İyi niyet mi oyalama mı?
.
Toplum 3 aydan uzun bir süredir “bir koalisyon hükümeti kurulmasını” bekliyor.
Salı günü CHP Merkez Yönetim Kurulu “Türkiye’nin derin ve yakıcı sorunlarının çözümü amacıyla, ülkenin yüksek çıkarlarını gözeterek, en az 4 yıl sürecek, reform odaklı ve geniş tabana dayanan bir koalisyon hükümeti kurulması yönünde iradesini bir kez daha ortaya koyduğunu ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na bu doğrultuda tam yetki verdiğini” açıkladı.
Kurulacak hükümetin “5 sorun alanında çözüm üretmesi” gerektiği, bunların da “dış politika, ekonomi, yeni anayasa, eğitim ve toplumsal barış” olduğu belirtiliyor.
AKP ile koalisyon için öne sürdükleri şartların seçim öncesinden, hatta sonrasından bu yana giderek “uzlaşmaya daha uygun” hale getirildiği ortadadır.
CHP; Pazartesi günkü Davutoğlu-Kılıçdaroğlu görüşmesinde çıkmayan koalisyon kararının çıkması için elinden gelen gayreti gösterdiğini topluma açıklıyor.
Kentlere sıçrayan terör
Bu nedenle, iki partinin bugün yapacağı son koalisyon görüşmesinde “Suriye politikası değişmesin, yolsuzluklar gündeme gelmesin veya Cumhurbaşkanı ‘başkan yetkileri’ taşısın” gibi konularda israr edilmesi AKP’yi büyük kitlelerin gözünde “masadan kalkan, milli iradenin tercihine saygı duymayan taraf” durumuna düşürecektir.
PKK, IŞİD ve DHKP-C ile sayıları 3’e çıkan terör örgütlerinin kanlı eylemleri büyük kentlere sıçramışken “bu konularda anlaşamadık” mazeretini toplumun kabul etmesini beklemek akılcı bir yaklaşım olamaz.
Türkiye’nin “Suriye politikasının, Suriye’deki iç savaşa müdahalesinin yanlış olduğu” bugün Güneydoğu’da ve sınırımızın ötesindeki yapı değişikliğiyle ortaya çıkan tabloda net şekilde görüldü.
Halkın “parlamenter sistemin devamını” istediği seçim sonucuyla ortada; hala neyin israrını sürdürüyoruz?
Barış söyleminin sonu!
Yıllardır devam eden “çözüm süreci” bugün; aralıksız süren, birkaç haftada onlarca şehit verdiğimiz ve İstanbul’da, İzmir’de bombalı saldırıların yapıldığı bir sürece vardı.
HDP’nin PKK terörüne karşı nerede durduğu, seçim öncesi verdiği “barış, kardeşlik” sözlerinin nereye gittiği belli değil.
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Silahların susması yetmez, bırakılıp gömülmesi gerekir. Sınırlarımız içinde tek terörist kalmayana kadar mücadelemiz sürecek” diyor ama bugünkü olayların nedeninin “devletin PKK’ya 2.5 yıl göz yumması” olduğunu söyleyen de AKP Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay...
Yapılan açıklamalar, İmralı-HDP görüşmelerinin durdurulması, Habur olayına tamamen zıt bir noktaya gelinmesi, verdiğimiz şehitler, yaşadığımız kaos çözüm sürecinin tamamen yanlış olduğunu mu gösteriyor? Bunları halka kim açıklayacak?
Erdoğan “Ülke hükümetsiz kalmamalı, 45 günü esnetme yetkim yok” derken “Kasım’da erken seçim” ihtimalini dillendirenler de arttı.
Yarın AKP ve CHP’nin koalisyon konusunda vereceği karar bu süreçte kimin, ne kadar samimi olduğunu da gösterecek.
Umalım da belirsizlik yaşanacak yeni bir süreç başlatılmasın!