Tencere dibin kara…
.
Geçenlerde bir televizyon tartışmasında hukukçu Mehmet Sarı “Türk yargısı Ergenekon-Balyoz davalarında büyük deneyim edindi” dedi.
Oysa bu davalar Türk yargısı adına tam bir fiyaskoydu, savcı ve yargıçların tamamı FETÖ mensuplarıydı ve yıllar boyu millete kan ağlattılar.
Sonra da binlercesi işten uzaklaştırıldı, tutuklandı, Zekeriya Öz gibi en önemlileri ise yurt dışına kaçtılar.
Ancak bugün yargı kararları çok da değişmiş görünmüyor.
Keşke “Türk yargısı Ergenekon-Balyoz döneminde büyük deneyim edindi. Artık masum insanlara suçlu muamelesi yapılmaz” diyebilseydik.
FETÖ’cü başkasını suçluyor
TBMM Komisyon raporuna göre; FETÖ darbe girişiminin başarısız olduğu saatlerde bir komiser yardımcısı “Tüm imamlara, abilere, ablalara iletin. Tüm hizmet mensupları darbeyi şiddetle kınayan açıklamalar yapsın, kendini kamufle etsin” mesajı vermiş.
Bu mesaj darbe girişimi sırasında, sonrasında kaç bin kişi tarafından uygulandı, bunların kaçı ortaya çıktı bilmiyoruz. Ancak…
15 Temmuz’dan bu yana “darbeyi şiddetle kınayanlar” arasında “FETÖ kumpası-Ergenekon, Balyoz davaları” sırasında bu kumpasa yıllarca medyada ve her ortamda arka çıkan, Gülen’i öven, birlikte görülen ama şimdi kendileri kenara çekilip masum insanları hedef gösterenler var.
Ya sizin ilginiz?
Bunlardan biri, bir kadın “gazeteci” ekranda konuğuna “Sizce SÖZCÜ’nün FETÖ’yle ilgisi var mı” diye soruyordu.
Konuk dönüp “Ya sizin FETÖ’yle nasıl bir ilişkiniz var, neden size dokunulmadı” dese yeriydi ama demedi, soruyu soranın beklediği cevabı verdi ve onayladı.
Hiçbir somut kanıt göstermeden, yargısız infazla!
(TBMM Darbe Araştırma Komisyonu Başkanı’nın da “Sayın Fetullah Yüce Hoca efendi beraat etmesine rağmen…’’ diye başlayan konuşması medyada ve sosyal medyada yayınlanıyor.) Adalet Bakanı Bozdağ önce hakimleri “adil karar vermeye” çağırmıştı, bu çağrıdan sonra 2 gazeteci için “adil olmayan, vicdanları rahatsız eden” bir karar verildi.
Arkasından Bakan “Milletin yargıya güveni konusunda istenilen noktada değiliz” dedi. Yargı ve diğer kurumlar FETÖ’cülerden temizlenmiş değil, Ergenekon dönemi benzeri kararlar çıkarken istenilen noktaya nasıl gelinebilir ki?
Gayrı ciddilik damgası
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun, SÖZCÜ operasyonu için yaptığı açıklamada şu vurgular vardı:
“Böyle bir iddia, tüm F tipi suç örgütü soruşturmalarını ve davalarını gayri ciddilik damgasıyla sakatlıyor. Terör örgütleriyle mücadele hukuk devleti kurallarına uygun yürümelidir (…) Devlet hukuktan uzaklaştıkça meşruiyeti yıpranır.
Terörle ve suç örgütleriyle mücadelenin başarılı olması, hukuktan uzaklaşılmasına değil, hukuk devleti ilkelerine sımsıkı sarılarak yürünmesine bağlıdır”.
Dikkat edelim, tarih onu değerlendiremeyen ülkelerde tekerrür eder! Hukukun temel amacı adalete ulaşmaktır. Adaleti sağlayacak olan mahkemeler güvenilir ellerde değilse hukuk doğru uygulanmaz ve adalet ortaya çıkmaz. Eğer bu mahkemeler “siyasetten bağımsız” değilse adalet yine sağlanamaz.