Partilerin oyu belli mi?
.
Daha referandum mitingleri başlamadan sanki “ülkenin yönetim şeklini, tüm sistemini değiştirecek bir yeni anayasa” değil de “partiler arasında seçim” yapılıyormuş havasında propagandalar ve çekişmeler aldı başını gidiyor.
Toplum kitlelerini “henüz kullanmadığı oy” için suçlayan konuşmalar yapılıyor.
Öncelikle hatırlatmalıyız ki “her biri ayrı bir referandum konusu olması gereken”, 18 maddelik bir büyük anayasa değişikliğinden söz ediyoruz. Aslında referandum, “siyah-beyaz” gibi net 2 seçenekten birini tercih etmek üzere yapılabilir.
Torba referandum
Oysa Türkiye’de “torba yasa” benzeri, torba referandumlar yapılıyor, aynı torbaya onlarca “gri” konuyor.
Aynen 2010 Yargıyla ilgili Anayasa Değişikliği referandumunda olduğu gibi… Bugünkü yeni anayasa da, 2010’daki Yargı değişikliği de “hukuki ve siyasi uzmanlık” isteyen konulardır.
Her ikisi de halkın önüne “torba” halinde geldi… 2010 referandumunun sonucu yargıda telafisi zor bir “FETÖ istilası”na neden olduğuna, hata yapıldığı anlaşıldığına göre neden benzer bir hata tekrarlanıyor?
Bu referandumlar “benim partim bu ve partim şu oyu vermemi istiyor” denecek bir seçim değil. Bu referandumlar “İstemediğim parti veya bir terör örgütü de bu tercihi yapacakmış, öyleyse ben aksini yapayım” denecek bir seçim değil.
Yargı referandumunda “statükocular istemiyor, değişime karşı çıkanlar istemiyor” denmişti, bugün de aynısı söyleniyor.
Terör örgütünün yanına…
Yargı referandumunda alakası olmayan partiler “HDP-PKK ile aynı çizgide” gösterilmişti, geçen akşam tesadüfen gördüm; 24 TV’de “CHP-HDP-PKK-FETÖ-DHKPC Hayır için çalışacak” alt yazısı ile bu tartışma yapılmaktaydı.
Biraz daha zorlasalar yanına “DEAŞ, El Nusra, El Kaide” gibi terör örgütlerini de dizebilirler. Yapılan yanlıştır, haksızlıktır ve suçtur.
Hiçbir siyasetçi ve hiçbir medya organı bir referandumda hele de ülkenin yönetim sistemini değiştirecek bir referandumda, “istediklerine karşı oy verecek” kesimleri veya siyasi partileri terör örgütleriyle özdeşleştirme hakkına sahip olamaz.
Taban ne verecek?
HDP’nin 2010 referandumunu “boykot” edişi ama bu boykotun “Evet” oylarına yaraması hala akıllarda. HDP 7 Haziran seçimi öncesinden beri “başkanlık referandumunda Hayır diyeceğini” söylüyor, oysa yakın geçmişte Öcalan da, Dengir Mir Mehmet Fırat gibi milletvekilleri de “başkanlıktan yana olduklarını” açıklamışlardı.
Başkanlık-federasyon ilişkisi düşünülecek olursa HDP’nin (görüntüde olup bitene rağmen) kendi söyleminden farklı bir yol izlemesi ve “Evet”i desteklemesi ihtimal dışı değil… Diğer partilere gelince…
Elbette referanduma kadar olacak gelişmeler, medyanın ve tüm kaynakların kampanyalarda eşit şekilde kullanılmaması gibi şartlar sonucu etkileyebilir, ancak…
Hiçbir parti yönetimi, kendi parti tabanının “yönetimin istediği oyu verip vermeyeceğinden” emin olamayacaktır. Vatandaş bu kez konunun “demokrasi ve hukuk devleti” ile ilgili olduğunun farkında ve çoğunluk tercihini özgürce yapacaktır. Yapmalıdır.