Şampiy10
Magazin
Gündem

Sınırlandırılmayan iktidar

.

ABONE OL
Vatan Haber

Yeni anayasa ve başkanlık sistemi konuları çok önemli ve referanduma gidilmesi halinde “neye oy verdiğimizi” iyi bilmek zorundayız.

Örneğin; başkanın aynen OHAL sürecinde olduğu gibi KHK (kanun hükmünde kararname) çıkarması mümkün olacak. Her ne kadar “kanunla düzenlenen konular dışında” deniyorsa da denetleyecek tarafsız ve bağımsız güçlü kurumların olmadığı bir devlet yapısı içinde teori olarak söylenen ve yazılanların mutlaka uygulanacağını kimse garanti edemez. Bilindiği gibi 2010 Anayasa Değişikliği Referandumu’ndan sonra Hakim ve Savcılar Kurulu (HSYK)’nın yapısı tamamen değiştirilmiş, üye sayısı 7’den 22’ye çıkarılmıştı.

Ülkedeki bütün hakim ve savcıları denetleyen, görev yerlerini tayin eden bu önemli kurulun başında da darbe anayasası dediğimiz 1982 Anayasası’nın belirlediği şekilde Adalet Bakanı bulunuyordu, Bakanlık müsteşarı da HSYK üyesiydi. 82 Anayasasının birçok maddesi sonraki yıllarda değiştirilmiş ama bu durum referandum sonrasında bile muhafaza edilmişti.

Kuvvetler ayrılığı var mı?

Dünya hukukçuları “bağımsız yargı ‘yönetilenler’in yasama ve yürütme organları karşısındaki en temel güvencesidir” der. AB’ye aday ülkeler için en önemli şartlardan biri “yargı bağımsızlığının teminat altına alınması”dır.

Bu nedenle AB’nin Türkiye ilerleme raporlarında (hakim ve savcıları denetleme, tayin ve terfilerine karar verme gibi hakları olan) HSYK’nın başında Adalet Bakanı’nın olması, kurulda müsteşarın bulunması “yargı bağımsızlığına engel” olarak görülüp devamlı eleştirilmiştir.

Nitekim bilindiği gibi Adalet Bakanı istediği kişilere “soruşturma izni vermeme” yetkisine sahiptir.

Bırakın “yasama ve yürütme”nin iç içe geçmiş durumunu, sadece “yargının siyasi güçten bağımsız olmaması” bile hali hazırda kuvvetler ayrılığının mevcut olmadığını gösterir.

Sihirli değnek…

Diğer tarafta, 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi sonrasında 5 HSYK üyesinin üyeliği “FETÖ üyesi olmak”tan düşürüldü.

140 Yargıtay, 48 Danıştay üyesi toplam 188 “yüksek yargı mensubu” hakkında “silahlı FETÖ üyeliği” suçundan gözaltı kararı verildi. HSYK’nın açığa aldığı 2 bin 745 isim arasında 2010 referandumu sonrası göreve gelmiş çok sayıda savcı ve hakim var. Şimdi Türkiye’de böyle bir tablo ortadayken ABD’deki yargı denetimi ile Türkiye’yi karşılaştırmak mümkün mü?

Buna bakarak “başkanlık sisteminde daha iyi bir kuvvetler ayrılığı olacak” demek mümkün mü? Başkanlık sistemi “elinde sihirli değnekle” mi gelecek?

Vatandaş hakları!

Aslına bakarsanız muhalefet partisi liderlerinin, başkanlık sisteminde önce “muhalefet partileri ne olacak” sorusunun cevabını aramaları lazım.

Başbakanın olmayacağı, bakanların “başkan sekreteri” konumunda olacağı sistemde kendileri nerede olacaklar?

AYM eski Başkanı Haşim Kılıç 2008 yılındaki açılış konuşmasında “Tarih sınırlandırılmayan iktidarın hak ve özgürlükler için ciddi bir tehlike teşkil ettiğinin canlı şahididir” demiş.

Türkiye şartları altında “parlamenter sistemi sonlandırma” konusu çok iyi düşünülmelidir!

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Yazarımız, yıllık izne çıktığı için bir süre yazılarına ara vermiştir.
  2. CHP’de seçim ve yerel seçim!
  3. Yeni sistemde denetim nasıl?
  4. Yeni bir erken seçim mi?
  5. Mülteciler ve Merkel!
  6. Siyasette şiddet!
  7. Farklı bir demokrasi!
  8. Değişim hemen başlamalı!
  9. Türkiye’nin yeni dönemi!
  10. Heyecanla Beklenen Pazar!

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.