Partisini seven lider!
.
Seçimden çıkan sonuçlar bana Büyük Britanya eski Başbakanı Margaret Thatcher’ın istifasını hatırlattı.
Çok uzun bir siyasi kariyeri olan, İngiltere’de en uzun süre başbakanlık yapan lider olarak bilinen Margaret Thatcher partisinin ve kendisinin zayıflamaya başladığını, bölünmelerin olacağını gördüğü anda, 22 Kasım 1990’da yapılan genel başkanlık seçiminin “belki de yine kazanacağı” 2’inci turuna katılmadan önce kararını verdi.
Ülkesine büyük yararlar sağlamış olan ve dünyada “Demir Lady” olarak anılan başarılı lider ayrılırken yaptığı konuşmada şöyle diyordu; “Meslektaşlarıma danıştıktan sonra ‘Parti’nin birliği ve gelecek seçimlerde başarı sağlaması için’ seçimden çekilip diğer hükümet üyelerine liderlik için aday olma imkanı vermemin daha uygun olacağına karar verdim.”
Thatcher kendisinden sonra yerini alması için John Major’ı desteklemiş ve Major liderlik yarışını kazanmıştı.
Başarı yoksa…
Bu konu toplumun can güvenliğinden huzuruna, adil gelir dağılımından dış politikaya kadar birçok ciddi sorunu çözüm bekleyen, benzer felaketleri ardı ardına yaşayan Türkiye için öncelikle üzerinde durulması, ötelenmemesi gereken konudur.
Siyasetçilerin en kötü ve bağışlanmaz hataları unutturarak geride bırakması, halkımızın da unutmaya pek yatkın olması nedeniyle istifa mekanizması ortadan kaldırılmıştır.
Son örnek 1 Kasım seçimlerinde büyük kayba uğrayan neredeyse bütün illerde oylarını azaltan, milletvekillerini kaybeden veya hiçbir seçimde “başarı” anlamına gelecek bir ilerleme kaydetmeyen partilerin liderlerinin durumudur.
Ortaya çıkan sonuç, her ne kadar tanıtım açısından eşit olmayan şartlarda bir yarış olsa da MHP, CHP ve HDP için açık başarısızlığı gösteriyor.
Dik duruş meselesi
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli “Partimizin tüm organları görev başındadır. MHP dik duruşunu koruyarak, oy ve milletvekili sayısı yeterli olmasa da TBMM’de temsil imkanına yeniden kavuşmuştur” dedi. Böylece istifa etmeyeceğini, bu bozguna rağmen koltuğu bırakmayacağını gösteriyor. Peki bu tabloda hangi organlar, hangi dik duruş, hangi temsilden söz etmektedir?
Kendi seçmeni bir partiyi 81 ilin 79’unda bırakmışsa liderin hala koltuğa yapışması onu lider yapar mı?
Demokrasiyi hatırlamak!
MHP ve CHP liderleri partilerinin başarılı birçok milletvekilini “rekabetinden çekindikleri için veya başka geçersiz nedenlerle” partiden uzaklaştırdılar. Tabanlarının tepkisini çekecek şekilde kendi içlerinde de tek adam yönetimi yarattılar.
HDP ise barış, birlik, sevgi söylemlerine karşılık PKK terörüyle özdeşleşme görüntüsünden uzaklaşmadı, emanet oyları kendi eliyle kaybetti. Sonuç olarak, eğer demokrasiye saygı varsa sandıktan çıkan sonuç tüm liderlerin Thatcher örneğini hatırlamasını gerektirir.
Lidere çalışan ve parti içi demokrasiyi ortadan kaldıran, “ben seni seçeyim, sen beni” yöntemlerinin, “ne olursa olsun koltuğu bırakmam” ısrarlarının terk edilmesi gerektiğini halk göstermiştir!