Önümüzdeki günler!
.
Başbakan Davutoğlu PKK’nın Suriye uzantısı PYD’nin ordusu YPG ile ilgili olarak “Eğer bizim güvenliğimizi tehdit ederse gereği yapılır” dedi. Halep’in Türkiye ile olan bağlantısının Esad ve Rusya tarafından kesilmesi karşısında Türkiye’nin ne yapacağı sorusuna ise “Önümüzdeki günleri bekleyin” cevabını verdi. Öncelikle söylemeliyiz ki Suriye’nin kuzeyinde, Türkiye’nin sınır boyuna PYD-PKK’nın Esad tarafından yerleştirilmesi, burada kantonlar ilan etmesi zaten Türkiye için başından beri tehditti ve bu sonucun geleceği belliydi. IŞİD’in ne olduğu, ne yaptığı, hangi amaçlara hizmet için ortaya çıkarıldığı belli değil. “IŞİD’le PYD savaşıyor” dendiğinde peşmergeler (bazıları üzerlerinde ABD üniformalarıyla) Türkiye’den geçerek Kobani’ye gittiler.
Rojova, Barzani…
Sonra Kobani, Afrin ve Cezire Suriye Kürdistanı denilen Rojovayı oluşturan Kürt kantonları ilan edildi.
Haziran ayında PYD-YPG; ABD’nin hava desteğiyle Şanlıurfanın sınır komşusu olan Tel Abyad’ı IŞİD’den (!) aldı ve buranın da “4’üncü kanton” ilan edildiği bildirildi.
Türkmen köyleri yine ABD’nin ve Rusya’nın verdiği hava desteğiyle işgal edildi, hayatta kalabilen Türkmenler yalnız ve çaresiz şekilde Türkiye’ye kaçtı. Şimdi Başbakan Davutoğlu “Biliyorsunuz Irak’ın kuzeyindeki Kürt bölgesi ile Suriye’nin kuzeyinde PYD denetimindeki Kürt bölgesi arasında bir koridor var. Bu geçişkenlikten biz de, Barzani de rahatsızız” diyor. PYDYPG’nin “PKK bağlantısının açık olduğunu, Barzani’nin ise Irak Şengal’de PKK’nın hakimiyet kurmasını önlediğini” söylüyor.
Küresel kaos
Bu sözlerden “Kuzey Irak Kürt Yönetimi Lideri Barzani PYD ile ve PKK ile yakın bir ilişki içinde değil, hatta onlara karşı” anlamı çıkmaktadır.
Oysa çizilen bu tablo gerçeği yansıtmıyor.
Ortadoğu’da yakın gelecekte, “önümüzdeki günlerde”, bu kez Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn “IŞİD’e karşı savaş için” diyerek Suriye’ye kara gücü göndereceklerini açıkladılar. Eğer Başbakan’ın “önümüzdeki günleri bekleyin, gereği yapılır” sözleri bu ülkelerle ortak hareket etmek ise “Suriye iç savaşını, Türkiye’nin büyük zarar göreceği bir Ortadoğu savaşı haline çevirmek” amacında olanlar kazanacak demektir. Türkiye, Suriye ve Irak’ta gerginlik ve çatışmalara aktif şekilde girdiği anda bir daha çıkamaz.
İlişkiler açıktır!
Barzani’nin PYD-PKK ile olan ilişkilerinden söz ederken “Suriye Kürdistanı’nın ilanıdır” denerek yapılan Duhok anlaşması nedense bir türlü gündeme gelmiyor. Bu anlaşma için Barzani öncülük etmiş ve imzalandıktan sonra şunları söylemişti: “Kürtlerin bir yerdeki başarısı tüm Kürt milletinin başarısıdır. Bu anlaşma Kürtlerin birliğini istemeyen düşmanlara bir cevaptır. Kürdistan bölgesinin Duhok kentinde Rojova’nın parti ve siyasi oluşumları ‘ortak yönetim, ortak askeri güç ve siyasi birlik’ konusunda anlaşmaya vardı”.
Suriye Kürdistanı Rojova için bu gayret ve açıklama sonrasında hala “Barzani iki Kürdistan arasındaki koridoru ve PYDPKK ile yakınlığı istemiyor” derken neyi kast ediyoruz acaba?
Yanlış teşhis, doğru tedaviyi getiremez!