Şampiy10
Magazin
Gündem

Helikopter kazası, referandum ve 2019!

.

ABONE OL
Vatan Haber

Mayıs’ın son günü Şırnak’ta meydana gelen ve 13 askerimizi şehit verdiğimiz helikopter kazası o günlerde tartışılmakta olan birçok olayı da doğal olarak ikinci plana atmıştı.

Helikopterin “yüksek gerilim hattına takılarak düştüğü” açıklaması hala televizyon tartışmalarında yer alıyor.

Hala “bölgeyi avucunun içi gibi bilen, aynı noktadan daha önce defalarca uçuş yapmış olan” tecrübeli bir ekibin nasıl olup da bu hatları görmediği, bilmediği veya bu konuda uyarılmamış olduğu tam anlaşılmış değil.

Başbakan Binali Yıldırım kazanın arkasından “Helikopterlere ‘engel tanıma sistemi’ konması için gerekli talimatı verdiğini” bildirmişti.

Madem ki “engel tanıma sistemi” bu tür kazaları önleyebilir, Şırnak veya Güneydoğu Anadolu’nun diğer illerindeki askeri helikopterlere ‘hayat kurtaran’ bu sistem neden daha önce konmamıştır?

1996’dan beri görev yapan ve daha önce de 2 kez düşen bu helikopterler neden yenilenmemiştir?

Değerli 13 askerin kaybedildiği bir kazada bu soruların cevabı verilmelidir.

Referandum raporu

Kazanın olduğu günün öncesinde 2 önemli konu gündemdeydi, bunların biri “Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin (AKPM) 30 Mayıs 2017’de açıklanan Referandum Raporu”ydu.

Aralarında AİHM’nin de bulunduğu tüm Avrupa Konseyi kurumları, AB ve BM tarafından da “referans belge” sayılan bu raporda, bundan sonra yapılacak seçimler için de ciddi önem taşıyan, tüm siyasi partilerin incelemesi gereken uyarı ve eleştiriler vardı.

Hepsinden önemlisi; “Saydam çalışmadığı” ve “kararlarına karşı yargı yolu kapalı” olması nedeniyle eleştirilen Yüksek Seçim Kurulu’nun “mühürsüz oy pusulalarının geçerli sayılması” hakkında aldığı kararın “yasalara aykırı olduğu ve çok önemli bir yasal güvencenin ihlali anlamına geldiği” bildiriliyordu.

Bu raporun ortaya çıkması için Türkiye’nin davetiyle referandumu izlemiş olan AGİT üyeleri (20 AGİT üyesi ülkeden gelen 24 AKPM gözlemcisi) de ön raporlarında benzer noktaları vurgulamış, “oyların yeniden sayılmasını” önermişti.

Nitekim halen “mühürsüz olduğu halde ve sandıklar açıldıktan sonra YSK tarafından geçerli sayılan” oyların net sayısı, kaçının Evet, kaçının Hayır oyu olduğu bilinmiyor.

2019’da ne olur?

Çarşamba akşamı televizyonda CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan:

“Referandumdaki yüzde 49’luk beraberliğin 2019 seçimlerine kadar sürdürülmesi gerektiğini, 3 büyük şehrin ‘Hayır’ dediğini, yerel ve genel seçimlerde de bu şehirleri kazanmaları gerektiğini” anlatıyordu.

Tabii ki tüm partiler yerel seçimde de, genel seçimde de kazanmak ister. Ancak…

Eğer YSK referandumda yaptığı gibi çekinmeden, bu kez başka bir şekilde “yasalara aykırı” karar alırsa ve bu karar sonucu değiştirirse 2023’ü mü bekleyecekler? Sonra 2027’yi…

YSK bir yüksek mahkeme değildir ve toplum vicdanının rahat etmesi için en kısa zamanda “yargı denetimine açık” hale getirilmelidir.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Yazarımız, yıllık izne çıktığı için bir süre yazılarına ara vermiştir.
  2. CHP’de seçim ve yerel seçim!
  3. Yeni sistemde denetim nasıl?
  4. Yeni bir erken seçim mi?
  5. Mülteciler ve Merkel!
  6. Siyasette şiddet!
  7. Farklı bir demokrasi!
  8. Değişim hemen başlamalı!
  9. Türkiye’nin yeni dönemi!
  10. Heyecanla Beklenen Pazar!

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.