Nato’yla gerginlik!
.
Suriye iç savaşına müdahalemiz başımıza iş açacak gibi görünüyor.
Bu kez dünyada hiçbir ülkenin, hatta en zengin ABD’nin ve AB ülkelerinin almadığı kadar çok sayıda Suriyeli mülteciden söz etmiyoruz. Onlar zaten maddi, manevi büyük bir sorun olarak duruyor.
Mülteci konusunun dışında bir de “eğit-donat” problemiyle karşı karşıyayız. Hükümet, ABD ile “Suriyeli muhalifler”i eğitip donatmak üzere bir program başlattı.
Salı günü bu nedenle Nato Avrupa Müttefik Kuvvetler Yüksek Komutanı ABD’li Philip Breedlove Ankara’ya geldi.
Silahlar hazır
Nato Komutanı Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler’le görüştükten sonra “muhaliflerin eğitileceği” Kırşehir’e gitti. Kırşehir’e henüz bu muhalifler gelmemiş ama onlara verilecek ağır silahlar, bombalar gelmiş. Bir başka ülkenin içişlerine karışmak için gerekenler hazırlanıyor ama acaba sonuç iyi düşünüldü mü?
Birkaç gün önce Cumhurbaşkanı Erdoğan “bu konuda Suudi Arabistan’la politikalarımızın örtüştüğünü, ABD ve diğer müttefiklerle de görüştüğümüzü” söylemişti. Bu sözler “müttefiklerle görüş birliği içinde olduğumuz” gibi algılanabilir ama durum öyle görünmüyor.
İngiliz Independent gazetesi 12 Mayıs’ta “Türkiye ve Suudi Arabistan’ın, aralarında El Kaide bağlantılı örgütlerin de bulunduğu Suriyeli cihatçıları desteklediklerini ve bu durumun Batılı ülkeleri endişelendirdiğini” yazdı. Olayın ABD’nin yaklaşımına da ters olduğunu vurguladı.
Işid’e karşı!
Ortada ciddi bir sorun var; ABD “muhalifler” derken “Batı yanlısı, ılımlı muhalifler”i kast ediyor. Sonuçta hepsi terör yapan gruplar olsa da kötünün iyisini ayırmaya çalışıyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı da “eğit-donat” anlaşması yaptığı ve ılımlı denilen bu grupların “Suriye rejimine karşı değil, IŞİD’e karşı savaşmalarını” istiyor.Türk Dışişleri Sözcüsü ve belki bir süre için ABD bile yalansa da bu konuda ABD ile Hükümet arasında görüş ayrılığı olduğu ortada…
Ankara’nın “Suudi Arabistan’la örtüşen” Suriye politikasını Esad’ı indirmek üzerine kurduğu biliniyor.
Önce can…
Financial Times ise Erdoğan’ın “seçim öncesi ortam, Ortadoğu’da liderlik isteği ve Müslüman Kardeşler gibi İslamcı hareketlerle yakınlaşma” nedenleriyle müttefiklerini kınayan söylemlerde bulunduğunu” yazmış.
Sonuç olarak Nato ile kalıcı bir çatlağın çok önemli olacağı belirtiliyor. Bütün bu tablo Suriye iç savaşına böylesine açıktan müdahalenin vereceği zararı bir kez daha göstermektedir. Başımızda çok dert var, Suriye konusunda maceraya atılmayı göze almamalıyız. “Önce can, sonra canan” sözünü unutmayalım!