Polisler ve avukatlar!
.
Dün İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı güvenlik görevlilerine “Avukatların da vatandaş gibi üstü aranarak Adliye’ye girmeleri için” talimat verdi.
Yaşanan vahim ve acı olaydan sonra bu talimat haklı görülebilir ama öte yanda “acaba benzer terör saldırılarının önlenmesi için yeterli mi” sorusunun da cevaplanması gerekiyor.
Fotoğraflarda da görüldüğü gibi Savcı Kiraz’ı katleden iki terörist Adliye’ye “sahte kimlikler ve kollarında avukat cüppeleriyle kolayca girip binanın içinde dikkat çekmeden dolaşmışlar.
Demek ki kapıdaki güvenlik görevlileri sahte kimlikleri ayırt edebilecek bir uzmanlığa sahip değiller. Bu takdirde ya gerçek kimliklerin “taklit edilmeyecek” bir özelliğe sahip olması veya havaalanlarında olduğu gibi bunu ayırabilecek denetim gerekmez mi?
Bu denetimler olmadığı takdirde siz avukatları ararken terörist bu kez “hakim veya savcı” kimliğiyle, cüppesiyle girerse ne olacak?
Cumhurbaşkanı Erdoğan hükümete Adalet Sarayı ve diğer kurumlarda “özel güvenlik” yerine “polisin görev yapması için telkinde bulunacağını söyledi. Bu konu da terör uzmanlarıyla tartışılması gereken bir konudur.
Acaba şu anda polis “güvenlik önlem ve savunma” açısından yeterli midir?
Yoksa Türkiye gibi sık sık terör eylemleri yaşayan bir ülkede “terör saldırıları için özel eğitim alan” timlere mi gerek vardır?
Gaz sıkılmalı mıydı?
Savcı Kiraz’ın rehin alındığı süreçte “odaya narkoz gazı sıkılması” gündeme gelmiş.
Adliye’ye çağrılan anestezi uzmanları, önerilen gazın “çok uygun olduğunu, refleksleri zayıflatacağını” ama oda büyük olduğu için “etki süresinin uzayacağını” söyledikleri için polis vazgeçmiş.
“Denemek ne kaybettirirdi” sorusunu sormak gerekmez mi?
Elektrik kesintisinin nedeni
Ülke çapında büyük tehlike yaratan elektrik kesintisinin nedeni de halâ açıklanamadı. Aradan iki gün geçtikten sonra Enerji Bakanı Taner’in yaptığı ve “siber saldırı ihtimali”nden de söz ettiği açıklama “hiçbir ilerleme sağlanamadığını” gösteriyor.
‘Batılı ülkelerde de oldu” benzeri vurgular yetersizdir, batılı ülkelerde bu boyutta elektrik kesintisine rastlanmaz. Bakan’ın son olarak dün söylediği “elektrik kesintisi bir daha yaşanmaz diyemem” sözünden sonra toplum “ya seçim gününe rastlarsa” korkusu hissetmekte sonuna kadar haklıdır.
Ciddi sorunlarda çözümü muhalefet partilerini suçlamak yerine kesin önlemlere eğilmek getirir!