Terör ve başkanlık!
.
Üç gün önce İstanbul Zincirlikuyu Mezarlığı’na bomba atıldı. Salı gecesi Eyüp’te Büyük Osmanlı Derneği binasına yüzü maskeli motosikletli 2 kişi tarafından kaleşnikoflu saldırı yapıldı, 1 kişi hayatını kaybetti, 3 vatandaş yaralandı.
Aynı gece Küçükçekmece’de bir kahvehane yine motosikletli 2 kişi tarafından tarandı, 1 ölü, 1’i ağır 4 yaralı olduğu bildirildi.
Görüldüğü gibi terör İstanbul’un göbeğinde de, üstelik mezarlık bile hedef alınarak sürüyor.
Güneydoğu’dan gelen acı haberlere dayanmak ise mümkün değil. Önceki gün Diyarbakır Sur’da PKK ile çatışmalarda şehit olan 5 askerimizi toprağa verdik, dün 1’i ağır 4 asker yaralandı.
Terörün İstanbul’da da sürdürülmesindeki amaç “toplumu tedirgin etmek, tehlikenin her yerde olduğu mesajını vermek”tir.
Kardeşlik süreci…
Bülent Arınç Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yazdığı cevapta “Dolmabahçe görüşmesinden Erdoğan’ın bilgisi olduğunu” tekrarlarken “Terörün bitirilmesi için, geçmişten alınan derslerle yeni bir kardeşlik sürecinin başlatılması gerektiğine inanıyorum” dedi.
Yani Arınç “Çözüm sürecinde görüştünüz, ne oldu da bu süreci bitirdiniz” demeye getiriyor.
PKK teröründe kaybettiğimiz; çoğu bebeklerini beşikte bırakıp giden şehitlerle, terör örgütünün kanlı saldırılarına hiç ara vermemesi ile “kardeşlik süreci” arasında nasıl bir bağ kurulabilir acaba?
Ortadaki mesele bir “Türk-Kürt kardeşlik sorunu” değil, apaçık kanlı terör.
“Dolmabahçe görüşmesi”ne kadar olan ve adına çözüm süreci denen zaman içinde HDP-Öcalan-Kandil ve Hükümet temsilcileri-MİT ne görüştüler, neyi karara bağladılar, bu bilinmiyor.
HDP ve Zana
O süreçte de PKK terörü hiçbir zaman tam olarak kesilmedi, kayıplar vermeye devam ettik ama geçen yazdan bu yana Suriye sınırımızdaki PYD genişlemesiyle paralel olarak arttırılan PKK terörü “yeni bir süreci” imkansız kılıyor.
HDP yazdan bu yana terör konusunda olayları saptırmak dışında hiçbir şey yapmadı, Demirtaş konuştuğunda ise “Rojova ile Güneydoğu benzetmesi” yaparak “Kürdistan küllerinden yeniden doğacak” dedi.
Onun bu konuşmasından sonra ve her gün 5-6 güvenlik görevlisi PKK tarafından şehit edilirken Leyla Zana’nın “Çözüm süreci ve Öcalan’la görüşmeler yeniden başlasın” talebi nasıl karşılık bulabilir?
Bütün gelişmeler HDP’nin “söylemini değiştirmeden, terörün bitmesi için gayret göstermeden” Leyla Zana aracılığıyla da bir farklılık sağlamayacağını gösteriyor.
Başkanlık anlatılsın!
Cumhurbaşkanı Erdoğan “başkanlık rejimi” olan Şili’den, yine aynı rejimle yönetilen Peru’ya geçti.
Yaptığı konuşmalarda, Türkiye’ye de aynı sistemin gelmesi için referanduma gidileceğini, halkın da bu rejimi istediğini söylüyor.
Burada dikkat çeken 2 nokta var; birincisi Latin Amerika ülkelerinin hukukta ve siyaset biliminde “başkanlık rejiminin başarısız olduğu ülkeler” olarak örnek gösterilmesi…
Diğeri ise yapılan anketlerde “Türkiye’de halkın bu sisteme onay vermediği”nin görülmesidir.
Demokrasi, başkanlık referandumundan önce sistemin topluma her yönüyle ve tüm örnekleriyle anlatılmasını şart kılıyor.