Halk ve Mehmetçik bitirecek!
.
Terör Türkiye’nin bir numaralı sorunu olmaya devam ediyor.
Sur, Nusaybin, Şırnak başta olmak üzere çok sayıda ilçe Suriye’deki görüntülerden farksız şekilde harabeye döndü, yakıldı, yıkıldı.
Türk askeri ve polisi gövdesini siper ederek iyice azgınlaşmış halde canlı bomba saldırılarıyla toplu katliamlar yapmaktan çekinmeyen PKK’nın eylemlerini önlemeye çalıştılar.
Bir yıl önce PKK’nın tekrar başlattığı saldırıları sürerken Nusaybin’de önce Çarşamba günü 25 terörist teslim oldu, dün de 10’u kadın 42 teröristin güvenlik güçlerine teslim olduğu haberi geldi.
Güvenlik güçlerinin çıkış yollarını kapatmasıyla kaçamayacağını anlayan ve teslim olan teröristler arasında pişmanlık yaşayanlar var.
Fotoğraflarda çoğunun “çocuk yaşta” olduğu da görülüyor.
Hem devlete, hem Kürtlere…
Daha önce ailesine pişman olduğunu bir mektupla bildiren Zehra “Bu gereksiz ve boş bir davadır, sonu yok. Hepimiz bir piyonuz. PKK hem devleti, hem de Kürt halkını yakıyor” derken diğer PKK militanlarına da “devlete teslim olun” çağrısı yaptı.
Diyarbakır’ın Tanışık Köyü’nde içinde 15 ton patlayıcı bulunan kamyonu infilak ettirerek 16 masum insanı öldüren, 36 çocuğu yetim bırakan PKK eyleminin ardından Selahattin Demirtaş şöyle demişti; “Bu saldırıyı yapanlar halktan özür dilesin”…
Ne istiyor açıklasın!
Demirtaş çok sayıda masum insanın öldüğü, kitleleri yok eden bombalı saldırıların “özürle” geçiştirilebileceğini düşünüyor olmalı.
Onun bu açıklamasının ardından, aynı gün terör örgütü cinayetlerine devam etmişti.
Çarşamba gecesi Mardin Midyat’ta Jandarma karakoluna “bombalı araçla” yapılan saldırıda 3 güvenlik görevlisi şehit oldu.
Aynı gece Diyarbakır’da bir ortaokulu ateşe verdiler. Peki, teslim olan PKK’lıların bile “Bu gereksiz ve boş bir davadır. Kobani’de bir anlamı vardı, burada sonu da yok” dediği bu terör için acaba Demirtaş’ın nasıl bir gerekçesi var? Diyarbakır’daki saldırı için “özür” istiyorsa, PKK’nın Ankara, İstanbul, Bursa, Diyarbakır, Van, Tunceli, Mardin ve diğer illerde, ilçelerde “IŞİD’le dönüşümlü” olarak yaptıkları terör eylemleri, örneğin Ankara’da 37 kişinin hayatını kaybettiği saldırı için de özür mü isteyecek?
Kobani ve Rakka
Dört gün önce Sur’da halk, esnaf HDP’li milletvekillerine büyük tepki göstererek “Alın pisliklerinizi de defolun. Niye geldiniz” sözleriyle kovdu.
Güneydoğu veya Türkiye’nin bir başka bölgesinde halk HDP’yi veya PKK’yı “Kürtlerin temsilcisi” olarak görmediğini, tam aksine “terörün ortak sorumluları” saydığını artık açıkça anlatmaktadır.
PKK’nın sivilleri 15 tonluk patlayıcıyla öldürmesi ve diğer eylemler Demirtaş’ın “Kobani’de ne olduysa burada da aynısı olacak” sözleriyle örtüşüyor. Kobani’de “IŞİD” bahanesiyle Türkiye’den destek bile alınmıştı, şu anda aynı olay Rakka’da yaşanmaktadır.
ABD; PKK-PYD’nin “Suriye’deki kantonları birleştirmek için son alan” olan Azez-Cerablus hattının güneyinde önemli bir petrol bölgesi olan Rakka’yı Türkiye’den vuruyor.
Suriye’deki yanlış politikamıza bir yenisinin eklendiğini görmek zorundayız!