Şampiy10
Magazin
Gündem

Hükümetin asıl gündemi!

.

ABONE OL
Vatan Haber

Yazmamız, tartışmamız gereken çok sorunumuz var. Öte yanda referandum için kalan süre 2 ay gibi bir zaman olduğu için gündem yoğun olarak buna kilitlenmiş durumda.

Oysa önümüzde hızla yaklaşan ve “Türkiye’nin her vatandaşının geleceğini belirleyecek bir sistem hatta rejim değişikliği yaratacak referandum” olmasa örneğin; Suriye’de El Bab’da savaşan TSK’nın bundan sonra nelerle karşılaşabileceği konusuna yoğunlaşabilirdik.

TSK, Suriye sınırımızda bir Kürt koridoru kurulmasını engellemek üzere Azez-Cerablus hattını DAEŞ ve PYD-PKK’dan temizlediği gibi El Bab’da da bunu yapmak istiyor.

Esad ve ABD karşımızda

Oysa bugüne kadar El Bab operasyonuna aynen ABD ve Koalisyon ülkeleri gibi karışmayan Esad güçleri, TSK El Bab’ı üç yönden kuşattıktan sonra ortaya çıktı kentin güneydoğusunda bazı yerleri DAEŞ’ten aldı.

El Bab, bizim için olduğu kadar DAEŞ için de, Esad ve PYD için de “ele geçirilmesi gereken kritik bir merkez” durumunda ve PYD de kentin doğusunda beklemekte.

Cumhurbaşkanı Erdoğan “El Bab’da bir an önce işimizi bitirip daha derine gitmemeliyiz” demişti ama “Menbiç ve Rakka’nın alınmasının önemini” de eklemişti.

Esad’ın “Fırat Kalkanı operasyonu işgal” ve Dışişleri Bakanı Mikdad’ın “Türkiye, ordusunu Suriye topraklarından çeksin” dediğini, hatta rejim güçlerinin hava saldırısında 3 askerimizin şehit olduğunu biliyoruz.

Bugüne kadar çok sayıda şehit verdiğimiz, çok sayıda askerimizin yaralandığı El Bab’da şu andan itibaren tehlike çok daha büyümüştür. ABD’nin son olarak “ağır silahlar ve zırhlı araçlarla donattığı PYD-PKK” ve Suriye rejim ordusu da, DAEŞ de TSK için aynı derecede tehlike oluşturmaktadır.

Daha fazla şehit vermemek için en doğrusu Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın Fırat Kalkanı hakkında Güneydoğu sınırımızdan bilgi alacağına bizzat El Bab’a giderek “neler olabileceğini” yerinde incelemesi, planların ona göre yapılması olacaktır.

Deprem ve bakan!

Çanakkale Ayvacık’ta Pazartesi sabah saatlerinden başlayarak 5.3 ve 5.5 şiddetinde 2 deprem yaşandı. Halk geceyi sokaklarda geçirdi.

Bu bölgede evler tek katlı ve taş olduğu için can kaybı olmadı ama bakın Şehircilik Bakanı Özhaseki ne diyor:

“Anadolu’da deprem olursa altından kalkarız ama İstanbul’da perişan oluruz, ekonomimiz çöker. Bir fay var 250 senede yıkılıyor, şimdi 249 senesi. Uyku yitirecek bir ortam var”.

Şimdi, ekonomideki darboğaz için de, İstanbul veya bir başka kentteki olası depremler için de toplum 15 senedir iktidarda olanlardan çözüm bekler Kİ İstanbul 18 yıldır aynı partinin belediye başkanları tarafından yönetiliyor.

İstanbul’da ekonomi çökertecek depremde “kaç can kaybı olacağı” ekonomiden önemli bir konudur.

Allah korusun böyle bir depremde kimse “uykuların kaçtığını” düşünmez, o güne kadar can kaybını önlemek için Bakanlığın, Belediye’nin neler yaptığını sorar ve bu konular “millete başsağlığı dilemekle” geçiştirilemez.

Referandum ve başkanlık konusundan önce “vatandaşın, askerimizin can güvenliği” düşünülmelidir.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Yazarımız, yıllık izne çıktığı için bir süre yazılarına ara vermiştir.
  2. CHP’de seçim ve yerel seçim!
  3. Yeni sistemde denetim nasıl?
  4. Yeni bir erken seçim mi?
  5. Mülteciler ve Merkel!
  6. Siyasette şiddet!
  7. Farklı bir demokrasi!
  8. Değişim hemen başlamalı!
  9. Türkiye’nin yeni dönemi!
  10. Heyecanla Beklenen Pazar!

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.