Seçim öncesi anlaşılmalı!
.
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz “Yeni müfredat, yapılmış en demokratik, en bilimsel, en çağdaş müfredattır” demişti. Dün bu müfredattaki kitaplardan birinde yazılanları irdeledik. Gençlerin beynine işlenen yanlış bilgilerin, onların ve ailelerinin felaketine sebep olabileceğini, böyle kitleler yaratıldığında sonucun ülkeyi felakete götürebileceğini hepimiz biliyoruz.
Bazı okul kitaplarından Atatürk ilke ve devrimleri çıkarıldı, 15 Temmuz darbe girişimi kondu. Ancak… Öğrenciler “Bu darbe girişimi nasıl oldu, on binlerce FETÖ’cü devlete nasıl sızabildi, o gün ve gece neler yaşandı” diye araştırsa veya soru sorsa cevabı bulmayı başaramayacak. Çünkü bugüne kadar 15 Temmuz’un karanlıkta kalan yönleri açığa çıkamadı.
Tehlike altında!
Yargıdaki FETÖ darbe girişimi ile ilgili kararları izlerken şaşkınlığa düşmemek mümkün değil.
Hakkında 3 kez “ağırlaştırılmış hapis istemiyle açılmış dava olan” biri her nasılsa serbest kalırken, bir başkası “şüpheli” ifadesi ile tutuklanabiliyor. Böyle bir yargının normal işlediği düşünülebilir mi?
Diğer tarafta, FETÖ’cüler için “idam cezası” bile düşünülüyor.
Bazı yayın organları istedikleri kişilerin tepesinde “FETÖ’cü damgasını” Demokles’in kılıcı gibi sallandırıyor, masum insanlar bile bu “iftira tehlikesinden” korkar hale geliyor, devlet darbe girişiminden 1 yıl sonra bile hallaç pamuğu gibi atılıp FETÖ aranıyor ama bazı isimlere hiç dokunulmuyor.
Yargı kalkanı
Mesela, yeni parti kurma çalışması yapan Meral Akşener’in 2009’da MHP’li belediye başkan adaylarıyla Zaman’ı ziyaretini “bir sırmış gibi” veren Takvim gazetesi veya ona karşı asılsız iddialar ortaya atarak yıpratmaya çalışan “aynı basın grubuna ait” diğer gazeteler nedense Bülent Arınç ile Melih Gökçek arasında geçen “parsel parsel”li konuşmayı veya Gülen’in sağ kolu olarak bilinen Hüseyin Gülerce’nin Beyaz TV’de kendi geçmişini unutarak başkalarına FETÖ suçlaması yaptığından hiç söz etmiyor.
Türkiye’de siyasi etik ve medyada “basın ahlakına uygun yayın” kurallarının ortadan kalkması, isteyenin istediği isimlere sınır tanımaz yalan ve iftiralarla saldırabilmesine yol açtı.
“Bir şüpheli şu isim için böyle dedi” ifadesi çoğu masum insanların suçlanmasına yeterken suçlu olduğuna dair her delil ortada olan isimler adeta bir “yargı kalkanı” altında tutuluyor.
Arkasında siyaseten güçlü kişilerin olduğu isimlerin, tutuklansalar bile hemen serbest bırakıldığı görülüyor.
Adil seçim için…
2019 seçimlerinin bir yıl önceye alınıp “15 Temmuz 2018”de yapılacağı ihtimali güçlü bir ihtimal olarak ortada dolaşmakta… Bu gerçekleşecekse tarih gizli tutularak böyle önemli bir seçimin emrivaki haline gelmesi önlenmeli, “15 Temmuz erken seçiminden önce” mutlaka darbe girişimi tüm detaylarıyla, saat ve ifade çelişkileri tartışılarak ortaya çıkmalıdır.
Aksi takdirde kitaplardaki bilgiler yetersiz kalacağı gibi seçmenler yapılacak seçimlere de “aydınlatılmamış bir darbe girişimi”nin kafa karışıklığı ile gidecektir ki bu olmamalıdır!