Kadınlar ve çocuklar!
.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlandı. Geçen haftadan başlayarak toplantılar yapıldı, bunların bazılarında “kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olduğu, bu hakların giderek daha iyiye doğru değiştiği” söylendi.
Türk kadınlarının “siyasete girmiş olması”, erkeklerle eşit haklara sahip olduklarının söylenmesi ne yazık ki hiçbir şey ifade etmiyor.
Türk kadınları “seçme ve seçilme hakkı”nı bundan 82 yıl önce, birçok Batı ülkesinden önce kazandı, yani kadınlar siyasete yeni girmiş değil.
1935 seçimlerinde TBMM’ye 18 kadın milletvekili seçilmişti ki Atatürk’ün “en az 50 kadın milletvekili olmalı” ısrarına karşılık Meclis’teki erkeklerin itirazıyla bu rakama ulaşılamamıştı. (Meclis bağımsızlığı)
Bugün ise 1 Kasım seçimlerinden çıkan sonuca göre Meclis’teki kadın oranı “yüzde 14.9” durumundadır. (7 Haziran’da yüzde 17.6 idi)
Gurur duyulacak bir ilerleme olmadığı gibi hala “rakip durumundaki” kadın siyasetçilere veya bir kadın milletvekiline tepki olarak “kadın kimliği” üzerinden acımasızca ve haksızca saldırıya geçilebildiği görülmektedir.
Cinayet ve tecavüzler
Geçen haftanın haberi; Aydın Efeler’de 17 yaşındaki kız 3 yıl boyunca şantajla 200 kişinin tecavüzüne uğradı.
Suçlulardan sadece 6’sı tutuklandı. Bundan daha korkunç bir olay ve karar olur mu?
İzmir Kiraz ilçesinde kız çocuklar kaçırılarak babaları, dedeleri yaşında adamlarla zorla evlendiriliyor. Yine geçen hafta 49 yaşında, evli ve 2 çocuklu adam 13 yaşındaki kız çocuğun evine girerek tecavüz etti ve tutuklandı.
Çocuk hamile ve ancak hamilelik ilerlememişse “çocuk yaşında bir tecavüz çocuğu doğurmak” zorunda kalmaktan kurtulabilecek.
Bu mağdur çocuklar bir de adliyede “tecavüzcülerle karşılaştırılarak, defalarca muayene edilerek” mağdur oluyorlar, psikolojileri iyice bozuluyor.
Bolu’da sevgilisi tarafından öldüresiye dövülen hamile kadın ancak itfaiyenin yardımıyla kaçıp kurtulabildi. Şiddet uygulayan şahıs 2008’de babasını öldürmüş ve serbest bırakılmış.
Yine serbest bırakılırsa bu kez belki hamile kadın da kurtulamayacak.
Yargıya müdahale
Türkiye yalnız Dünya Kadınlar Günü’nde değil, her gün “kadın ve çocuklara karşı ‘aile içi ve dışında’ şiddet-tecavüz, ‘çocuk gelin’ adı altında çocuk tecavüzleri” konularını tartışmak zorundadır. Bu çağdışı saldırılara en ağır cezaların verilmesi şarttır.
Konya’nın Karatay ilçesinde Kur’an kursunda okutmanların “cinsel taciz”ine uğrayan 5 çocuk davasında Diyanet müfettişleri rapor hazırlıyor ve cinsel istismarı görmezden gelerek çocukları suçlu çıkarıyor.
Yargı karar vermeden önce yapılan bu girişim, haberin medyada yer alması açıkça “yargıyı etkilemek ve müdahale”dir. Hukuk devletlerinde hiçbir kurumun böyle bir hakkı olamaz.
“Cezaevlerinde sıkışıklık var” denerek 100 bin mahkum açık cezaevine alınacak ve izin günlerinde halk arasına karışabilecek.
Adalet her şeydir. Kadınlardan söz etme hakkına ancak onları ve çocukları koruyabildiğimiz gün sahip oluruz.