Kaybedecek zaman yok!
.
Referandumdan bu yana PKK terörüne onlarca şehit verdik, ABD ile Rusya’nın dikkatini nedense bu saldırılar değil de TSK’nın Sincar ve Karaçok operasyonları çekiyor.
Her iki ülke de kendilerine haber verilmeden yapılan operasyonlar için “Kabul edilemez” diyen açıklamalar yaptı.
Onlar bu açıklamaları yaptığı sırada PKK “Afrin’den Hatay’a yaptığı havan atışları”nın ardından yine Suriye’nin kuzeyinden “4 ayrı sınır karakolumuza taciz atışları” yapmakla meşguldü.
Aynı sırada Amerikan generalleri yanlarında Türkiye’nin kırmızı listeyle aradığı PKK’lılarla birlikte bölgedeydi.
ABD ile Rusya “Türkiye-Suriye-Irak sınırının bu hale gelmesi için” büyük emek sarf ettiler, PKK-PYD’ye destek verdiler, hala da devam ediyorlar, kendi yaptıkları “kabul edilebilir” mi?
PKK’nın Güneydoğu’da ve sınır ötesinde referandumdan sonra hız vererek başlattığı terör “Türkiye’yi Cerablus operasyonuna zorlayan sürece” çok benziyor.
O halde amaçları nedir? Türkiye’yi yine kaos ortamına sokup “hız kazandırmaya çalıştıkları” bir konu mu var?
Durum ciddi!
Türkiye’ye kuzey Suriye’den bombalar atılırken ABD 2 gün önce aynı bölgeye, Türkiye sınırının dibine zırhlı araçlar konuşlandırdı.
ABD bayraklı tanklar Mardin’in karşısındaki Derbesiye köyüne giderken PYD-PKK onlara eşlik etti.
PYD “Türkiye’yi durdurmazsanız Rakka operasyonundan çekiliriz” diye tehdit ediyormuş. Böylece birlikte Türkiye’nin Suriye’ye geçişini engellemiş oluyorlar, aynen Menbiç ve Rakka’da veya Musul, Kerkük’te yaptıkları gibi…
Durum çok ciddi!
Hükümet bu gelişmelere karşı nasıl bir politika izleyeceğini, bunlara paralel şekilde ülke içinde artan terörü nasıl önleyeceğini zaman kaybetmeden düşünmek zorundadır.
Bitmeyen FETÖ
Son günlerde verilen haberlere göre Emniyet Genel Müdürlüğü FETÖ ile bağlantılı olduğu düşünülen “9 bin 103 polisi” açığa aldı.
Daha önce de binlerce polis görevden alınmış, binlercesi tutuklanmıştı. Emniyet’e, yargıya ve diğer devlet kurumlarına örümcek ağı gibi yayılan FETÖ’yü temizlemek bu gidişle yıllar alacak.
Ak Parti’nin kurucularından, eski Meclis Başkanı Cemil Çiçek 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında şöyle demişti:
“Bunların bu noktaya gelmesinde hepimizin vebali, günahı var. Belki benim vebalim yüzde 90, başkasının yüzde 5”…
“Türkiye siyasi, dini ve ticari açıdan ‘kandırılmışların’ ülkesi. Bakıyorsunuz bu alanlarda insanlar çok kolay kandırılıyor”. (12 Ağustos 2016)
15 Temmuz’dan sonra eski Genelkurmay Başkanı Necdet Özel dahil olmak üzere “yanıldığını, aldatıldığını” söyleyen çok oldu.
Cemil Çiçek ise “hepimizin vebali var” diyor. “Türkiye’de insanlar çok kolay kandırılıyor” diyor.
Bu kadar hayati öneme sahip kurumlara, bu kadar çok sayıda “terör örgütü üyesi” sızarken, binlerce kişi işinden olur ve tutuklanırken siyasetçilerin veya genelkurmay başkanlarının bu “vebal” veya “aldatılma” sözlerini anlamak gerçekten çok zor!