Karlar altında mücadele!
.
Dün gazetelerde Şırnak’ta Kato Dağı’nda 2900 metre yükseklikte kafasına kadar kara batmış terörist kovalayan askerlerimizi görmek hepimizin yüreğini sızlattı.
Sırtlarında taşıdıkları çantalardaki yiyecek, cephane gibi yüklerle çantanın ağırlığı 40 kiloya ulaşıyor, bir de silahlarını ve bu çantalara, gocuklara, kafalarındaki ağır kasklara birikmiş 20 cm’lik kar yığınlarının ağırlığını düşünün.
O soğukta ve her an gelecek kalleş bir saldırı tehdidi altında günde en az 20 km yol aldıklarını düşünün.
Askerimiz sadece Güneydoğu’daki PKK terörü nedeniyle yeterince zorluk ve tehlike altında.
Hatay’a bitişik
Türkiye ve yaşadığı terör, sınır boyunca ortaya çıkarılan terör koridoru, ABD ve onunla birlikte hareket ederek Irak’ta IKBY peşmergelerine, Suriye’de PYD-PKK’ya yıllardır destek veren ülkeleri nedense hiç ilgilendirmiyor.
İdlib, Afrin’in güneyinde ve yine Hatay’a sınır komşusu olan bir kent. El Kaide’ye bağlı veya ondan kopmuş çoğu cihatçı silahlı grupların elinde.
Esad rejimi ve Rusya için önemi “Akdeniz’e açılan kapı” olan Lazkiye’ye çok yakın olması. Tabii aynı nedenle; PYD’nin ele geçirdiği koridorun Akdeniz’e ulaşmaması açısından Türkiye için de önem taşıyor.
Boksta yumruk sayısı…
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Şu anda henüz Türk askerinin orada olmadığını” söylediği konuşmasında bir gazetecinin “Fırat Kalkanı harekatındaki gibi bir yöntem mi kullanılacak” sorusuna;
“Boksa girildiği zaman yumruğun sayısı sayılmaz” cevabını verdi. Aynı konuşmada “Halep’ten kaçıp İdlib’e gelenlere biz elimizi uzatmak durumundayız” dedi.
Boksa girildiği zaman yumrukların sayılamayacağı bize “savaşa girildiğinde her şeyin göze alınacağını” anlatıyor. Demek ki giderek büyüyebilecek bir savaşa girmekteyiz, ancak…
Türkiye, Suriyelilere yardım için kendisine düşeni bugüne kadar fazlasıyla yaptı, İdlib’e kaçanları korumak için bir kez daha savaşa girmesi pek rasyonel sayılmaz. Bu savaş, Türkiye’nin güneyinde ve sınırı boyunca ABD desteğiyle PYD-PKK’nın (ve perde gerisinde Barzani ile İsrail’in) bir bağımsız devlet kurmasını önlemek içindir.
Afrin ve Rusya
İdlib’in “çatışmasızlık bölgesi” olması için Türkiye ile anlaşma yapan Rusya, rejimi de ilgilendirdiği için İdlib operasyonunda “dışardan” güvenliği sağlayacak deniyor.
“İçerde” cihatçı gruplarla Türk askeri-ÖSO savaşacak ve Rusya dışarda mı kalacak anlamındadır bilmiyoruz ama kendi askerimizi tehlikenin ortasına atmama planı herhalde yapılmıştır.
Zira hatırlayacağımız gibi aynı Rusya, Afrin de Türkiye için en az İdlib kadar önemli olmasına rağmen “Fırat Kalkanı operasyonunun, PYD kontrolündeki Afrin’e ulaşmasına” izin vermemişti.
İdlib operasyonu, Türkiye’yi yıllar sürecek ve ABD’nin de içinde olacağı bir savaşa sokabilir. Tekrarlamak gerekiyor ki deneyimli diplomatların görüşlerini almak da şarttır.