Şeffaflık çok mu zor?
.
Şartlar ve imkânlar birbirlerini tamamlamalı. Zamanlama ve içerik de aynı ilkeye bağlı olmalı..
İktidarın “şeffaflık paketi”ni açıklama biçimi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tercihlerine uygun düşmedi.
Çünkü paket, Başbakan Davutoğlu’nun bizzat açıkladığı düzenlemelerle çelişkiye düştü.
Cumhurbaşkanı’na göre şeffaflık düzenlemeleri ve benzeri yenilikler istişare gerektiren önemli adımlardır.
Danışma mekanizmasında gösterilecek ihmal zarar doğurabilir.
Cumhurbaşkanı geçen hafta grup yöneticilerine verdiği akşam yemeğinde böyle bir uyarıda bulundu:
“Düzenlemelerin zamanlaması ve içeriği çok önemli. Seçim öncesinde doğru gelmiyor. Ekonomiyi dikkate alarak karar verilmeli. Sert kararlar ekonomiyi olumsuz etkiler..”
Paket parti yöneticilerine mal bildiriminde bulunma mecburiyeti getiriyor. Fakat itirazı var.
Mal bildirimi zorunluluğu getirmenin aday seçerken kalite yönünden kısıtlayıcı etki yapacağı endişesi ortaya çıkıyor.
Cumhurbaşkanı “Böyle giderse görev alacak il ve ilçe başkanı bulamazsınız“ diyor.
Mal bildirimi “temiz siyaset” idealinin ön şartlarından biridir.
Mal bildiriminde bulunmamak için aday olmayacaklar var ise olmasınlar.
Bu yasa, Yüce Divan’a götürecek suçlar işlemekten dört eski bakanı korusa fena mı olurdu?
Erken uyarı
Kamuoyu araştırmaları yapanların mevsimi geldi.
7 Haziran gecesine kadar ağzına bakılan insanlar, işte bu mesleğin uzmanları olacaktır.
İlgi duymayı hak eden bir çalışma A&G Araştırma Şirketi tarafından yapıldı ve Akşam gazetesi tarafından yayınlandı.
Şirketin Genel Müdürü Adil Gür “seçime 5 ay var” hesabını ihmal etmemek gerektiğini sık sık hatırlatıyor.
Ama öbür yandan da oy dağılımının 2011 seçimindeki durumu tekrarladığını söylüyor.
Yaptıkları ölçümler şu dağılımı gösteriyor:
AKP yüzde 50, CHP yüzde 26, MHP yüzde 15, HDP yüzde 9.
İktidar partisinin geleceği bakımından en dikkate değer soru şudur:
“Davutoğlu, Tayyip Erdoğan’dan devraldığı liderlik koltuğunu dordurmayı başarmış mıdır?“
Gür’ün gözlemleri ve inancı bu soruya “evet” cevabını veriyor.
Seçim sonuçları karşısında yine en çok Kılıçdaroğlu başta yine CHP yöneticilerinin başı ağrıyacak.
Kılıçdaroğlu böyle bir ihtimalle karşı karşıya kalma bahtsızlığını seçim sonrasına ertelemesin.
Araştırmacıları kötüleyerek kimse seçim kazanmadı!