Milletin gündemi!
.
İstanbul’dan birkaç gün uzaklaşınca halkla iç içe olmak ve sorunlarını dinlemek de kolaylaşıyor.
Pazardaki satıcıdan, dükkan sahiplerine, restoranlardan işçilere kadar herkes ekonomideki durgunluktan ve gelecek endişesinden söz etmekte…
Gündelikle çalışan bir kadın işçi aynen şunları söylüyordu; “Ne olacak bu devletin hali? Ramazan geldi geçti çocuklarımıza doğru dürüst yemek yapamadık. Bayram’da elbise alacak para yok!”
Devlet gücünü, kaynaklarını istediği gibi kullanan, yokluktan, açlıktan haberi olmayanlar memleketin halini görmeyebilir veya görmezden gelebilir ama halk böyle bir lükse sahip değil. Halk mutsuz ve sonu gelmeyen bir beklenti içinde.
Kapris mi, plan mı?
Bu nedenle ben “İlkesiz bir parti AKP’yle koalisyon yapar” tarzı yaklaşımları hatalı buluyorum. Ülke ve ilke birbirini gözetmek zorundadır.
İlkeler kaprise veya “erken seçimde oyunu yükseltme planı”na dönüşürse o ülkenin halkı bunun hesabını sormayı unutmaz, bugüne kadar yaşadıklarımız bunu göstermiştir. Bir Türk IŞİD militanı Diyarbakır’da HDP mitinginde elini kolunu sallayarak, rahatça bombalı saldırı yaptı, 4 vatandaş hayatını kaybetti, 100’den fazla insanımız yaralandı.
Terörle mücadele ekiplerinin düzenlediği IŞİD operasyonunda “Avrupa’dan örgüte katılmak için gelenleri İstanbul üzerinden Suriye’ye geçiren 20 kişinin gözaltına alındığını” öğrendik.
Tehlike Türkiye’de!
Yani, IŞİD örgütü İstanbul’da militan toplama ofisine sahip…
HDP ve Öcalan görüşmeleri, “silah bırakma” konusu rafa kalkmış halde olduğu için PKK’nın bundan sonra ne yapacağı belli değil. Cihat yaptığını söyleyerek katliam yapan en tehlikeli cihatçı örgütler ve diğerleri artık sınır ötesinden sınır içine, şehirlere geçmiş durumda ve Hükümet’ten güvenlik konusunda ses çıkmıyor.
Tel Abyad’ın kontrolünü aldığı söylenen PYD’nin planlarının ve Türkmenlere ne yapmakta olduğunun bile öğrenilemediği bir tablo mevcut.
Halk otobüslerinde, otoparklarda ve her köşede eli silahlı insanlar terör yaratıyor.
Koalisyon olacak mı?
Geçici hükümet halinde olan hükümetin bu dönemde önemli görevlere “yüzlerce atama” yaptığı CHP tarafından açıklandı. Davutoğlu “yanlış varsa koalisyon kurulduğunda ele alınır” dese de ortada ne koalisyon, ne de bunun olacağına dair işaret var.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Beşir Atalay dün “Her partinin hakkının korunduğu bir koalisyon kurulması niyetindeyiz” derken “dönüşümlü başbakanlığı kabul etmeyiz” de dedi ve erken seçime hazır olduklarını eklemeyi unutmadı.
Ak Parti eğer diğer partilerin de hakkının korunmasını istiyorsa bu söylenen çelişki değil midir?
Ülkeyi yeniden bir bekleme sürecine sokacak, önemli sorunlar beklerken zaman kaybettirecek, maddi zarara neden olacak erken seçim bir tehdit gibi hep ortada duruyor. Bu yaklaşım sürerse bir koalisyon hükümetinin ortaya çıkması hayal, Erdoğan’ın tercihi olan erken seçim ise kaçınılmaz olacaktır!