl?
  4. Yeni bir erken seçim mi?
  5. Mülteciler ve Merkel!
  6. Siyasette şiddet!
  7. Farklı bir demokrasi!
  8. Değişim hemen başlamalı!
  9. Türkiye’nin yeni dönemi!
  10. Heyecanla Beklenen Pazar!

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.