Özgüven yoksunu
.
Kim kimlerle işbirliği yapıyor; cepheler hangi anlamda el değiştiriyor; kimler kazanıyor?
Hafta sonunu buna benzer sorulara cevap aramakla geçirdik.
Çatışmanın en dikkate değer sonucu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İzleme Heyeti’ni gereksiz bulan cevabıydı.
Erdoğan’ın duruşu, hafif tertip bir nükleer patlama etkisi yarattı.
Parti içindeki gruplaşmaları yerinden oynatan Bülent Arınç açıklaması da adresini kolayca buldu.
“Ben şahsen hükümetimiz adına değil ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı çok sevdiğimiz için yıpranabileceği düşüncesiyle uygun görmediğimi ifade etmek zorunda kaldım.”
Konu mankeni
Görev tarifi henüz tam yapılmamış bir İzleme Heyeti oluşacak ve bu heyet düzenli olarak “ada”yı ziyaret edip bilgileri ortak hale getirecek.
Arınç beklenen cevabı verdi:
“Cumhurbakanı siyasetin dışında olabilir mi? Siyasetle ilgili söyleyeceği bir şey yok mu; Bunlar kendilerine göre konu mankeni arıyorlar!”
Dünyanın hiçbir ülkesinde kanu düzenini etkileyecek bir seçim veya atama Türkiye’deki ölçülerle yapılmaz.
Çünkü böyle bir atamanın yasal gereklerinin tümünden herkes haberdardır.
Cahilliğin sebep olacağı zaman kayıplarına sistem müsaade etmez.
Türk Adliye Tarihi, benzeri görülmesi mümkün olmayan yanılgılara uğradı.
Bu sebeple ağır pişmanlıkların utancına katlanmak zorunda kaldı.
Hem de bu borcu hükümetin başı düzeyinde yerine getirmeye mecbur bırakıldı.
Neden tepki yok?
Bölgenin çok ağır bir politik istikrarsızlık içine battığı bir süreçte Silâhlı Kuvvetler, en seçkin personelinden yoksun bırakılmıştır.
Böyle bir hıyanet hak ettiği tepkiyi görmemiş, mahkemeye de kumpas yapan tertipler cüretle yapacağını yapmış, adli cinayet görevini bitirip aylar, hatta yıllar geçtikten sonra açığa çıkmıştır.
Türk kamuoyunun son dönemlerdeki en etkileyici zaafiyeti, istikrarsızlıktır.
Yani güvenlik meselesidir.
Halk güven duymuyor ve doğal olarak güven vermiyor.
Bu açığı daha fazla gecikmeden belirleyip, uzlaşmaya taraf rejimlerle birlikte gidermek ve çözümlemek artık başarılmalıdır.
Karşımızdaki düşman “kendine güven” sorunudur.
Yani kendimizden kaynaklanan sorundur.
Başkasını tedavi edecek değiliz.
Özgüven duygumuzu kazanmalıyız!