“Sözlü cevap” verilse anlaşılırdı!
.
Türkiye birden fazla terör örgütünün tehdidi altında. Dün de Diyarbakır’da PKK’ya karşı yürütülen operasyonda 3 askerimiz şehit oldu, 2 askerimiz yaralı.
Bir yandan hala devlete yayılmış FETÖ terör örgütünün temizlenmesine çalışırken diğer tarafta PKK terörüne şehitler veriyoruz.
15 Temmuz günü ve gecesi ile ilgili ifadeler, “açıklamalar arasındaki çelişkiler” ise gündemin en önemli konularının başında olmayı sürdürüyor.
Eğer, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan Meclis Araştırma Komisyonu’na aylar önce, kendilerinden istendiği zaman “sözlü ifade” verselerdi olaylar açığa çıkacak, bu kadar uzun süre “15 Temmuz’da neler oldu, neden darbe girişimine zamanında müdahale edilmedi, Cumhurbaşkanı’na zamanında haber verilmedi” sorularına cevap aranmayacaktı.
Mesela; MİT’in Komisyon’a verdiği “yazılı” cevapta, ihbarı yapan Binbaşı O.K’dan “Saat 14.20 sularında Teşkilat Karargahına gelen ve 15.30 sularında kendisiyle görüşülen bir şahıs tarafından ‘MİT Müsteşarına saldırı yapılacağı’ yönünde, teyide muhtaç ham bilgiler verilmiştir” şeklinde söz ediliyor. (AA)
Oysa Binbaşı O.K “herhangi bir şahıs” değil, Kara Havacılık Komutanlığı’nda görevli ve Skorsky helikopter kullanabilen (daha önceden FETÖ ile yakın bağlantısı olan) bir binbaşı.
İfadesinde de; Tabur Komutanı Deniz Aldemir’in kendisine “Bugün uçacağız, çok kan akacak” gibi sözleri üzerine MİT’e gittiğini ve “Bir darbe faaliyeti olabileceğini kesinlikle söylediğini” anlatmış.
Teyit gelmemiş
MİT’in Komisyon’a verdiği cevaplarda; Bu ihbarı MİT Müsteşarı’ndan dinleyen Genelkurmay Başkanı “MİT Müsteşarı’na yönelik saldırı ihbarı bilgisini” teyit etmesi için Kara Kuvvetleri Komutanı’nı görevlendiriyor.
Teyit gelmemesine rağmen Cumhurbaşkanı’nın koruma müdürüne “muhtemel tehditlere karşı hazırlıkların bulunup bulunmadığı” soruluyor.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan teyit gelmediği için MİT Müsteşarı -kendisinin kaçırılacağı uyarısı yapılmışken- Genelkurmay Başkanlığı’ndan saat 20.20’de ayrılarak “Suriyeli bir muhalifle saat 20.30’da yapacağı görüşme için” MİT’e dönmüş ki bu da yeni ortaya çıkan bir bilgi.
(O arada saat 19.05’te Akar “ülke genelinde tüm uçuşların yasaklanması” emrini vermiş ancak Hava Kuvvetleri Komutanı da o gece Moda’da düğüne gidiyor.)
Akıncı Üssü’ndeki eylemlerle ilgili iddianamede ise (Binbaşı O.K’nın israrla “14.30” demesine karşılık) ihbarcı subayın “saat 16.16’da” MİT’e geldiği bilgisi var.
Verilen saatler, yapılan konuşmalar arasındaki farklar bu kadar değil. Ancak…
Her şey bir yana, “Alınan tedbirlerle darbeciler ifşa oldular ve darbe girişimi akamete uğradı” diyen Genelkurmay Başkanı’nın “Gelen ihbarda darbe uyarısı yoktu” sözleri bile oldukça çelişkili görünüyor.
Böyle bir ihbarı Hava Kuvvetleri’nin içinden aldıktan sonra hala “teyit beklemeleri” de şaşırtıcı.
Türkiye, yaşadığı 15 Temmuz felaketinin aydınlığa çıkmasını bekliyor, bakalım soru işaretleri nasıl giderilecek?