Merkel görüşmesi ve hatalı algılar!
.
Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yaptığı görüşmede ve sonra yaptıkları ortak açıklamada bence onun asıl meselesi “geri kabul” anlaşmasını AB’nin yararına olacak şekilde kabul ettirmekti.
Bu konuda Türkiye’ye daha fazla yardım yapılması gerektiğini söylerken, AB’deki mültecilerin “istenmeyenlerini” Türkiye’ye göndermeyi kabul ettirmek için daha önce olumsuz yanıt verdikleri konularda bile yumuşak bir yaklaşım gösterdi. Öncelikle bir kez daha tekrarlayalım ki bugün Merkel’in israrcı olduğu geri kabul ile daha fazla mülteci almamız yakın gelecekte “Türkiye’nin AB’ye kesin olarak girmemesi” için nedenlerden biri olarak karşımıza çıkacaktır.
AB kendini koruyor
Her ne kadar vatandaşları protesto etseler de ABD eyaletlerinin çoğu tek mülteci kabul etmiyor. AB ülkeleri 10 mülteci için bile pazarlık yapacak kadar her sığınmacının üzerinde duruyor. Bunun ırkçılıkla, din ile ilişkisi yoktur, asıl meseleleri ülkelerini maddi-manevi yükten, kaostan, terörden korumaktır.
Unutmamak gerekir ki, turizmimiz, ekonomimiz, aldığımız milyonlarca mülteciden de etkilenmiştir. Merkel’in hala, sayısız sıkıntıyla boğuşan ve ekonomisi dara giren Türkiye’ye “daha fazlasını alın, AB’nin mülteci krizini siz çözün” demesi, karşılığında ne vaat ederse etsin kabul edilemez.
Askerlik ve PYD desteği
Diğer tarafta, Türk askeri Suriye’de El Bab’da DAEŞ’e karşı savaşır, şehit olurken Türkiye’de vatandaşlık verilen ve askerlik çağında olan Suriyeli erkeklerin de “kendi ülkelerini savunmalarını” istemek yanlış değildir.
Bunu söyleyen siyasetçiler ile Müslümanları ABD’ye almayacağını söyleyen Trump arasında ilişki kurulamaz, bu konu doğal olarak toplum kesimlerini rahatsız ediyor ve tartışılmalıdır.
Merkel ile “Suriye’de IŞİD’e karşı ortak mücadele” de konuşuldu ki bu konu aynen ABD’de olduğu gibi bir ikiyüzlülük içeriyor. Türkiye, IŞİD dışında Batı ülkelerinin baştan beri desteklediği PYD-PKK’nın El Bab, Menbiç ve Rakka’yı da ele geçirmesini veya en azından buralardan toprak koparmasını önlemek için de orada. ABD ve Almanya, NATO müttefiklerimiz oldukları halde şu anda PYD-PKK’yı zırhlı araçlar, ağır silahlarla donatmakta.
Bu ikiyüzlülük böyle bir fırsatta açıkça konuşulmadıysa Türkiye için büyük kayıptır.
Muhalefet meselesi
Yeni anayasa ve başkanlık sistemi konusunda Merkel’in yaptığı “demokratik değerlerin korunması” vurgusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan “Muhalefetin özellikle ‘güçler ayrılığı’ konusunda hedef saptırması girişiminden başka bir şey değil” cevabını verdi.
“Yargı organlarının, yürütme ve yasamanın ‘aynı şekilde’ kaldığını” söyledi. Yeni anayasanın “iktidar-muhalefet” meselesi olmadığını, güçler ayrılığı konusunda tüm vatandaşların onayladığı veya onaylamadığı önemli değişiklikler yapıldığını hatırlamamız gerekiyor. Devleti oluşturan 3 güç de duruyor ama değişiklikten sonra “yapıları, seçimleri” tamamen değişmiş olacak.
Toplumun yanılmaması açısından detayları anlatmak önem taşıyor!