Sınır duvarı ve mülteciler
.
Türkiye-Suriye sınır hattında “kuş uçmayacak şekilde” önlemler alındığı haberi verildi.
Sınıra modüler bir duvar inşa ediliyormuş, duvarın arkasında mayınlı bir alan ve tel kafesler olacakmış.
Birçok AB ülkesinin çok zaman önce aldığı bir önlem… Geç de olsa işe yarayacağını umuyoruz.
Bir yanda duvar örülüyorsa, diğer tarafta henüz örülmemiş yerlerde ve sınır kapılarında büyük titizlik göstermek gerekir.
Elbette bunun yanında “açık kapı politikası” sırasında ülkeye sızmış ve birçok ilimizde hücreler kurmuş bulunan terör örgütü üyelerinin de aynı titizlikle yakalanıp sınır dışı edilmesi veya yargıya teslimi gerekmektedir.
Irak ve Suriye sınırlarından Türkiye’ye girip çıkarak, daire kiralayıp orada bomba imal ederek saldırı yapan teröristlerin kaç can kaybına neden olduğunu unutamayız.
Mülteci sorunu
Türkiye 3 milyondan fazla mülteciyi aldıktan, maddi-manevi büyük bir yükü üstlendikten sonra AB hala “daha fazla almamız için” baskıyı sürdürdü.
Angela Merkel defalarca Türkiye’ye geldi, hükümete “AB ülkelerinde istenmeyen, vasıfsız sığınmacıları” alması için ısrar etti.
(“Sizi vizesiz AB’ye alırız” diye aldatıyorlardı, Bakan Bozdağ’a miting izni bile vermediler.)
Toplasanız o zengin AB ülkelerinin tamamında Türkiye’deki sığınmacı sayısının yarısı bile yok. Biz neden “tüm mültecilerin sahibiymişiz gibi” bir ısrarla karşılaşıyor ve bunu doğrulamak ister gibi davranıyoruz?
AB “Yunanistan Türkiye’den oraya geçen mültecilerle baş edemiyor” diye yaygara kopardı, Türkiye o konuda da yardım etti, üstlendi, sonra ne oldu?
Yunanistan, Ege denizindeki Türk adalarını, Kardak dahil olmak üzere işgal etti.
Savaştan kaçan insanlara kapı açmak doğrudur ama “önce can, sonra canan” sözü de biz Türklere aittir, unutmayalım.
Referandumda ne olacak?
Türkiye’deki mülteciler bayramlarda, tatillerde Suriye’ye gidip geliyorlar. Artık Suriye’de her bölgede “Rejimin saldırıları” gibi bir tehlike yok.”
Çok sayıda askerlik çağında erkek mülteci olmasına rağmen TSK’nın Suriye’de şehirleri “DAEŞ’ten temizlemek ve yerli halkın kentlerine dönmesini sağlamak” için yaptığı savaşlara hiçbiri katılmıyor.
Oysa yerel televizyoncuların yaptığı sokak röportajlarında konuşan (işçi montları giyen) Suriyeli erkekler “Türkiye’nin kendilerine birkaç gün önce vatandaşlık verdiğini ve referandumda oy kullanacaklarını” söylüyor.
“Neye oy vereceğini biliyor musun” diye soruluyor, bilmediklerini söylüyorlar.
Halkın en çok tartıştığı ve merak ettiği konulardan biri de bu; Türkiye’de yönetim sistemini baştan başa değiştirecek ve Türk halkının geleceğini çok yakından ilgilendiren bir yeni anayasa için Suriyeliler oy kullanacak mı?
Acaba “ben de oy vereceğim” diyen mültecilerden kaçı “bu referandumun ne ile ilgili olduğunu” biliyor?
Acaba bu hakkı 3-4 yıl önce ülkeye gelmiş yabancılara vermek hukuken ve siyaseten doğru mudur?
Bu konu hakkında toplumun bilgilendirilmesi yerinde olacaktır.